- 534 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Mustafa - Bölüm 8 – Nergis’in Aklı Bulutların Bile Üstünde… Aa Bir Dakika! O Zaten Hostes
Servis yolculuklarını boşa harcanmış zamanlardan çıkarmak için son derece gayret gösteren Nergis, bazen kitap okur, bazen İngilizce kelime ezberler bazen de İngilizce diyaloglar dinleyerek telaffuzunu geliştirmeye çalışırdı. İstanbul trafiğinin günün her saatindeki beter halini de düşünürsek, bir şeyler yapmak için hiç de azımsanmayacak bir zamanın aslında kendisine lütfedildiğini anlayabilirdi.
Servise bindiğinde mesai arkadaşlarına selam vererek en arkadan bir önde oturan Berna’nın, yanındaki boş koltuğa yavaşça ilişmişti. Servis şoförü Burhan abi, bu seferde ayaktaki kişinin yerine oturmasını beklemiş, sonra hareket etmişti. Hümanist tavrını mesaisinin geç saatlerine kadar elinden geldiğince sürdürmeye çalışan Burhan abi nahif bir aile babasıydı. Bazen uzun mesainin getirdiği yorgunluk yüzünden hırçın tavırlar sergilediğine de şahit olmuşlardı.
Nergis, Berna’nın yanında otursa da bu zorunluluğun getirdiği bir sonuçtu aslında. Tanıdığı sürece boyunca Berna’yı iç sevmemiş, sosyal ortamlarda zorunluluklar hariç birlikte bulunmamaya özen göstermişti. Çünkü yirmi dört yaşını süren, orta boylu, kumral tenli, yeşile çalan gözlerin süslediği o güzel yüzün ardında Nergis’in düşünleriyle uyuşmayan fikirlerle dolu bir beyin saklıydı. Hosteslik kariyerini bekâr bir pilot bulup evli bir hostes olarak sürdürmek isteyen Berna, Nergis’e göre de bir kutu boyanın içine düşmüş de gelmiş gibi duruyordu. Hal böyle olunca onunla sohbet etmek istemediğini belli eden bir tavırla kulaklıklarını taktı. Önce biraz müzik, ardından İngilizce diyaloglar dinleyecekti.
Favori listesinde bir numara olarak ayarladığı radyo kanalını seçen Nergis, göz kapaklarını da yumarak müziğin ruhun derinine tesir eden ritmine kendini bıraktı.
…
Ağlama dediler de, gözümde yaş mı kaldı güzelim?
Ben, sen sen diye, tükendim.
Yatsın yanıma…
Sarılmasın dönsün uyusun,
Bir gece kalsın benimle,
Kırk yılım onun olsun…
Birkaç defa işitmişti bu şarkıyı. İşitmişti çünkü bir cümlesinin dahi aklında bulunmadığını şarkının tamamını dinlediğinde fark etti. Çünkü hiçbir cümlesine katılamamıştı. Katılmak için büyük bir gayreti de olmadı. Seslerin büyülü hali, sözlerin kalbin derinine hitap eden manaları Nergis’i tesiri altına almıştı. Kimin söylediğini merak eder halde radyo sunucusunun şarkının sahibini şarkının sonunda anons yapmasını bekledi. Beklentisi karşılık bulmadı. Saat diliminin tamamlandığı sesi geldi ve hemen ardından haber bültenlerinin hava durumu kısmına bağlandı. Şarkının sahibini ise nasıl olsa bir şekilde öğrenirdi.
- …
- İç Anadolu bölgesinde mevsim normallerinden seyreden hava sıcaklıkları gece saatlerinden itibaren bölge genelinde etkisini gösterecek yüksek basıncın etkisiyle ayaz halini alacak ve yarın güneş kendini gösterse pek etkili olmayacak. Hafta sonuna doğruysa Akdeniz kökenli ılık ve yağışlı hava ilerleyip tüm bölgeyi etkisi altına alacak.
- Karadeniz bölgesinde Karadeniz üzerinden gelen soğuk ve yağışlı havanın özellikle orta ve doğu Karadeniz’de etkili olması bekleniyor. Öğlen saatlerine doğru Samsun ve Ordu civarında denizden esmesi beklenen sert rüzgârlar sıcaklığın oldukça düşük hissedilmesine sebep olacağı gibi yağışın da etkisinin artışına sebep olması beklenmektedir.
- Doğru Anadolu bölgesin…
Nergis uçuşa katılacağı rotanın hava durumlarına özel ilgi gösterir, yaşanabilecek durumları az çok tasavvur etmeye çalışırdı. Tedbir maiyetinde davranıştı hepsi. Öğlen saatlerinde Samsun’da olmaları planlanmıştı ve Samsun’daki hava durumu hakkında artık bilgi sahibiydi. Nergis pilot olmak istiyordu. Pilotlar gidilecek güzergâh ve varış noktası hakkında bu konuda bilgilenir, olasılıkları akıllarının bir köşesinde barındırırdı. Nergis de bunun yatırımını yaptı. Bazı davranışlar standartlaşmalıydı.
“Nergis!” dedi Berna. Nergis belli belirsiz bir gülümseme ve içten bir merakla kulaklıklarını çıkardı, Berna’ya cümlesinin devamını bekler şekilde baktı. Berna, “Saçların çok güzel olmuş, çok beğendim. Rengini birkaç kat açtırman yüz hatlarını daha da belirgin yapmış.” dedi. Nergis, art niyetli bir kişiliğe sahip olduğundan adı gibi emin olduğu Berna’nın bu cümlelerine pek alışkın değildi. Şaşırdı. Pek hoşnut olmadığı arkadaşına biraz daha fazla odaklandı. İçindeki olumsuz yargılar şeffaflaştı. Sertliği yumuşadı. Arkadaşının gözlerine bakıp, biraz daha kabarık bir gülümsemeyle “Teşekkür ederim. Fark edileceğini dahi düşünmemiştim.” dediğinde aslında içinde “ Bu kız hakkında fazla mı ön yargılıyım acaba!” diye konuşan hisler türemişti. Nergis, Berna’nın cümlelerini değerlendirecekti. Ama kendine “Aceleci olma!” diye söylemeden de edemedi.
Servis Atatürk havalimanının büyük kapısından azami hıza düşerek geçmiş, personel giriş kısmına doğru ilerlemesini sürdürüyordu. Nergis servisin durup henüz kimse ayaklanmadan cama doğru başını çevirip yükseklere, maviliklere işlenmiş yer yer kümeli beyaz bulutlara odaklandı. Çok güzellerdi. İlmik ilmik işlenmiş, insan emeğiyle elde edilmesi düşünülemeyecek bu görüntü sonsuz ilahi kudretin iz düşümüydüler.
Kuşların uçuşuna, sahip oldukları özgürlüğe merak ve hayranlık besleyerek bu yaşına ulaşmış Nergis, hayallerinin bulutlar üstünde yer aldığından emindi. Hayallerinden uzakta değildi aslında. Ama onun asıl hedefi bulutların üstüne çıkmak değil, bulutların üstünde uçmaktı. Kuş olmaktı, kanada bürünebilmekti. Nasıl olacaktı bu peki? Pilot olmalıydı. Kuş kendince iradesini yansıtıyordu yaşantısına. Pilot olmak da Nergis için benzer yaşamın kapısını ancak aralayabilirdi.