- 1747 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Fırat ÇAKIROĞLU
Bir insanın bir insanı öldürmesini hiç bir zaman istemeyen biriyim. Ölen ve öldüren kim olursa olsun öncelikle insandır ve bir ana kuzusudur. Hangi saikle olursa olsun cinayet, cinayettir. Bu olayda ölen, şerefli bir ana-babanın şerefli bir evlâdıdır.
Öldüren kişi ya da kişilerin kimliği üzerinden siyasî hasım üretmek ve saldırmak, ya da ölenin kimliği üzerinden siyasî rant devşirmek maksadına matuf tüm art niyetleri lânetliyorum.
1980 öncesinde yaşadığımız sağ-sol kavgalarını körükleyenleri 1980 sonrasında iyi tanıdık. Mahkemelerde bir sağdan-bir soldan diyerek idam kararı verip uygulayanların yaptıkları ile kanaatlerimizi sorguladık, yanlışlarımızı gördük.
1980 sonrasında değiştirilen taktik ile ülkemizde yaşayan vatandaşlarımızı ekalliyet tutkusu ile birbirine hasım haline getirme gayretlerini teşhis edip -arada bir yol hataları olsa da- "açılım" politikası ile ekarte etmeye çalışan siyasî iktidarı, sürekli olumsuz mânâda tenkit ederek daha fazla yol hatası yapmaya zorlayan felsefeyi de kınıyorum.
Ege Üniversitesi Kampüsü’nde cereyan eden olayın bizzat içinde olanlar, olayın iç yüzünü çok daha iyi bileceklerdir. Failler veya olayın şahitleri tespit edilip olayın aslı aydınlığa kavuşmadan birini övüp birine sövmek, hiç kimseye bir artı değer kazandırmayacaktır.
Ben, sadece ölen gencecik fidana ve onun ailesine acıyorum. Aynı zamanda sürekli yalpalamaya zorlanan ve yalpalamaktan kurtulamayan sade vatandaşıma yanıyorum. Sürekli yalan yanlış bilgiler ve tahrik unsuru kışkırtıcı haberler verilerek akl-ı selîm ile düşünmesi engellenen, ufku karartılan insanlarıma üzülüyorum.
Yazık oluyor, çok yazık...
Mustafa KÜTÜKCÜ
-muhacir bozkurt-
22.02.2015 – DENİZLİ.
YORUMLAR
Gerçekleri göz ardı edilerek yazılan bir yazı! Güya tarafsızlık adına yazılmış bir yazı görünümünde..
ne haine dokun ne vatansevere dokun gibi...
Katledilen yiğit benim hemşerim, Akşehir'imizin yiğitlerindendi...
12 eylülü yaşamış bir ülkücü olarak, net gördüğüm, ''YİĞİDİMİZİN KATLEDİLMESİNDE EN BÜYÜK VEBAL DEVLETİMİZİ YÖNETENLER, KOLLUK GÖREVLİLERİDİR!
Türk topraklarında TÜRK'E KATLİAM VAR!
Siz bunları görünüz!
Yumuşak yazılarınızla kimlerin gözüne girmek istiyorsunuz siz!?
direnis tarafından 2/24/2015 2:00:07 AM zamanında düzenlenmiştir.
muhacir bozkurt
Hoş geldiniz!
Zafer Bey Kardeşim,
İlk cümleniz: "Gerçekleri göz ardı edilerek yazılan bir yazı! Güya tarafsızlık adına yazılmış bir yazı görünümünde.."
Bu kadar açık ve net şekilde düşüncenizi izhar ettiğiniz için öncelikle teşekkür ediyorum.
Bu sözünüze cevabım:
"Ben, sadece milletimden ve devletimden yanayım. Tarafım budur."
Devam:
"ne haine dokun ne vatansevere dokun gibi..."
Cevabım yazımın içinde olmasına rağmen tekrarlıyorum: Art niyetleri lânetliyorum. Ve, milletime, devletime yazık oluyor, çok yazık diyorum.
Devam:
"Katledilen yiğit benim hemşerim, Akşehir'imizin yiğitlerindendi..."
Cevabım: Ben Türk'üm ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin toprakları üzerinde yaşayan tüm insanlar benim için aynı değerdedir. Her hangi bir bölge ayrımı yapmaksızın mazluma ağlarım.
