- 320 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
...
Gece karanlığında ayın gövdesine dayamıştı sırtını. Ileriyi düşünüyordu. Düşünmeli mi yoksa düşünmemeli mi bilemedi. Hava soğuk, parka yırtık, gözlükleri zaten buğulanmıştı. Önce köpeğine baktı. Ne sadık dost dedi ona. Sonra da eskiden kalma, buğday eşeleyen iki tavuğa. Kesseydi birini doyardı karnı. Yapmadı. Diğeri yalnız kalacaktı çünkü. Ne zaman canı sıkılsa flüt çalardı. Belki tek yapabildiği şeydi. Kitap okurdu. Uğursuz uğursuz, çirkin suratlı, kirli sakallı adamlar vardı hep. Isimleri neydi acaba. Sonra gece olurdu. Korkunç masallar anlatırdı bana. Ben korkardım. Beraber titreyerek ağlardık çoğu zaman. Sonra gökyüzünden yıldızın kaybolması gibi, ikimizde sessizce uyurduk...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.