- 1627 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Atatürk'ün Karnesi
Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği’nin içinde Atatürk Evi diye bir ev var. Selanik’te bulunan Atatürk’ün doğduğu evin 1/1 aynısını yapmışlar.
O tarafa yolum düşüp binayı gördükçe hep içini gezmeyi isterdim. Bir gün gezdim.
Ev üç katlı. Giriş katında pek bir şey yok. Sanırım o dönemlerde odunluk, kömürlük gibi müştemilat amaçlı kullanılmış. Üst katta ortada boydan boya bir sofa, sofaya açılan üç oda, merdiven, merdivenin yanında daracık bir mutfak. Plan olarak en üst katta hemen hemen aynı.
Atatürkle ilgili çeşitli eşyalar var. Eve sanki şu anda da kullanılıyor havası verilmiş. Eşyalar o dönemin yaşam tarzını yansıtıyor.
Birkaç yerde “Resim çekmek yasaktır” yazısı vardı. Ben vaziyeti çaktırmadan ilginç bulduğum yerlerden bir-iki resim çektim. Dolaşa dolaşa en üst kata çıktım. Birden ortalıkta kum gibi küçük öğrenciler kaynamaya başladı. Okul gezisine gelmişler.
En üst katta kuzey doğu kısmına bakan oda Atatürk’ün yatak odasıymış. O odada, camekanın içinde sergilenen Atatürk’ün karnesini görünce ister istemez cep telefonumla resmini çektim ki…
“Resim çekmek yasakmış, siz neden çekiyorsunuz..?” dedi, tiz bir ses. 10 yaşlarında bir kız çocuğu.
“Gık” diyemedim, öyle utandım, öyle utandım. Yumruklar sıkılı, eller böğürde. Gözleri çakmak çakmak. Bir şey söylesem üzerime atlayacak.
Süt dökmüş kedi gibi o merdivenleri nasıl indim, kendimi nasıl dışarı attım anlatamam..
:) Gülmekten yerlere yatıyorum bir taraftan..!!
Binanın önündeki yolda 2 tane otobüs duruyordu. Önlerinde bayraklar, Zonguldak bilmem ne İlköğretim Okulu yazan.
Arabama atlayıp arkama bakmadan kaçtım.
**
Bahtın açık olsun duyarlı kızım. Sizler var oldukça bu ülke asla yıkılmaz.
Gözlerinden öperim..
**
Suat Zobu
YORUMLAR
Suat hocam güzel bir anı paylaşım için teşekkür ederim.. Böyle anılar hep yaşansa keşke..
Yazınızın ba ilk pragrafında Atatürk Çifliğinden bahsettmişsiniz. Orman çifliğini okuyunca yıllar önce okuduğum bir yazı aklıma geldi. Anınızla alakalı değil ama günümüz için önemli..
Yil 1930 ATATÜRK Yalova kösküne dogru çikmakta. Bir
de bakar bir bahçivan koca bir çinar agacini kesmek üzeredir. "
Yahu" der "sen hayatinda hiç böyle bir agaç yetisdirdinmiki?
Kesmeye muktedir görüyorsun kendini ve niye ?" der. Bahçivan derki;
" Pasam çinar agacinin kökleri köskün temelini kaldirdi,
yapraklari da köskün pencerelerine müdahale ediyor. Ya köskü
kaybedecegiz ya agaci kesecegiz. Onun için de kusura bakmayin ama
biz agaci kesiyoruz ". Bir an düsünür; "Hayir gerekirse köskü
agaçtan uzaklastiririz" der. Derlerki bu gün Mustafa Kemal bir
hos. Ne demek köskü tutupta agaçtan uzaklastirmak? Ama
inanirmisiniz mühendis degil, mimar degil, ziraatçi degil ama
ne yapar biliyormusunuz? Istanbul'daki köprü altindaki tramvay
raylarini Yalova'ya tasitir. Köskü hiç yikmadan oldugu gibi
tutarak kendisi de kazma kürek temelini kazar ve köskün altina
tramvay raylarini döseyerek köskü agaçtan 4 metre 80 santim
kenara çekerek hala Cumhuriyetimiz gibi ayakta durmakta olan çinar
agacinin kurtulusunu temin eder.
Saygılarımla..
Kutlarim YAZARIM YAZINIZI!! Güzel Olmu$..
"Zübeyde "Hanima"! Izmirde Atamin Anasida öylece bir agac altinda Kaya dibinde Kar$iyakada ZÜBEYDE HANIM PARKI adi verilmi$ öylece bakimsiz bir Parkta Na$i.. Onlar Zaten Öbür dünyada hak ettikleri yerdedir.. Kiymetli Yazarim.. Sizlere Ba$arilar dilerim hep Gözlerine Sokun bu degerlereimizi Unutanlara...Selam ve Saygilar Sunuyorum.. kaleminiz Susmasin..Saygimla...
Solmaz Yeter 07
Suat Zobu
Tamam kardeşim söz veriyorum oraları beraber gezeceğiz inşallah. Anıtkabir'e falan da gideriz. Sen yeter ki gel.
Selam ve sevgiler kardeşim.
Her günün bu günden de güzel olsun.