- 3535 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
KÖY ENSTİTÜLERİ'NİN KURUCUSU İSMAİL HAKKI TONGUÇ U ANMA
Köy enstitülerinin mimarı ve dönemin İlköğretim Genel Müdürü. İsmail Hakkı Tonguç, bugünkü Köy Enstitüleri sadece köyleri hedef alarak köy okullarına öğretmen, köylere tarım ve sağlık görevlisi yetiştirmek amacına dayanan ve 1940’da açılan eğitim kurumları. İlk öğretimin yaygınlaştırılması için CHP’nin 1935’teki kurultayında alınan kararlardan en önemlisi, askerliğini çavuş ve onbaşı olarak yapan köylü gençlerin, kısa bir eğitimden geçirildikten sonra kendi köylerinde görevlendirilmesi oldu. Bu uygulama 1936’da başladı.
Bulgaristan`ın Silistre iline bağlı Totrakan ilçesinin bugünkü adı Sokol olan Tatar Atmaca köyünde dünyaya gelmiştir. Baba adı Hacı Veli Oğlu İdris, anne adı ise Vesile`dir. Kendinden küçük bir kız altı erkek kardeşi vardır. Kendi köyünde dört yıllık ilkokulu ve üç yıllık rüştiyeyi bitirmiştir. Oradaki öğrenimi sırasında aynı zamanda köyün değişik işlerinde çalışmış ve tarımla uğraşmıştır. 1914 yılında öğrenimine devam etmek üzere tek başına İstanbul`a gitmiş, sıkıntı çekmiş, ardından Maarif Nazırı ``(Eğitim Bakanı)`` Şükrü Bey tarafından leyli meccani ``(parasız yatılı)`` öğrenci olarak Kastamonu Muallim Mektebi`ne gönderilmiştir. 1916`da naklen İstanbul Muallim Mektebi`ne gelerek öğrenciliğine orada devam etmiştir. Muallim Mektebi`nde öğrenciliği, Birinci Dünya Savaşı`nın güç yaşam koşullarını dayattığı yıllara rastlamaktadır. Okulu bitirdikten sonra 1918`de Almanya`ya daha üst öğrenim için gönderilmiştir. 1918- 1919 yıllarında Almanya`nın Karlsruhe kentindeki Ettlingen Öğretmen Okulu`nda sekiz aylık bir programa devam etmiştir. 1919`da Anadolu`ya dönerek, Eskişehir Muallim Mektebi`nde Resim ve Elişi ile Beden Eğitimi öğretmeni olarak göreve başlamıştır. 1921`de Yunan işgalinden hemen önce Ankara`ya atanmış, 1922`de yeniden öğrenim görmek üzere Almanya`ya gönderilmiştir. 1922 sonundan başlayarak 1924 Nisan`ına değin Konya Muallim Mektebi`nde, aynı yılın güzüne değin ise Ankara Muallim Mektebi`nde öğretmenlik ve yöneticilik yapmıştır. Daha sonra kısa bir süre Adana Muallim Mektebi`nde öğretmenlik yaptıktan sonra, 1925`te beş aylığına mesleki eğitim kurumlarında incelemeler yapmak üzere yeniden Almanya`ya gitmiştir. 1925`te Ankara Muallim Mektebi`nde öğretmenlik yapmış, 11 Mart 1926`da Maarif Vekaleti Levazım ve Alatı Dersiye Müzesi Müdürlüğü`ne atanarak artık merkezdeki yöneticilerden biri olmuştur. 10 Temmuz 1926 ile 26 Ağustos 1926 tarihleri arasında, ilköğretim müfettişleri ve ilkokul öğretmenleri için Ankara`da açılan "İş İlkesine Dayalı Öğretim Kursu"nda, yabancı öğretim üyeleri ile birlikte çalışarak, daha sonra Köy Enstitülerinin temel ilkesi, sloganı (Osmanlıca`da "şiar", İng. "motto") durumuna gelecek "iş için iş içinde işle eğitim" anlayışını geliştirmiştir. 26 Ocak 1927`de ilkokul öğretmeni Nafia Kamil ile evlenmiştir. Aynı yıl, Sivas`ta ve Ankara`da ilköğretim müfettişleri için açılan kurslarda öğretmenlik yapmış ve Ankara`da uluslararası ders araç-gereçleri sergisini açmıştır. 1928`de ilk çocuğu olan Engin Tonguç, 1936`da ikinci çocuğu Yalım Tonguç dünyaya gelmiştir. 1929- 1933 yıllarında, diğer görevlerinin yanısıra, Gazi Eğitim Enstitüsü`nde de etkin görevlerde bulunmuş, orada hem öğretmenlik yapmış, hem de Resim-İş Bölümü`nü kurmuştur. 1934`te Soyadı Kanunu`yla Tonguç soyadını almıştır. 1934- 1935 yıllarında Gazi Eğitim Enstitüsü`nde vekil olarak müdürlük yapmıştır. 3 Ağustos 1935`te köy enstitülerini kurmasına yarayacak İlköğretim Genel Müdürlüğü görevine vekaleten getirildi. Dönemin Kültür Bakanı Saffet Arıkan`a, köy enstitülerinin temelini oluşturacak bir rapor sundu. 1936`da Kayseri, Çorum ve Yozgat illerini kapsayan bir geziyle, buralarda eğitmen kurslarının açılabilirliğini araştırdı. Temmuz 1936`da da Köy Enstitüleri`nin önceli sayılan ilk Eğitmen Kursu`nu Eskişehir iline bağlı Mahmudiye`de açtı. Atatürk`ün desteği ile o dönem Türkiye`deki okuryazar oranı %10`dan az olduğundan, okuryazar sayısını artırmak için eğitmen kurslarında altı aylık bir eğitimle, askerliğini okuma yazma bilen çavuş olarak yapmış gençler eğitmen olarak yetiştirildi ve köylerine eğitmen olarak gönderildi. 