- 554 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Gölgesinin ışığını arayan..
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
beni zindanımda bulan.. elimde tuttuğum ışık, tam olarak onu bulana değin duvarlara payladığım kesir.
orada duruyor kaç bin yıldır, hiç büyümeden. minicik gövdesiyle, belli dahi olmayan gölgesinin ışığını arayan.. zeytin ağacı.
o, çöle sabrını veren reng. toprağına tutunmuş, kara meyveler döken..
güneş gibi yüzümü döktüğüm, saçlarını okşamak için ey
koynundaki gölgeler benim
seni doğuran toprak
gülümsemeni asümâna boyayan şafak
yaprağına kanayan şarâb..
duyuracak bir sesimizde yok yalnızlığa. bir sona varmadan durmaksızın genişleyen çöl.. kimsenin kıyamadığı ne varsa savurup geçtiğim.. iki ucu olmayan yol. uyanıyorduk her adımda.
kaybedememenin anlamsızlığına yürüyen adımlara bir sus verip geçtik. ufka doğru çizmedik hiçbir yüzü. çiseleyen yağmurlar olduysada şakağımıza.
sonra onlardan saçlarını dilsiz kesenleri andık dil içre. ümitlerine kavuşsun yarınları..
ve gece olur.. ay görünür. üzerimize düşen yegâne hayâl.. zamanın yüzünü örttüğü bir hazine arıyordum altında, üflenmemiş bir ney sesi.. bütün, imkânsız.
ve yalnız çölde mümkündü biliyordum. o kadar aydınlık bir yüzü göreceğim ümidiyle göğsüm dolu, öyle baksa ya biri diyordum içimden. öyle baksa.
"sen yine de bırak çığlığını geceye", kim giyecek onu? eskici zamanın heybesinde farîzası. yok ağrısı ile söz değdirdiğimiz ne varsa, yankısı çoğullaşmış vadilerde kaybolan seslerden fazlası değildi. günbatımına seğiren bulutlarla durulanan adımızla, bir ağacın altında uyuma sonsuzluğunu yitirdiğimizden beri.
şimdi küçücük bir yüreğe ekilen duaları oku, gözlerini orman gibi büyüyen bir boşluğa at. rüzgâra duyur..
estirsin, ellerini nefes gibi ısıtan saçlarının kokusunu.. susan bir yanımız bu ulu rüzgârların sarhoşluğu tadında.
duyamayacağın sesleri çapaladığın kumlara yasak ölülerin ardından konuşmak. soruları kimseye sormama ağırlığı altında..
üzerinde konuşacak fazla birşey yok.. asümân öyle beliğ öyle kadim.
kalbine düşerken bir cemre, nereye düşer unuttuğun bir adım?
öyle baksan ki.. icat edilmemiş kelimelerin şem’i düğüm düğüm.
işte bütün şu dünya boş
kalbin.. içinde yanan ahu cevherin
aşk ile..
bir kubbenin altında yuvarlanırken içine
"..Ellezî at’amehum min cûın ve âmenehum min havf"
YORUMLAR
Ve gece olur,
ay ışığını şarabıma dolduran kadeh,
mest bir göz kırpmasına eşlik eden geceme
aşkı şiirlere söz diye, aşığımı gecelere beste diye sakladım
Ve gün doğar gözlerime gözlerin
belkide sarhoşluğum bundandır
belkide seni seni sevmem
bundandır...
Tebrikler
Saygılar, sevgiler