Devam:
"12 eylülü yaşamış bir ülkücü olarak, net gördüğüm, ''YİĞİDİMİZİN KATLEDİLMESİNDE EN BÜYÜK VEBAL DEVLETİMİZİ YÖNETENLER, KOLLUK GÖREVLİLERİDİR!
Türk topraklarında TÜRK'E KATLİAM VAR!"
Cevabım: Ben de 12 Eylül'ü yaşadım. Mefkûrem: Turan Birliği. Yani; ayni temel düşünceye sahibiz.
Lâkin: Polis de Türkiye Cumhuriyeti'nin polisidir. Devletimizi yönetenler de başka milletler içinden çıkıp gelmiş kişiler değildir, bizim insanımızdır. Devlet yönetenleri veya kolluk görevlilerini hedef tahtasına koyarak sövmek ise benim yaşımda ve inancımda bir insan için mümkün değildir. Katliama karşı çıktığım için bu yazı yazılmıştır.
Devam:
"Siz bunları görünüz!
Yumuşak yazılarınızla kimlerin gözüne girmek istiyorsunuz siz!?"
Cevabım:
Olanları görüyorum ve medyatik değil ferdî düşünüyorum. Tecrübelerimle değerlendiriyorum. Tehlikeyi görüyorum.
Olayın iç yüzünü ne sizin, ne de bizim net olarak bilmemiz mümkün değil. Haber verildiği şekliyle bilebiliyoruz. Haberlerin de hangisinin doğru olduğunu ancak ve ancak olayın içinde yaşayanlar biliyor.-Ki: Bunu, yazımda da gayet net olarak belirttim.-
Yangına körükle gitmemeyi, ateşe benzin serpmemeyi bu yaşta öğrenemedikse, ne zaman öğreneceğiz?
Birilerinin gözüne girmek gibi bir telâşım bugüne kadar hiç olmadı ve bundan sonra da olmayacaktır. Enaniyet duygusu ile kendi reklâmımı yapmak gibi bir kaygum zaten yok. Rabbim, bana yeter.
Muhterem Kardeşim,
Keşke memleketimin ilim yuvalarından olan üniversitemiz, böyle elîm olayın yaşandığı bir mekân olmasaydı… Keşke oradaki yavrularımız ellerine türlü silâhlar yerine sadece ilmin araçları olan kitapları, bilgisayarları, laboratuvar araç-gereçlerini alsalardı. Keşke ağızlarından birbirine küfür sözleri yerine mutluluk şarkıları, kardeşlik türküleri dökülseydi. Gelecekte ülkeleri ve milletleri için yapmayı tasarladıkları güzel projeleri anlatıyor olsalardı… Siyaset biliminin aslının iyiye, güzele ulaşmak olduğunu onlara anlatabilseydik. Birbirine vurarak, öldürerek siyaset yapılmayacağını anlatabilseydik. Siyasetin ülkemizde yanlış kullanıldığını anlatabilseydik. Biz bu yanlışlıkları yaşadık, neslimizden binlerce şehit verdik, siz yaşamayın, siz ölmeyin, siz öldürmeyin, siz zindanlarda çürümeyin, sizin analarımız size ağıt değil, kınalar yaksın diyebilseydik. İşte o zaman biz, biz olurduk.
Sözü çok uzatmanın anlamı yok Zafer Bey Kardeşim.
Ciğerimizi yakan aynı duygular. Sadece ifade ediş biçimimiz farklı. Hepsi bu…
Selâmet diliyor, muhabbetle selâmlıyorum.
Düşünce sevk eden yazınız neden oluyor bunlar diye düşünmeli halkımız,tebrik ederim saygılarımla.
muhacir bozkurt
Güzel dileklerinize katılıyor, dualarınıza âmînlerle karşılık veriyorum. Sağ olun.
Sıhhat ve selâmet dileklerimle.
Değerli Arkadaşım.
Yazın beni bir hayli düşündürdü.
Evet..Bir tarafta gencecik bir fidanın bedeni kara toprağa düştü, diğer tarafta bir terör örgütünün yuvası haline getirilmeye çalışılan ve bu surette var olan bir gerginliği bir çatışmaya, bu çatışmayı daha da alevlendirerek ülkeyi bir iç savaşa sürüklemeye çalışanlar var.
