- 900 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sayra
Sayra
Emine’nin annesi Fatmagül Hanım ocaklı olan kalabalık bir ailedendi anne onları çok güzel şekilde yetiştirmişti daha çocuk yaşta mesaj rüyaları görüyordu gördüğü rüyalar gerçekte yaşanıyordu kız arkadaşlarından rüyama yat diyenler çoğalmıştı. Bir gün rüyasında bir beyaz sakallı dede gel kızım sana bir şeyler öğreteceğim önce Kuran’ı öğreteyim diye sonrada sen insanlara şifa vereceksin diyerek rüyalarda rüyasında daha 12 yaşındayken kendiliğinden Kuran’ı öğrenmişti sonraki günlerde şifa vermeyi öğrenen Fatmagül Hanım dünya bakışı hep güzelliklerden yana olmuştu. Komşu oğlu Zahit’le evlenen Fatmagül Hanım’ın ilk çocuğu 2 aylık olduğunda vefat etmişti.
Emine ailenin ilk çocuğuydu birinci kardeşi Yeşim ölmüştü. Aradan yıllar geçti ailenin çocuğu bir daha olmadı. Yıllarca çocuk özlemi çeken Zahit ve Fatmagül Hanım yanıp kavruluyorlardı. Bu arada çevreleri de onları epeyce üzüyordu. Soru yağmuruna tutuyorlardı. Oda onları daha da üzüyordu. Gitmedikleri doktor kalmamış gibiydi. Umutlarını kesmiş gibiydiler. Derken müjdeli haber geldi. Fatmagül Hanım hamileydi, bunu duyan tüm sülale sevindi. Sevinçli bir hamilelik yaşayan Fatmagül özenle bebek hazırlığı yaptı ve o gün gelmişti. Güzel mi güzel çok tatlı bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Her iki tarafın ailesinde de büyük sevinç yaratmıştı. Bu sevinç fazla sürmedi bebek hastaydı. Umudu kesmişlerdi. Doktorda öyle demişti kendi aralarında konuştular. Çocuğu da alıp memlekete gidelim bu garip yerde ne yaparız diyerek memleketin yolunu tuttular. Fatmagül’ün annesinin evine gittiler. Çocuğun ölümünü bekliyorlardı. Konu komşu bir ocaklı şifacı var oraya götürün diyorlardı. Bunlarda çaresizlik içinde çare arıyorlardı. Fatmagül’ün annesi, eşi kayınvalidesi hep birlikte Şifacı beyefendinin yanında soluğu almışlardı ama yine de umutsuzlardı. Sırf çevrenin zoruyla gitmişlerdi. Sıra onlara geldiğinde heyecanla girdiler. Şifacı baktı ona dokundu gerekeni yaptıktan sonra birkaç dakika geçmişti ki Fatmagül bebeği kucağında bir değişiklik yaşadı. Kulağında SAYRA (Cennette akan suyun sesi, cıvıldaşan ötüşen) duyuluyordu. Bebek ağlamaya başlamıştı. Sevinçten birbirlerine bakarak sevinç yaşayan aile şükürler olsun diyorlardı. Evlerine döndüler bebek annesini emmeye başlamıştı. Sesi de duyuluyordu. Günden güne bebek iyileşti ama ailenin iş düzeni bozuldu. Evleri işleri hepsi bitmişti. Memleketine dönen Zahit memleketinden bir ev tutup iş yerinden ayrılarak memleketine dönmüştü. Bebeği iyileştirdiler ama iş düzenleri bozulmuştu.
