- 627 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Birkaç Siyah Bulut
Doğudaki karanlıktan birkaç siyah bulut kalmıştı.Onlarda şafağın kızıllığında kaybolup gidiyordu.
Güneşin altınımsı ışığının yansıdığı yeşil yapraklardaki çiğ taneleri buharlaşmaya başlamıştı.Sanki gökyüzündeki
bütün bulutlar yere inmişti.
Alaca karanlıkta başlayan ayak tıpırtıları sabahın ilk ışıklarıyla sanki daha da çoğalmış gibiydi.
Baharda yeşeren dışı dikenli,içi sütlü otları büyük bir iştahla yiyen koyunlar bir tabur gibi sıraya geçmiş;belli bir mesafeden sonra
sanki bir emre uymuşçasına hep birden geriye dönüp yayılmaya devam ediyorlardı.Tarlanın ortalık bir yerinde duran çoban kızın çiğ taneleriyle ıslanmış paçalarını
sınır gibi duyumsuyor; onbaşı selamıyla hep birlikte yeniden dönüp yayılmaya devam ediyorlardı,
Hatça kız artık yorulmuştu.Sabah daha alacalanmadan koyunları çıkarmış;kimi zaman türkü çağırmış,kimi zaman düşünmüştü.Koyunlarla arasında gözle görülür bir bağ oluşmuş gibiydi.
Hatça kızı kendilerince öyle benimsemişlerdi ki hiç etrefından ayrılmadan bir tabur asker gibi gidip gidip gelişleri ilginçti.
Günün ilk ışıkları giderek yükselmeye başlamış,otlayan koyunlar yavaş yavaş birbirine sokulmaya başlamıştı.Isınan toprağın bir köşesine de kendisi oturdu.Yarı açılmış eşarbı boydundan alıp düğümünü çözdü.
Saçlarının örgüsünü açıp yeniden örgü tazeledi.Islanmış paçalarına ve çamur bulaşan ayağındaki siyah lastiklere baktı.
Koyunları yavaşça ağıla doğru sürmeye başladı.Koyunlar için oluşturulmuş ağılın emanet tahta kapısını açtı.
Koyun ağılının hemen yanında bir tahta kapı daha vardı.Burada kara inek,danası ve beyaz bir kısrak bağlıydı.Kara ineği sağdı,beyaz kısrağı yularından çekerek dışarı çıkarıp otluca bir yere örkledi.
Her seferinde kısrağa binmek isterdi..Yelesine tutunup güneş doğana dek doğuya doğru kaşmak;başındaki yarım eşarbı çıkarıp atmak ve saçlarını rüzgara vermek isterdi..
Evine doğru yöneldi.Evin tahta kapısını yere sürterek açtı.Odanın köşesine kurulu ıltar ağacının başına oturdu.Iltar demek halı demekti.Büyükçe ağaçları eve gömmüşler dokuma tezgahı kurmuşlardı.Iltar diyorlardı;ıltar dokurum,ıltarın başındayım..Iltarın başına oturdu ve dokuduğu ilmekleri tarakla
sıkıştırmaya başladı.tok tok tarak sesleri duyulmaya başlamıştı.Omuzları öne doğru eğilmiş;sürekli halı,kilim dokumaktan sırtı kamburlaşmıştı.
Ağrıyan belini oğuşturarak dua etti.’Rabbim sen bilirsin!’
Dışarı çıktı,ağzı açık kuyuya ucuna ip bağlı tenekeyi sarkıttı ve suyla dolan tenekeyi bileklerine dolaya dolaya yukarı çekti.Kuyu nerdeyse ağzına kadar dolmuştu.İlkbaharda sular böyle yükseliyordu.Kuyunun ağzına rastgele uzatılmış iki tahtanın üzerine basarak su çekiyordu.Ağzı açık kuyuya,fareler düşüyor,iki kuyruklu kurtçuklar yüzünde yüzüyordu.
Tenekenin üzerindeki kurçukları eliyle attırıp kalan suyu yanındaki bakır helkenin içine boşalttı.Ayağındaki lastiğe yapışmış tezekler kuyunun içine düştükçe kuyudan tok sesler geliyordu.
Domates karıklarının arasına girdi.Domatesler yeni yeni kızarmaya başlamıştı.Bakır helkeye doldurduğu sudan domates kökenlerine azar azar döktü.Domates çitillerinin arsında büyüyen domuz ayrıkların elleriyle söküp söküp attı.Kızaran domateslerden boşalan helkesine koyup eve doğru yürüdü.Domates çitilleri eline yeşilden kına yakmıştı’.Bu gün kadınlar günüymüş’
diyerek evin kapısını sürterek açıp,elindeki kovayı sahanlığa bıraktı.Koyunlara dolanıp yokladı.Hepsi de oturmuş geviş getiriyordu.Tarlanın üzerinde tarla kuşları uçumaya başlamıştı.Göğsüyle tarla arasındai bir karışlık mesafeyle tarlaya değmeden uçuşlarına hayran hayran baktı.Az ileriye örklediği kısrak etrafındaki otları kemirmiş kişnemeye başlamıştı.Kendi kendine söylenerek kısrağın yanına doru yürümeye başladı.
Yine hayallere dalmıştı.Yeşilliklerin arasında beyaz kısrağa binmiş,atın yelesi ve saçları rüzgarda güneşin doğuşunu görmek için koşuyorlardı..
YORUMLAR
Sabahın alaca karanlığı korkutmaz insanı,ardından doğacak güneş güvenle beklenir.''Birkaç Siyah Bulut''insan yaşamındaki sıkıntılara tahammülde de öyle değil midir?Sabredilir,sıkıntılar aşılmaya çalışılır.Kalan sıkıntı birkaç siyah bulut gibi kalsa da tepemizde;ya bir rüzgar alır götürür,ya da yağmur olup iner..Acılar,sıkıntılar damlalarla düşse de yüreğinize;nasıl olsa yükselip yeniden gidecektir gökyüzüne..