Ben her hangi bir üniversitede pkk yandaşlarının sayısal üstünlğü ele geçirebileceklerini düşünmüyorum üniversite sınavlarında illerin başarı ortalamalarına baktığım zaman. Ama en azından Ege Üniversitesine baktığımda sanki sayısal üstünlüğü ele geçirmiş gibiler ki bu imkansızdır. O halde? O halde bunların çok büyük bir bölümü öğrenci değil. Bu durumda öğrenci olmayanın üniversite işi ne sorusu çıkıyor ortaya. Öğrenciler okul kapısından girerken kimlik göstermek zorundalar. Bu kimlikleri de polis ya da güvenlik görevlileri kontrol ediyor. İşte burada bir sıkıntı var.
Üniversitelerdeki olayların önüne geçmek için öncelikle bu kimlik kontrollerinin iyi yapılması lazım. Aksi taktirde okulundaki dersliklerin kapılarına sıra ve masalarına, koridorlarına Biji Apo, Biji Serok yazıldığını gören bir vatanını seven gencin öfkesini frenlemesini bekleyemezsiniz ondan. Sabır ve itidal de bir yere kadardır benim kanaatimce.
Güzel ve anlamlı yazı için teşekkür ediyor selam ve sevgilerimi gönderiyorum sevgili Hocam.
muhacir bozkurt
Bizler, 1980 öncesinin olaylarının içinde yaşamış, mağduriyetlere uğramış bir nesilin mensuplarıyız.
Bugün için ortalıkta dönen dolapları ve kirli çarkı en iyi teşhis edebilecek birikime sahibiz. Lâkin, öylesine sıkı bir kara propaganda saldırısına maruz kaldık ki, kendimizi tanıyamaz hale geldik. "Eski" tandanslı ideologdan geçilmez oldu.
Yeni nesli kim uyaracak, nasıl uyaracak ve nasıl hedef verecek, hangi hedefi gösterecek?
Hedefler de karmaşık ve flû.
Gencecik bir kızın minibüste uğradığı saldırı, yakılarak yok edilmek istenmesi.... Bir başka kadının cesedinin pek çok parçaya ayrılarak çevreye dağıtılıp yok edilmesi... Üniversite öğrencisinin ideolojik sebeplerle katledilmesi... Banlar peş peşe geldi. Toplumun sinir uçları duyarsızlaştırılıyor. Kanıksatma politikası izleniyor.
Siyasî iktidarın menfaatçi yardakçılarıyla samimî taraftarları arasındaki tutarsızlık, yıpratma gayretindekilerin eline koz veriyor. Siyasî iktidarı değil, Türk Devletini zayıf düşürmek asıl maksat.
Sağ-sol kavgasından alamadıkları sonucu Kürt-Türk kavgasıyla alma için düğmeye basıldı. diye düşünüyorum ben.
Sonumuz hayrola...
Kendimizden ziyade vatanımız ve milletimiz için hayırlı sonuçlar niyaz eden dualarınızda buluşmak dileğiyle kalbî selâmlarımı, sıhhat dileklerimi gönderiyorum.
Yine bir fidanımız siyasilerin kurbanı oldu,duyarlı yüreğine sağlık Mustafa hocam,selamlar.
muhacir bozkurt
Bilmukabil selâmlar Kardeşim.
aklı selime çağrı güzelliğinde bir yazı.
dikkatli olma zamanıdır.saygılarımla
muhacir bozkurt
Fırat Çakıroğlu'na rahmet,anne ve babasına sabır diliyorum.Teşekkürler kardeşim.Güzel duygularını dile getirmişsin.Gencecik fidanlar toprağa düşmese ne güzel olcak.Bir de gizli prokovatörler hiç olmasa.Sanırım dünya daha güzel olacak.Selamlarımla..
muhacir bozkurt
Yaşımız itibariyle bizler 1980 öncesinin fırtınalı günlerini görmüş, etkilenmiş ve oynanan oyunları sezebilme yetisi kazanmış bir nesiliz.
Bugün ortaya serilen olumsuzlukların sebeplerini ve sonuçlarını tahmin edebiliyoruz. Keşke yeterince sesimizi duyurabilme imkânımız ve gücümüz olsa da gençliği uyarabilsek. Oyun içinde oyun sergileyenleri teşhir edebilsek. Provakatörleri lânetlemek yerine teşhir etmekye muktedir olabilseydik. Bugün yaşananların milletimize nelere mâl olabileceğini anlatabilseydik.
Keşke...
Teşekkür ediyorum ilginize.
Sıhhat ve afiyet dileklerimi iletiyor, muhabbetle selâmlıyorum.