- 390 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DAMAT ADAYI BENİ ALLAH SANIYOR
Kızımız parkta mı rast geldi yoksa kafede mi bilinmez bir oğlanla tanışır. Anlamadan dinlemeden, ölçüp biçmeden oğlanı damat adayı olarak ailesiyle tanıştırmak ister. Açık söyleyim seçik düşsün, bizim kız, beyni soğuklardan olduğu için, babasının olası tehlikelere karşı uyarmasını dikkate almaz. Oğlandan bir türlü “feraat gelmez”. Üstelik “baba bana bi goca ille de bu gece” diye ayak direr,
Babalar eskiden, haliyle aile hayatımızda daha otoriter, daha belirleyici idi. Anaerkil aile, babaerkil aile derken şimdilerde moda çocukerkil aile... Artık evlerimizde çocuklar ne derse o oluyor ya da çocukların istemediği şey olmuyor.
Eskiden babalar “Ben dedesinin mezarını bilmediğim adama kız vermem” derdi ve bu sözü de laf olsun torba dolsun kâbilinden söylemezdi. Çünkü, geleneksel kültürün tecrubeyi dikkate alan bir ağırlığı vardı. Bilinir ve inanılırdı ki; "Gençlerin aynada göremediğini, yaşlılar tuğla parçasında görür."
Soy sop asalet huy gibi unsurlar ince elenip sık dokunurdu. Şimdilerde kariyer karekteri solladı geçti. Kariyerin varsa karakteri boş ver gibi yaklaşımlar görülür oldu.
Baba bazı endişeleri ileri sürüp hop oturup hop kalksa da bağırsa çağırsa da ana ile kızın ince politikaları karşısında pes eder. Babanın bir şartı vardır:
- Madem öyle, tamam buyursun gelsin, gelsin de kimin nesidir, kimin fesidir, ben ağzına bir ip ölçeyim der.
Çok geçmez damat adayı eve damlar. Baba adamın aklıyla arasının iyi olup olmadığını anlamak için evde odalardan birinin üzerine “ikna odası” yazarak damat adayını “ikili görüşme” için yuvarlak masaya buyur eder.
Baba başlar siyasi şube sorguya alınan zanlılar gibi arka arkaya anlamlı ve önemli soru yağmuruna:
Baba:
Ne iş yaparsın evlâdım, işin mesleğin nedir?
Damat adayı:
Şu anda işsizim ama Allah izin verir sizler de iş bulmam hususunda aracı olursanız yakın bir zamanda bir iş bulup çalışmayı istiyorum efendim der.
- Kızımla evlendiğiniz zaman oturacağın evini aldın mı evlâdım.
Damat adayı:
Hayır ama babacığım Allah izin verir de siz de biraz yardım ederseniz en kısa zamanda oturacağımız bir ev alacağız inşallah der.
Baba:
Düğün dernek işleri nasıl olacak, düğünü nerede yapmayı düşünüyorsun?
Damat adayı:
-Allah izin verir siz de yardım ederseniz, kızınızın şanına, sizin prestijinize uygun büyük bir salonda seçkin davetlilerin katılacağı bin kişilik yemekli bir düğün yapmayı istiyorum efendim der.
Karşılıklı konuşma bu yörünge etrafında döndükçe döner, uzadıkça uzar. Baba bunalmış bir vaziyette görüşmeyi sonlandırır. Damat adayını yolcu ettikten sonra. Anne sorar:
- Nasıl hoş değil mi bey, yakışıklı çocuk vesselam. Nasıl buldun müstakbel damadımızı. İstikbal vaad ediyor değil mi bey der.
Baba:
-İyi hoş da senin damat beni Allah sanıyor. Her şeyi benden bekliyor, belamızı bulduk hanım der.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.