- 441 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Denizlerde gezinmekdir hikayeler
Arabaya doğru geldi kadın,alaca bir karanlıkdan çıkarak,sokak lambalarının fazla yanmadığı,soğuk karlı bir kışdan geldi sanki...Selam dedi,arabadaki diğer iki bayanda,selamını aldı.Hal hatır soruldu.Hava soğukdu,okadar ki daha arabanın kliması ıstmamışdı içeriyi.Herkezde bir titreme havası.Haca yağan sulu kardan hem soğuk hemde karanlıkdı.Şöför koltuğundaki bayan habire arabanın orasını burasını kurcalıyordu.Yan koltukdaki bayanındı araba,bu sis farlarımı,bu omu,bu şumu diyerek...Gülüşdüler,kahkahalar havada uçuşdu,şık bir cafeye gidiliyordu.Bu soğukda sıcak salep sıcak kahve mis gibi gidecekdi,yanı sıra da muhabbet...Açdı şöför koltuğundaki bayan oynak bir hava fmden,ilerlenildi...Hemde sohpet başladı inceden.Hava siyahdı fakat içler bir okadar rengarenk...
Az sonra cafenin tam karşısına park ettiler arabayı,daha sonrada girdiler içeriye.Kalabalıkdı cafenin içi,hım dedi yan koltukdaki bayan,hımmm herkez burdamı bu gece..Ama aslında hep kalabalıkdı o kafe,kasabanın en sevilen cafelerindendi...Sahibi bir zamanlar kasabanın radyosunda dj lik yapan bir çocukdu.Güleryüzlü ve sıcak biriydi....
Yer seçilip oturuldukdan sonra,garson:__ buyrun hanımlar ne arzu etmişdiniz dedi...Garson çok tatlı yüzlü,yirmi üç yirmi dört yaşlarında sarı saçlı,hoş genç bir bayandı...Bayanlar sıcak birşeyler söyledirler.Hemen yakıldı sigaralar,zaten herkez içiyordu,onlarda içerdi tabiki,sonra tekrar nasılsınlar,falanlar filanlar...Bir ara arabada şöför yanında oturan bayan onun adına nagihan diyeceğim.Nagehan,karşısındaki arka koltukda oturan onun adıda elif olsun,ve şöför onada illahaki gül demek lazım...Elifle muhabbete başladı nagehan,sordu annen yeni vefat etmişdi demi tekrar başınsağolsun dedi....Nagehan,Elifi ilk defa Gül’lerde görmüşdü.Nekadar aksi ters bir bayandı,hiç sevmemişdi.Ama bugün üçüncü oturuşudu,birkerede Gül almış eve getirmişdi onu,bugece çok sakin,olumlu,yapıcı ne akdar pozitifdi...Şaşırdı bu nezakete ve yumuşaklığa,içinden kızım senin kaç kişiliğin var demekden yapamadı.Ama genede Nagehan başsağlığı diledi annesi için...Elif’in gözleri dolmuşdu,annesinden konu açılınca hemen yüzüne kocaman bir hüzün yerleşiyordu.Nagehan anladı tabi acısı daha taze,kırkı bile olmamışdı öleli...Aslında Elif başladı anlatmaya,anlattkça kadının kurtulduğunu düşündü aslında...Üzülme Elif annen kurtulmuş,oniki senedir hasta yatakda çok zor bir yaşammış dedi...Elif oniki senedir bakıyordum ama,ben onikisene daha bakardım dedi,gözlerinden bir damla yanaklarına süzülürken...Pişman olmuşdu Nagehan annesinin konusunu açdığına,yarsı taze insana tuz sürmek gibiydi,bak kanamışdı gene kendinin yüzünden...Gül tam bir piçdi,hemen konuyu değişdirdi,eeee hade bakalım, konuyu değişdiriyorum dedi,bu gece bize fal bakcenmi Nagehan dedi içindeki tüm piçselliğini kullanarak,Nagehan hayır bakmıyacağım,namaza başladım kızım ben dedi,ikş aydır kılıyorum bilmiyormusun bunu dedi...Hem ben sizi eğlendircem diye günaha giremem dedi...Bakarsın bakmassın muhabbetini Nagehan kazandı...
Konular,birbirini kovaladı durdu,daldan dala atlanıldı.Gül de Ngehan’da evliydi tek bekar olan Elif’di,oda boşanmış kocaman oğlu vardı...Oğluna dedesini emanet etmiş ve gezmeye gelmişdi...
Konu gene annesine ve babasına gelmişdi Elif’in,kimse anlamadan...Babasının çok bencil olduğundan,annesinin onu 40 sene nasıl büyük bir aşkla sevdiğinden bahsetti...