1937`de Köy Eğitmenleri Yasası çıktıktan sonra, İzmir`de Kızılçullu`da (bugünkü Şirinyer), Eskişehir Çifteler`de ilk köy öğretmen okulları açıldı. 1938`de ilköğretim kurumlarını incelemek üzere Bulgaristan`da, Macaristan`da ve Almanya`da bulundu. 28 Aralık 1938`de Hasan-Ali Yücel Milli Eğitim Bakanı olduktan sonra, vekaleten yürüttüğü İlköğretim Genel Müdürlüğü görevine asaleten atandı. 17 Nisan 1940`ta Köy Enstitüleri Kanunu çıktıktan sonra açılmaya başlayan enstitülerle çok yakından ilgilendi. 1946`da görevden alınışına değin, enstitüler için canla başla çalıştı. Öyle ki, kendi ailesiyle bile yeterince ilgilenemedi; ikinci oğlu Yalım Tonguç, 1944`te öldü. İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü çalışmalarından dolayı kendisini takdir etmiştir. Seçimleri kaybetmemek için, çok desteklediği Köy Enstitüleri sevdasından vazgeçen İnönü, onu, 25 Eylül 1946`da görevinden alarak, Talim Terbiye Kurulu üyeliğine getirdi. Ardından Türkiye`nin değişik yerlerinde sürgün olarak öğretmenlik yaptı. 1954`te kendi isteğiyle emekli oldu. 1956`da Avrupa`yı gezdi ve İsviçre`deki Pestalozzi Çocuklar Köyü`nü inceledi. 1958`de hastalanan İsmail Hakkı Tonguç, 11 Haziran 1960`ta çoktan kapatılan Hasanoğlan Köy Enstitüsü`ne yıllar sonra ilk kez gitti. 24 Haziran 1960`ta yaşama gözlerini yumdu. Arkasından hakkında birçok kitap yazıldı ve adını taşıyan okullar açıldı.
O dönemlerde önemli muallimler yetiştiren Köy enstitüleri diyince ilk kurucusu olarak akıllara gelen değerli İsmail Hakkı TONGUÇ’u ölümünün 48. yılı dolayısı ile saygı ve sevgiyle anıyoruz...
--------------------------------------------------------------------------------
YORUMLAR
İsmail Hakkı Tonguç'u hatırlatan,daha yeni kuşaklara tanıtan yazınıza,duyarlılığınıza teşekkür ederim.Atatürk ve arkadaşlarının,karşı-devrimcilere yaşattığı en büyük,ve en tehlikeli "travma" köy enstitüleridir.Günümüzde bile hala, Köy Enstitüleri'ni sadece aydınlanma,eğitim kampanyası gibi göstererek onun gerçek özünü, sınıfsal niteliğini karartmaya unutturmaya çalışanlar güçlü bir biçimde varlıklarını sürdürüyorlar.
Köy Enstitülerinin nihai amacı "toprak reformu" çalışmalarında ağalara karşı, köylülüğün direncini ve örgütlülüğünü sağlamaktır.Meclisteki ilk toprak reformu kanun ve çalışmalarıyla zamandaş olması,gerici işbirlikçi çevrelerin,enstitüler üzerinde baskı oluşturması,boğmaya ,yok etmeye çalışması bu sebepledir.Sn. Doğan Avcıoğlu'nun,Milli Mücadele Tarihi" çalışmasında detaylı anlatımlarla,"toprak reformu"ile köy enstitülerinin birbirini tamamlayan,devrimci dönüşümün en güçlü öğesi olduğu tanıtlanmaktadır.Menderes ve ardıllarının,bugün dile getirdikleri "travma"nın temelinde,Atatürk devrimlerinin emperyalizme ve gerici işbirlikçilerine karşı programa aldığı bu uzun soluklu mücadelenin altyapı çalışmaları vardır.İyiki varsınız.Saygı ve selamlar...
Ne alınacak dersler var, dönüp dönüp bu yazıyı okumak var.
O günün koşullarını, savaş hellerini düşünmek var. Abiimleri kendi köylümüz eğitmen Haydar, onun bunun odalarında okutmaya çalışmış. ve o eğitmen Haydar'ın öğretisini. daha sonraki öğretmenler kadar iyi olduğunu söylerlerdi. ve eğitmen Haydarın gördüğü saygıyı, ne paşa ne bey görürdü. Köy Enstitülerinin değerini ortaya koyan yüreğiniz kutlar. İsmail Hakkı Tonguç'u Saygıyla anarım. Sevgiyle kal kardeşim.
Köy enstitülerinin yeri doldurulamaz..Doldurulamadı da.. Eğitilmiş eleman ihtiyacını karşılaması bakımından çok akıllıca ve ülke menfaatine bir uygulama.Bu uygulamada kurucu olarak sorumluluk üstlenmiş ve başarılı bir şekilde hayata geçirmiş
Hakkı TONGUÇ beyefendiyi saygıı ve rahmetle anıyoruz.
Bu yazıyı yazarak hem kendilerini tanımamıza hem de anmamıza vesile olan siz kadirşinas beyefendiye de saygı ve sevgilerimi sunuyorum..