11
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1963
Okunma
Hüzün başkadır düşerse otağa,
Yine kış yüreğim, yine ayaz üşüyor
Anne sil gözyaşlarını,
Toprağıma güller ek yeşersin mis kokularda,
Bak kar yağdı Anne, ne kadar severdim ben karı, gelin gibi oldum şimdi,
Hazan yapraklarının renk cümbüşünde, kar fırtınaları toprağın yumuşak tenini okşayarak uyuyan meleği uyandırmadan üstünü örtmüştü.
Şehir o kadar sessizdi ki, uğultusu duyulmuyordu evrenin, çünkü gözyaşları taşmıştı yüreklerden, söylenecek tüm sözcükler utanıyordu susuyordu.
//
Bir akşamki kuytu köşelerde saklanan gölgeler
Ürkek birkaç adımda korkan ayakların telaşı
Sessizliğin karanlığa düşen hayalleri
Gözlerin en derin bakışları kolaçan eden sabırsızlığı
İşte öyle bir akşam,
Tanıklık ediyor zaman gecenin loş derinliğinde,
Birkaç serseri düşüncenin ardını takip ediyor şeytan-i izler, ilk olmadı ilk de değildi.
Bu acıların sadece isimleri farklı olayları başkaydı.
Asırlar önce ortaçağ cahiliyesin de masum kız bebekleri diri diri toprağın koynuna gömen vahşi düşünce, uzay çağında yine bir masumu diri diri yakarak canına kast etmişti. Hiç utanmadan ar etmeden aklının oyununda çelik çomak oynarken hiç düşünmemişti onunda annesi kadındı, onunda bacısı, teyzesi, halası kadındı.
Kadındı ellerinde ekmek yoğuran, yemek pişiren sofra kuran kanını canını kurban eden bir kadındı.
Anneler evlatlarını dünyaya getiriyor ama kaderlerini değil,
İki tarafta da bağrı yanan Anne, çok acı çok,
Ama çürümüş beyin düşünce yoksunu sadece bir noktada kilitlenmiş vahşi bir canavardı o kadar…
Psikolojisi sıfırı tüketmiş bir hastaydı o,
Sancıyordu hep acılı yürekler,
Ağlayamıyor gözler artık kurumuştu,
Güzelliği tutunacak eller artık yoktu,
Her düşünceden haykıran isyan, kafalardaki soruları tetikliyordu.
Asılsın, katledilsin, parça parça edilsin canlı canlı işkence yapılsın, doğransın, yakılsın bu sözlerin acıyla tarifsiz bir hüzünde yüreklerin yanarak söylendiğini düşünmek istiyor insan, elbet gerekli cezalar verilmeli,
Ama,
Bu sözleri söyleyenlerde hasta bir beyne sahip bir hiç olmuş birine şiddet düşünüyordu.
Bu da ayrı karmaşanın bir başka yüzüydü.
Düşündürücüydü…
Bu şehir hiç uyumadı daha önceleri de uyuyamamıştı, karanlıkların aydınlanacağı gölgelerin sadece bulutların oyunu olacağı güne veya günlere kadarda uyumayacaktı.
//
Çığlık çığlığında boğulan gençliğin, mahremi değdi gelecekteki ahvaline…
Sus desem susmayan sözlerin günahı
Bakışlarının hain düşen duruşlarına
Kirlenen kör duyguların gözyaşları
Karavana yine, düş olan derin yaraları yırtıyor akıllardan acı ile,
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı ,
Nurcan Bingöl
18/02/2015