Çok zorlukla geçimlerini sağlar olmuşlardı. Emine bebek çok hasta oluyordu. O güzelim yaşamdan aile zor durumlara düşmüşlerdi, derken daha Emine bebek 2 yaşını doldurmamıştı ki ikinci kardeşine hamileydi Fatmagül hanım. Bir kızı daha olmuştu. Geçim iyice zorlaşmıştı. Baba Zahit Bey hep uzun yollarda çalışıyordu. Evle fazla ilgilenemiyordu. Tüm yük Fatmagül’ün üstündeydi çok yoruluyor, yokluk bir yandan zamanla kendi de hastalanıyordu. 2. kızı daha 2 yaşını doldurmamıştı ki 3. çocuğunun olacağını öğrenince çok üzüldü. Ben bunlara bakamıyorum nasıl 3. çocuğu dünyaya getireyim diye düşünüyorken doktora gidip çocuğu aldıralım diye düşünüyorlardı. Ama parayı nerden bulacaklardı. Zahit patronuna durumu açıkladı. Para istiyordu. Oda dur yarın bakarız derken Zahidin patronu Hadi Bey o gece bir rüya gördü. Fatmagül’ün bir oğlu olacak ve kendisi kirvesi oluyordu. Yarın olmuştu. Zahit para için patrona gittiğinde Hadi Bey gel “oğlum biraz konuşalım seninle diyerek yanına otur bakalım, ben bugün bir rüya gördüm, senin bir oğlun olacak bende kirve (sünnet olacak çocuğun masraflarını üstlenen, sünnet sırasında da el ve ayaklarını tutan kişi. Kirve, sünnetten önce çocuğun giysilerini yaptırır, onunla bir arkadaş gibi konuşur. Sünnet sırasında bir sandalyeye oturup çocuğu kucağına alır ve kımıldamasına engel olacak biçimde sıkıca tutar. Sünnet sonrasında da çocukla sürekli ilgilenir. Çocuğun babası geleneğe göre 5–10 gün sonra kirveye bir kat giysi armağan eder. Kirvelik, ailelere kuşaklar boyunca sürecek bir yakınlık kazandırır. İki aile arasında eski bir yakınlık varsa, onu pekiştirir. Kan bağı olmasa bile, sünnet olan çocukla kirvesinin kızı kardeş sayılırlar ve birbiriyle evlenemezler. Çocuk büyüdükten sonra iş-güç edinmesinde ve evlenmesinde babası kadar kirvesinin de söz hakkı olur. Türkiye’de bazı bölgelerde herhangi bir dosta ya da arkadaşa "kirve" diye hitap etmek, ona duyulan sevgi ve saygının yüksekliğini gösterir.) Olacağım rüyamda bunu gördüm, sana kesinlikle para yok bu çocuk doğacak” diyerek sözü kapatmıştı. Üzülerek te olsa Zahit “Allah’ım kim ister çocuğunu aldırmak ama çaremiz yok bu rüya bir mesaj olsa gerek bizlere. Senden gelene razıyım.” diyerek bu düşünceden vazgeçmişti. Fatmagül’ün 2 çocuk 3. yolda çok yoruluyordu. Sağlığı da pek yerinde değildi. Gün geldi doğum yaklaştı ve o an gelmişti. Doğum sırasında yine kulağında SAYRA’yı (Cennette akan suyun sesi, cıvıldaşan ötüşen) duydu. Allah’ım ikinci duyuşum. Demek ki biz hata yapmışız. Patronumuz Hadi Bey bizi bu yanlıştan döndürdü diye şükürler ediyordu. Doğum olmuştu bir Erkek çocukları olmuştu Fatmagül ve Zahit’in. Hadi Bey ve ailesi hastaneye gelmişlerdi. Şaka yapıyorlardı biz bebeğimizi götüreceğiz diyerek sevinç yaşamışlardı. Sonraki yıllarda gün geldi Hadi Bey kirvesi oldu yıllardır dostluklarını sürdürüyorlardı. Fatmagül çok zorluklada olsa çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmişti. Ağzı dualı altıncı hissi kuvvetli ve kendi de şifacı olmuştu. Her olan üstü güzellik yaşadığında SAYRA’yı (Cennette akan suyun sesi, cıvıldaşan ötüşen) duyuyordu. Fatmagül çocuklarını büyüttü evlendirdi. 2 torunu var onlarla mutu bir hayat sürüyorlar. İnsanlara faydalı olmak için şifacılığını sürdürüyor ona da sağlıklı yaşam diliyoruz.
Gerçek bir yaşamdan alınan bu hayat hikâyesindeki isimler değiştirilmiştir.
Münevver Düver
Sayra Öykü kitabımdan
Fotoğraf: Münevver Düver
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.