Kadın ve Sevgi !..
Kadın ve Sevgi !..
İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren,
Sevgi,
Kadın ve hoşgörü ön planda tutulmuştur.
Düşünce ve duyguyla bütünleşen saygı ve hoş görüyü ifade eden sevgi,
insan özünü oluşturan dayanışma,
birlikte yaşam,
farklılıklara saygı ve ahlaki-politik yaşamı içerir.
Sevgi ve kadın bir toplumun çimentosudur !..
Toplum içerisinde sevgi ve kadın ne kadar yer edinir,
örgütlendirilir ve bilince çıkarılırsa bireyin yaşamı da o kadar anlam kazanır.
Kadın doğurgan olma özelliğiyle,
sevgi de,
özünde paylaşımı,
kolektivizmi,
empati ve emek gibi insani değerleri içinde barındırarak toplumlarda yer edinmiştir.
Günümüzde,
devletli-sınıflı sistemin gelişmesiyle,
yaşam ve değerler özünü kaybedip zayıflamıştır.
Bu zamana kadar manevi değerlerle yaşamını sürdüren bireyde maddi ihtiyaçlar ve tatmin edici araçların sunumuyla mülksüzleştirme,
artı-ürün ve sömürü anlayışları gelişerek açığa çıkmıştır.
Böylece birey,
kendi diline,
toplumsal değerlerine,
kimliğine, yani kültürüne karşı yabancılaşmayı yaşamaya başlamıştır.
Sevgi dünyası çökmüş bir birey,
ve mensup olduğu toplumun kendi öz değerlerini savunması beklenemez.
Sevginin asıl çöküşünü yaşadığı dönem kapitalist sistemin başat olduğu son birkaç yüzyıldır.
Ahlaki-politik yaşamın etkisizleştirilip değersiz kılındığı bir dönemdir.
Günümüz oligarşik kapitalist sistemde kadın gibi her şey metalaştırılırken,
maddi yaşamın vazgeçilmezliği bir ayet gibi içselleştirilmeye çalışılır.
Kapitalist sistem,
bireyin sevgi dünyasını çökerterek,
kadını aşağılayarak bireyciliği ve tüketiciliği geliştirir.
Liberal yaşama yöneltilen birey,
kendi kimliğinden ve değerlerinden uzaklaşıp kütürsüzleşerek sevgiden uzaklaşır
Kapitalist sistem,
bu şekilde köleliği geliştirir.
Kadını seks kölesi,
çocuk doğuran,
ucuz iş gücü ve eve hapsedilerek ihtiyaç gideren makine haline getirir.
Köleleştirme ancak insani değerlerden uzaklaşıldığında gelişir.
Sistem bu yüzden sürekli toplumun manevi değerlerine saldırır.
Aşırı karın hiçbir sınır tanımadığı sömürü ve talan sistemi,
sevginin ölümü üzerinde yükselir.
O zaman sistemin en çok saldırdığı alana,
yani toplumsallığa dönüş,
birey için temel bir amaç ve hedef olmaktadır.
Sevgi dünyası yüksek bir bireyin özünde,
kendi öz değerlerine sahip çıkan,
toplumla bütünleşen,
farklılıklara saygı duyan,
ötekisi asla olmayan,
Kürt,
Türk,
Alevi,
Sünni,
LGBT’li her kim varsa ülkemde yaşayan,
başka insanların acısını yüreğinde hisseden,
saygı ve sevgiyi bir kural olarak belirleyen,
ahlaki-politik yaşamı esas alan, adaletli,
vicdanlı,
demokrat ve eşitlikçi özellikler mevcuttur.
Çıkarcı ve tüketici yaşamı reddettikçe,
üretici konuma geçen birey toplumsal hakikate daha hızlı ulaşır.
Sevginin temel çimentosu kadındır.
Kadın sevginin doğurgan anasıdır.
Sevgi kadının dünyada cisimleşen halidir.
Uygar toplum,
Sevgiyi ve kadını kaybederse,
toplumun da kaybedeceğinin bilincindedir.
Unutmayın,
bütün büyük zulümler,
biz arkamızı dönüp susmayı tercih ettiğimiz için yaşanıyor.
Varmak için yarınlara bizimde hasretimiz var !..
Atilla Yüceak Ocak 2015
Araştırmacı Yazar-Şair
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.