- 1370 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
TÜRKAN SAYLAN VE BEN
Ben 1981 son baharında askerden teskere aldım ve yaşadığım şehir izmire geldim on onbeş gün geçtikten sonra işi bakmaya başladım kahvede bir abi benim çalştığım yerde iş var dedi amele olarak çalışmaya başladım yol yapıyorduk karşı yaka sokaklarına beton döküyorduk bir gün fevzi akay isminde bir adam geldi dediki ben bu işin sahıbiyim bana iki kişi gelsin boru inecek dedi başımızda günay çavuş vardı hüseyin sen haydar emmi oğlu gitik boruyu indirdik öğle oldu yemek şöylemişler iki lahmacun başlamadan yemek bitti
fevzi bey dedi çocuklar doymadınız galiba dedi dedik doymadık reno binek arabasına bindirdi doğru
pideciye vardık karnımızı doyurduk o esnada istanbulda metro işimiz olacak bizimle çalışırmısın diye sordu
bende ehliyet alacağım sınavlar bitsin gelirim dedim tekrar boru indirdigimiz yer geldik çocuklar çay için dedi çayı getiren ablaya sorduk fevzi bey kim mimar dedi bu diger mimarlar gibi değildi babacan yakışıklı sevecen bir abiydi ehliyeti aldık ver elini istanbul yıl 1983 nisan ayı bana git istanbul ak sarayda meto inşatı başlayacak dedi orda atalay erteni ğör dedi geldim gördüm çok ilgilendi beni kamyon şöförü yaptı abi ben kamyon tercübem yok dedim sana bizimkiler yardımcı olur dedi çalıştık şeflerim arkadaşlarım beni çok sevdiler bir gün halis öç isminde şantiye şefimiz bana sen kamyona binme sen benim söförümsün dedi bende nasıl isterseniz dedim artık şantiye şefinin söförüydüm 520 B M V Birde fort tanusumuz vardı
halis abi sivaslı ben çorumluydum yöre olarak aynı genleri taşıyorduk halis abi elli yaşlarında iş tercübesi mükemel bir mühendisti baba oğul gibiydik bana güveni tamdı gündüz çalışırdı akşam eve bırakır geri şantiyede kalırdım vatan caddesi üzerinde lunapark varı her akşam oraya takılırdım Tabi gençlik bütün lunaparkta olan her şeye binerdim bilet almak için para verirdim bilet bir liraydı gözümün önünde
Parayı sayardı dokuz lira cebime kordum para yedi lira çok zoruma giderdi bunu fotoğrafçı olan çetine anlatım nerelisin dedi çorumlu dedim bende samsunluyum dedi para niye cebimde eksiliyor dedim
tırnak atıyorlar dedi çetinle kardeş olmuştuk artık lunaparkta ne çay parası ne bilet parası almıyorlardı
artık akşam olmasını iple çekiyordum alemle alemler ne kızlar hadi hesabı yok bir gün bacak aram
acayip kaşınıyor kaşıya kaşıya yara oldu çetin dediki hastaneye git vatan caddesi üzerinde galiba çapa tıp
Fakültesinin hastanesi vardı şefden izin istedim arabaya bindim vardım hastaneye park soeunu vardı
Resmi aracların yanına park ettim tam arabadan ayrılırken birisi ora yasak dedi
Bende hemen çıkarım dedim çıkma beş lira ver kalsın dedi parayı verirken hemşerim bizim oralılara benziyon dedim sizin orası nere dedi be çorum dedim bende çorumluyum dedi neyin var ne hastalıgın dedi bende bacak aramad kaşıntı var dedi beş lira daha ver seni pörofosöre muayne ettireyim dedi çıkardım verdim hangi köydensin dedi sorkoğlalıyım dedim bende ahmetoglanlıym dedi çıkartı aldıgı parayı geri verdi girdi koluma türkan saylanın odasına götürdü dedi melmeeketen hemşerim gelmiş
cilt hastalığı var dedi hemen içeri aldı soyun dedi pontolonu aşağı indirdim fakat donumu indiremiyorum utanıyorum kalktı masadan boynundaki fuları gözüme bağladı donum indirdi muayne etti donumu çektim
Pantlonu çektim yüzüne bakamıyom çekmeceyi çekti bir tüp mehem veri temiz giyin her gün donunu degiştır dedi banyo yap bu ilacı sür dedi geçmese beş gün sonra gel dedi hocam borcumuz varmı dedim yok dedi ve ordan ayrıldım hemşerim beni ugurladı banyo yaptımilaci sürdüm geçti gitti
şimdi bu ülkedeki bütün hekimlere hanginiz bunu yapabilisiniz hangi porofosorun yanına randavusüz
gidebilirsiniz biz türkan saylanı anlamadık anlayamadık böyle bir değerin kıymetini bilemedik
şimdi bütün türkiye ye soruyorum hangimiz türkan saylan olabiliriz biz onu terrorist yaptık biz onu sabah 06da baskın yaptık keşke bilim adamlarinin bir bölümü türkan saylan olsaydı bu melmeket böyle olmazdı o benim hayatımın bedelsiz muayne olma bedelsiz ilaç alma gibi sosyal bir devlet gibi bir insan ona sayğım sonsuz
kaç türkan saylan kalmıştır kaç dekan bunu yapar kaç doktor böyle özverili davranir siz her şey olabilirsiniz ama
ADAM OLAMASINIZ ADAM OLMAK TÜRKAN SAYLAN OLMAKTIR RUHU ŞAD OLSUN SAYGILAR TÜRKAN ANA
bu gün yaşar kemali kaybettik biz nazım yılmazı ahmetdi deniz mahiri iboyu hiç gözümüz kırpmadan harcadık ne yazık bize ne yazık bizi yönetenler bu melmekete hiç ben buyum diyen insan gelmezmi işbirlikçi yandaş riyakar iki yüzlü yöneticilerden bıktım daha güzel bir yarın ,için bu gün bana musade saygılar sevgiler
bu benim hayatim dan bir bölüm sevgiler saygılar hüseyin yılmaz
YORUMLAR
...//.. Prof. Dr. Saylan, 1976 yılında Lepra (Cüzzam) çalışmalarına başlayarak Cüzzamla Savaş Derneği'ni kurdu. 1986'da kendisine Hindistan'da "Uluslararası Gandhi Ödülü" verilen Saylan, 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü'nün Lepra
konusunda danışmanlığını da üstlenen Saylan, Uluslararası Lepra Birliği'nin (ILU) kurucu üye, ayrıca Avrupa Dermato Veneroloji Akademisi'nin ve Uluslararası Lepra Derneği'nin de üyeliğini yaptı.
1981-2002 yılları arasında 21 yıl, üniversitedeki görevinin yanında gönüllü olarak Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimliği'ni yapan Prof. Dr. Saylan, 1982-1987 yılları arasında, İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı'nı, 1981-2001 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü'nü yürüttü.
Saylan, Dermatopatoloji Laboratuvarının, Behçet Hastalığı ve Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Polikliniklerinin kurulmasına öncülük etti, Saylan ayrıca Ulusal Lepra Kontrol Programını koordinatörü olarak proje, planlama ve uygulamalarını gerçekleştirdi...//
____________ Prof. Dr. Saylan ın yaptıkları ödülleri ve başarıları saymakla bitmez..Bizler değerlerimi korumayı kollamayı öğrenememiş bir Millet olduk ne yazıkki ..Küçük bir ön bilgiyle iştirak etmek istedim.
Bu anıyı bizlerle paylaştığınız için teşekkürler. //
Saygımla