- 504 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Zor Günler
Zor zamanlarda geçtim. Büyük bir sınavı genç yaşta vermiş olmam her şeyin başladığı bir yaşin arefesinde kanserle tanışmak hiç bir insanın hayat edebileceği durum değildir. Bir gün bazı şeylerin ters gittiğinin farkına varırısın o güne kadar grip bile yatakalra sokamadığı beni. Etkilemez zamanla gecer diye telaş bile etmedim fakat bu diğerleri gibi gittikçe büyüyen ve dayanılmaz acıların artıran bir bela idi. Her genç gibi üniversite birinci sınıfta belediyenın actığı ucretsiz kursta bir kaç akort basmaktan daha büyük bir meseleyle erkenden cıkmak gerekti. Gidiyorum eve fakat içimdeki korku artık tahamul edilemez bir hal aldı. Artık emindim bu şey beni oldurecek kadar guclu bir şeydi. Gittikçe mesele daha vahim olamya başladı. Doktordan kaçmak bir çözüm olduğu yalanın aklımaki mantıklı aklın varsa hemen git sesi bastırmamı saglayan yanlış psişik ses artık konusmamaya başladı oda gitmemi istiyordu. Doktor yolu gorundü. Gitar kursunun cuman günü olması bana fazladan 2 gün kazandırmıştı zaten fakat vakit her zmanki gibi hastenye varmaya 5 dk kala gözlerim camda skoagı izlerkenki bana kadar rüzgar gibi geçti. Hastaney girerken bir iğnedir en fazla die yaptıgın parmak hesabı doktorun o paniğe düşmüş bakışları ve hızlı hızlı yonemlendirmesiyle içinden cıkılmaz bir vaziyetın içinde bulunduğumun farkına varmamı sağladı. Evet maraton başlamıstı. % dk sonra kanser oldugun gerçeği bir şamart gibi yüzümde patladı. O kadar şiddetliydi ki tekrar kendime gelmem olanlar bir anı olarak yazmama dahi 5 yılımı aldı. Hala önümü göremiyorum o ayrı mesele . Hastaneden cıkarken tüm dünya sırtıma yüklenmiş hayat verdiği yeni ödevi yapmam için evime gönderiyordu. Ama ben bu ödevi yapmak istemiyordum. Sonucu ne olursa olsun bir şekilde kurtulamk istiyordum ama ne kadar ertlesemde hayat elınde sopasıyla beni izliyordu. Ne güzel teknolojidir kendiliginde acılan elektronik kapı insanlar girer cıkarlar her kezin kendi dertleriyle savaşırken daha yeni yıkılmış dünyanla çizilen güzergahta ilerlemek. Hastaneye yattım .Ertesi gün ameliyat oldum. Tabi 10 dan geri saydım. sonra soguk bir odada uyandım. Fakat en rahat zamanlarıydı bunlar tatlı hatıralarım. ikametgahımı hastaneye aldıracak kadar kalacagım uzun bir yıl ilk hoşgeldiniydi. Yeni yeni uzayan omuzlarımki saclarımla kendimi ası rock cı oalrak tanıtan bir bebe artık hayatın gercekleriyle yüzleşmiş itahatkar zayıf bir mahluktan bişey değildi. Yemek spor oluyor. Senin için ne kadar istesende yapamadığın. Saçların ellerine tutam tutam dokulmesi ardından ne uyku, ne yemek , ne nefes almak nede yarın yaşamak lutuf olmayan bir 6 ay içersindeydim. mevsimler sokakta akıyor. kış oluyor. bahar oluyor. Sonbahar oluyor. Pencereden izlerken hayat herkez için akmaya devam ediyor. Kimileri aşkını kimileri cocuklarının kimileride hayallerine akıyor.
Hep olumsuz mu olacak biraz ben eglendim tabi parmagu surdugum sac onunla geliyordu. Yıllardır flimlerde izledğim zenciler gibi rastalı sac yaptırmak siterdim ama ona ne ailem nede bütcem izin veriridi. İşte elime bir fırsat geçmişti. Geçtim aynanın kenarına cektım rastalara hastane boylu boyuna geziyorum. Her şeye ragmen yaşamak gerekiyor. Bir kere oluyor. Nasıl olursa olsun yaşayacaz.Herkez bal pekmez yiyerek büyümüyor. yada yaşamıyor. o gün tüm hedefi normal bir gün daha yaşamaktı. Allah bana 5 yıl ve gün nasıp etti. O nasip etti bende yaşadım . Nasip ettiğinden fazlasınıda beklemıyorum.
Ha birde elektronık gitar aşkıyla beraber yazılmıştim yeğenimle gitar kursuna oda bir tane almıştı. O dönem hiç bir gün yalnız bırakmazdı. Ben eve gitmeden acmayacaktı söz vermişti bana beraber acacaz die bekledi. Doktorlar bin bir minnetle izin aldın odadan cıkmama dahi izin vermiyor doktor abilerim. Maskenmi taktım ya siz bırakırsın yada ben giderim die atarlnınca bıraktılar beni. Zayıf bedenin bir tuy gibi akıyordu. Tenime degen soguk benim için büyük bir nimetti. Dışardaydım gunlerdim candan gözledğim özgürlük bir kaç saatliğine hediye etmişlerdi. Tasmamdan(Serum) kurtulmustum. Gitarı cıkardı. Getirdi odaya elime aldım. 10 kiloluk alet bir ton gibi geldi. Kaldırdım zayıflıgımı acizliğim zoruma gitti. Bana dişarda verilen günü başka bir odada uyuyarak geçirdim çünkü en büyük sorun YAPAMAMAKTI. yapmamak değil.
İyi kötü doktorlarla hemşirelerle gülerek eğlenerek geçti günler artık acıtmıyordu eskisi gibi zayıflıgım güçsüzlüğüm tek sorun bebek poposu gibi olan kafamdı. Oda benim için dertlemıyecek kadar küçük bir problemdi. Son gün geldiğinde hastanede son gecem oldugum gun hastane boşlugunda ksoturmaktan yorulmsutum. Çok heycanlıydı. Dışarda bıraktıgım herşey bıraktıgım gibi devam edecek sandım. Fakat insan unutsada tarih unutmuyor. İlk 1 yılın sacım cıkacakmı die endişendim. Sonraki 2 yıl tekrar kanser oalcakmıyım die düşünerek. Bu yılda artık mazide yaşanmış bir kac günden başkasını hatırlamadığım geçmişim.SEN HEP GEÇMİŞ KAL. Ha o kadar söylendik tek bir kez dahi söylemedik. Aile ve ana,baba eğer bir tanesine sahipseniz olene kadar sahip cıkın yok ailenz yoksa varınızı yogunuzu ailenize basın derim cünkü onlarsız grip dahi atlatmazdım. ModERleşen dünya siktir edin. GELENEKSEL TÜRK Ailesi de hep kalın ne kadar modernleşirse modenrleşsin dünya sahtesini yapamayacagı tek şey sevgi ve ailedir.
Yaşamak için umudun olamasa dahi yaşamaya değer.
Tüm Müslüman kardeşlerime dua odurkı ayagınız taşa dahi carpmasın Saglıklı bir ömür yaşayın.
Sevgilerle BÖĞİ HAN
Not: Bir ton yazım yanlışı var en yakın olanı dogru bir duygu tufanı gibi aklıma geleni yazdım. Düzenlemekde istemiyorum. Teşekkürler
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.