İnfial ve despotizm
Alıntı:
despot (I)
isim Fransızca despote
1. isim Bir ülkeyi zora ve baskıya dayanarak yöneten kimse
2. Her istediğini ve dilediğini yaptırmak isteyen kimse, tiran
3. sıfat Zorba
y n a
-Arkadaş ben kız kardeşime eşime mini etek giydireceğim ama kimse kılına dokunamayacak!
--yoo yook öyle müslüman mahallesinde salyangoz satmak
Şimdi bu diyaloğu ya da dialoksuzluğu bir makale şeklinde kaleme almayı bakalım becerebilecek miyim?
*
Selam peki ne yapacağız yine yaka paça çekiştirip birbirimizin boğazına mı sarılacağız yine çözümü şiddette mi arayacağız.
Sanırım hepimiz bir süre susmalıyız. Lakin birilerine susun konuşmayın deme hakkını kendimde bulamam. Emir demiri keser zamanlarının artık geçmiş olması gerekir. Bu çağda daha yapıcı, yol gösterici olmalıyız bu benim fikrim. Sen de karşı bir fikirle karşıma çıkarsın adam gibi , medenice tartışırsak tartışırız yok baktık olmuyor lavavle çekip elimezdekileri de kaybetmemenin yollarını ararız aramalıyız.
Yine toplum linci, yine esas elim olaydan ayrılp rezil, sefil bir eğitimin gerzekliğiyle bir yandan lince tabi tuttuğumuz insanı veya insanları bir yandan da farkına varmadan omuzlarımızın üzerine kaldırmaktır yaptığımız.
Toplumdaki her hangi bir kişinin; bu sanatcı olur. memleketin yönetilmesinde söz sahibi adı geçen bir lider bir din adamı veya bir felsefe profösörü. Her hangi birinin toplumda tanınmış ya da tanınmamış sıradan birinin; komşumun, komşumun kızının yaşam tarzını, fikirlerini sanatını beğenmeyebilirim. Bu benim fikrim ve böyle düşünme hakkım. Bir başkasının da fikri, hayata bakış açısı ahlak görüşü toplumdaki her hangi bir olaya infiali farklıdır. Kimi dans ederek bunu vücut diliyle anlatır ki bu bir çeşit dövünmedir, bazı toplumların ibadetinde veya aclarını dile getirişleri kendilerini zincirle dövmeleri misali farklıdır. Kimi kalkar ukala bir laf eder; ama o da kişinin ifade hakkıdır.O da bir breydir ve toplum içinde etkilendiği bir olaya farklı açıdan bakarken halt ta edebilir, çam da devirebilir. Dilin kemiği yok ve o da yaşamı boyunca böyle eğitilmiş olaylara bakışı böyle öğretilmiştir. Biri gadre uğradığında aile içinde bile, bir birey: o da öyle davranmasaydı layığını bulmuş derken, ailenin diğer üyesi karşı çıkabilir. Farklı düşünceler yüzünden aileler içinde de niza çıkmıyor mu? Böyle fikir ayrılıklarının olduğu durumlarda, şiddete baş vurana fikrini zorbalıkla kabul ettirmeye çalışana baba veya anne otoriter bir sesle müdahale edebilmeli. Lakin sesini yükseltmeden, şiddete baş vurmadan olayı çözebilmelidir.ŞİMDİ GEREKLİ MİYDİ ki ,ACIMIZI UNUTUP,lafını bilmez bir adamın peşine düşmek. ne derece doğru?
Üstelik beğeniriz veya beğenmeyiz; tasvip ederiz veya etmeyiz ama o da fikrini söylemek hakkına sahiptir.
Şuurlu davranıp yeni olaylara mahal vermemek, ateşi ateşle söndürmeye kalkmamak, birbirimizi ayıplamak yerine anlamaya çalışmak için bir parça çaba göstermeliyiz.
Kendini yetiştirmiş devletin büyükleri, öğretmenleri din adamları toplumun yüreğine su serpecek söylemlerde bulunabilirse biz içimiz içten içe yansa da ÖZGECAN’IMIZI UNUTURUZ bile!
Yüksel Nimet Apel
17/Şubat/2015/Salı/Ankara
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.