- 742 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yağmurlu Toprak
Bir bulut varmış,bir de tarla..Toprak susamış;susadıkça bulutlara bakarmış.Bulutlar sanki kartal;
çalımlı çalımlı tepesinden bakınıyorlar.Şerçeler mutlu mu mutlu;çünkü hava güneşli,çalılıklar pek de bereketli.
Toprak sıkıntıdan çatlamak üzere;bağrında sakladığı tohumlar baş veremiyor.Ne yapsın???
Başlamış kendi kendine konuşmaya.’Aç ölmez giderek sararır ama su imdada yetişmezse tohumlarım kararır!’
Toprağın sesini şebnem duymuş;ağlamaklı ağlamaklı bir taşın üzerinde ışır dururmuş.Birden bir şey olmuş.Toprakla
şebnemin arasında bir ışık oluşmuş..Bu ışık hızla gökyüzündeki buluta ulaşmış.Birden her yer aydınlanmış!Herkes bu aydınlığa
odaklanmış ki;birden bire bir gürültü kopmuş,o bir damla şebnem gökyüzünde çalımlı çalımlı duran kara kartala benzeyen bulutu
aldığı gibi yere vurmuş.Neye uğradığını şaşıran kara bulut sanki tüylerini döken bir kuşa dönmüş..Döne döne yeryüzüne inen tüylere
Poyraz sormuş:Ne oldu çalımına,alımlı alımlı duruşuna deyip bir tokat atmış.Poyrazın tokatıyla neye uğradığını şaşıran kara bulut;yuvarlandıkça gökyüzünde daneleşmeye
başlayıp ne olduğunu anlayamadan doluya dönüşmüş.Dolular deli-divane yeryüzüne doğru iniyorlarmış ki;araya lodos girmiş;biraz ara-buluculuk edeyim demiş.Kara buluttan oluşan dolu taneleri öyle sevinmiş,öyle sevinmiş ki;şok geçirip
ergimeye başlamışlar;fakat poyrazın öfkesi hala dinmediği için tuhaf şekillerde beyaz beyaz dökülmeye başlamışlar..
Yer yüzüne lapa lapa bembeyaz kuş kanadı mı desem;yıldızlara mı benziyor desem orasına siz karar verin;bizim susayan toprağın bağrına düşmeye başlamışlar..
Lodos bu kara buluta acımış;merhamete gelmiş,beyaz beyaz uçuşan kanatlara doğru esmeye başladıkça gökyüzünde uçuşan
beyaz kanatlar yağmur damlalarına dönüşmüş.
Yağmış,yağmış.yağmış..Günlerce yağmış.Toprak suyu kana kana içmiş;fakat yağmur dinmiyormuş.Yağdıkça sular seller altında
Kalıyormuş..Kara bulutun biraz da kızgınlığından damlalar çoğaldıkça çoğalıyormuş.
Yağmurlu toprak bir sazlığa dönüşmüş..Bağrındaki tohumlar büyümeye başlamış..Büyümüşler,büyümüşler yeşil yeşil uzamışlar.Sonra birgün bir de ne görsün bizim yağmurlu toprak?Pirinç tarlası olmuş.
Kendisine acıyan şebnemin tanesi gibi parıldayan pirinçler çoğalmış,çoğalmış..Şebnemle hep dost kalan yağmurlu toprak;nedense kra kartal bulutla hiç dost olamamışlar.
Kara kartal bulutları her seferinde tolkatlayan poyraza acıyan lodoş bu yağmurları oluşturmuş..O günden sonra da o toprağın adı yağmurlu toprak olmuş.
Ne zaman dolu yağsa,poyrazın çok kızdığını,biraz yumuşayıp bem beyaz kar tanelerine dönüşse lodosun barış elçisi olarak araya girdiğini duyumsar;kara bulutun tüylerinin sicim sicim yağmur olmasını bekler dururmuş..
Gökten üç damla düşmüş;birisi poyrazın tokadıyla ne olduğunu anlamadan yeryüzüne inen dolu tanesiymiş,birisi lodosun araya girmesiyle biraz yumuşayan doluların açılıp kuş tüyleri gibi yer yüzüne inen kar taneleri,diğer son damla ise
berektin,bolluğun adı yağmur danesiymiş..Darısı başka susuz toprakların başına..
YORUMLAR
Toprak gibi insan da bunalır;derdine derman olacak arkadaş,eşi,dostu olursa bir kara bulut;elbet bulunur onları da kendine getirecek bir poyraz.Belki araya girer arabulucu bir lodos..Bunaldıkça gönül büzülür büzülür;gönül gözü kiminde küçülür;kiminde kör olur.Gözün gitti demezler;işin bitti derler!Gönül gözünüz körelmesin;bunalımlarınızda kara bulutlar yengeçleşmesin..Bahar yağmurları yağsın yüreğinize.Nazar değmesin içinizdeki filizlere..