- 790 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
DEFNE AĞACI
Küçük bir ot tutamından, minicik bir hayvana. Dağlardan, ormanlardan ve sonsuz doğaya kadar yaratılan her türden varlığın aşığıyım çocukluğumdan bu yana.
Defne ağacı da başıma taç yaptığım ağaçlardan biridir. Bu yazıma neden olan hikaye bir çoklarına çok sıradan gelebilir belki. Ancak bir insanın sevdalandığı şey ne olursa olsun, onunla ilgili her şey o kişi için büyük önem ve değer taşır.
Üsküdar semtinde oturan ve manevi kardeşim bildiğim üniversite hocası bir arkadaşım, eşi ve hayvanlarıyla birlikte nohut oda bakla sofra tarzı çok eski bir apartman dairesinde yaşıyor.
Apartmanın arka cephesinde bir muşmula ağacıyla bir defne ağacı birbirlerine arkadaşlık ediyorlardı gündüz gece. Defnenin dallarını kendilerine mesken edinen çeşitli kuşların o küçük bahçeye doyumsuz güzellikler kattığını söylemelimiyim…
Ben defneyi tanıdığımda 3-4 yaşlarındaydı. Şimdi ise 14 yaşlarında. Dallarının uzunluğu metreleri buldu ve 2 kişinin zor sığabileceği balkon pencerelerine geldi dayandı.
Onlar evde olsun olmasın gider bahçenin tadını çıkarırım doyasıya.
Geçenlerde yağan kara dayanamayan defnemiz olduğu gibi devrilmiş. Eşi, İzmir de önemli bir toplantıya gitmiş olan arkadaşımı haberdar etmiş. O da işi gücü bırakıp İstanbul a döndü. Ben anında soluğu orada aldım. Belediyeye bildirdiler. Ve çok şükür defnemizi kurtardık. Bu gün yine oradaydım.
Oldukça ince sayılabilecek gövdende onca dalları nasıl taşıdın? Onca yüksekliğe kadar nasıl tırmandın sen? dedik ve göz yaşlarımıza hakim olamadık içimizin acısıyla birlikte.
Her şeyin bir dayanma gücü ve sınırı vardır elbette. Bunları göremeyen görmek istemeyenlere acınmaz bile.
İşte sevgi böyle bir şeydir. İki eliniz kanda da olsa. Göreceğiniz şeyler canınızı acıtsa da mutlaka gidip gözlerinizle görmelisiniz. Elinizden geleni yapmalısınız. Yaptırmalısınız. Duygularınızı ona hissettirmelisiniz yüz yüze. İnanın hiçbir insan, ne minicik bir hayvan ne bir çiçek kadar hassas ve duyarlı olamaz.
Duyguları kağıtlara dökmekle. Duygu sömürüsü yapmakla hiş kimseyi inandıramazsınız.
Oldum olası duygusal, hassas, ince ve duyarlı insanları beğenirim. Onlara güvenirim yalnızca. Her ne olursa olsun elini taşın altına koyanların insan yerine koyulmasından yana olurum ben de.
Bencil, duyarsız, düşüncesiz ve tutturduğu yanlış yolda inatla yürümekten vaz geçmeyen insanların sahte duygularına asla güvenmem.
Defne ağacının gerek tıpta gerekse kozmetik alanda muhteşem yararları olduğu da bilinmekte.
Ayrıca Yunan mitolojisinde hüzünlü bir aşk öyküsünün de baş kahramanı. Defne yapraklarından taç yapılması bu aşkı temsil ediyor belli ki.
YORUMLAR
Defne Ağacı yazınızı okuyunca aklıma Ihlamur Ağacı geldi.Nereden derseniz?
Öğretmen Okulundayım.Üç yıl tatil günlerinde Tokat Belediyesi'nin parkı var.Oraya gidip oturuyoruz.Yan yana üç tane dev ağaç var.Genelde altındaki banka oturuyor,çay içiyor,sohbet ediyoruz.
birgün Ihlamur Ağacı söz konusu oldu.Herkes nasıl bir ağaç acaba diye birbirine soruyor?
Bilen ve görenimiz yok..Yanımızda oturan bir amcanın dikkatini çekmiş olmalıyız ki;
"Evlatlar,dedi,o altında oturduğunuz ağaç Ihlamur Ağacı..."
Biz bir birimize baktık.Öylece kaldık.Selamlarımla..
DEVRİM DENİZERİ
Ömrünüze bereket.
Merak ettim doğrusu.
Eski canlılığına kavuştu mu o güzel defne ağacı?
Yıkıldı kelimesini okuyunca bir acı düştü yüreğime.
Umarım gayretleriniz işe yaramıştır.
Çok güzel bir sevgi paylaşımı idi.
DEVRİM DENİZERİ
SELAMLAR.
Daphne hüzünü içimi sardı, okuyunca selamla.