__Annenim gözleri babama karşı kördü diyordu,babam çok çapkındı,giser gece sabaha karşı gelir,duşunu alır,öyle işe gidermiş.Giderkende annesine harçlığını bırakırmış.Annem körkütük aşıkdı babama,asla laf söyletmez,babam bunlardan bize evlat olmaz dese beni bile sokağa atar derdi...
gelen konuya komşuya,aa Fuat beni birgün harçlıksız bırakmadı,birgün evini ihmal etmedi dermiş...Kadın gezmesine,sabah gelemsine toz kondurmazmış..Yıllar yılı kocam demiş büyük bir sadakat ve aşkla sevmiş eşini...
Birkeresinde komşudan eve geldim kızlar,babam kadının birine yan odada randevü veriyor belli dedi.Dinledim,sonra dayanamadım sen napıyorsun dedim kızdım,annem yan odada yatalak bu yaşda kendinden utanmıyormusun dediğimde,bana iftira atma diye bağırdı diyor Elif.Babası annesine,hanım bu kız bizim mutluluğumuzu çekemiyor,sikdiret onu bu evden deyince,öz annem babamın lafıyla beni evden kovdu diyor...Babasının ne kadar bencil ve annesini kullanan biri olduğunu sesinde kızgınlıkla ve annesinin ne kadar saf bir aşık olduğunun altını defalarca çizerek anlattı...
Ogece Elif’in annesini ona olan sevgisini,babasının hainliğini dinledik,sonra Gül’ün sevgilisini dinledik...Yani dinledim elimi yanağıma koydum,aslında başka insanları dinlemek bana hep başka memleketlerde gezmek gibi gelmişdir.Koskoca bir iç dünyası ve o iç dünyasına koyduğu sevgileri,nefretleri,yaşadıkları,yaşıyamadıkları,yaşamak istedikleri..Bazen dinlemek beni rahatlatıyor,farklı beyinlerin farklı bakış açısına bağlı farklı hikayeleri,insanda narkoz etkisi yapıyor..Uyuşuyorsun,dinledim dinledim ve uyuşdum ogece,tabi bazen gül’ün piçsel espirileri azımda kahkaha çıkmasına sebeb oldu ama...Genede dinlemek...
Daha gece bitmeden,Gül tutturdu anamada gidek diye,orayada gittik,bu kadar dinlemenin üzerine birde anne ve babasının hikayesini dinledik taraflardan...Tüm gece saat 12 kadar dinledikden sonra evime gelmek,yorgun ve çok dinlemiş bir halde...
İnsanları eskisi kadar önemsemediğimi,amadinlemenın hoşuma gittiğini farkettim başımı yastığıma koyarken.Anlık eğlence kaynağımdı artık insanlar benim.Eskiden beri eğlenmenin ve eğlencenin anını bile kaçırmıyan biri olarak,şimdi eğlenmenin yanı sıra,insan hikayeleri biriktiriyor olmam hoşuma gitti.Tanıdığım herkez artık kendi azından çıkan hikayelerin kahramanları gibiydiler gözümde...Hikayelerini kendileri belirliyor,yada yaşadıkları hayat onların hikayeleri oluyor gzümde ve kahramanları...Elif benim için bu gece annesini çok seven ve büyük fedakarlıklarla annesine bakan,babasının tüm bencilliklerine gözyuman ama annesinin mutluluğu için,büyük bir kahramandı artık...O yaşamıma birdaha girmese bile,hep öyle kalacak olan biri...
İçimden şuan keşke üniversiteyi okuyabilseydim cümlesi geçdi,belki edebiyat bölümü,belki sinema tiyatro bölümü...İnsan hikayelerini çok seviyorum,belkide bir işime yarardı okumak.Daha donanımlı olabilirdim yazmak konusunda.Bu kadar acemi olmazdım diye geçdi.Neyse bazen olmaz bazı isteklerimiz,kabul etmek lazım...
Bugun hasta evde yatarken,neden Elif in hikayesini yazdım bilmiyorum.Belkide hastalığım bana ölümü hatırlattı,yanlızlığı hatırlattı ondandır...
Herne olursa olsun,hiyayeleri dinlemek ve yaşamak hoşuma gidiyor.Her hikaye benim için görmediğim,yüzmediğim bir deniz...Denizler gezmek,denizlerde yüzmek kadar güzel ne olabilirki?
Deniz...
Denizler...
Şimdide daha başka bir hikaye geldi aklıma bak denizle ilgili....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.