İNCİR AĞACI
Sebepler dünyasında sorgulamadan yaşamaya alışmışların hikayeleri bir bütündür cevap arayanlar için.Kimsenin kimseye üstünlüğü yok denilemeyecek bir ufukta karayı seçebilmek ve ulaşabilmek için yarış içerisinde tüm mahlukat.Ve kader çizilmiş sayfalarıyla karşımızda zırhını giymiş durumda.Bu kocaman sahrada kaybolmamak ve yaşamını ikame ettirmek için düşünüyor insanoğlu.Keyfiyet,rahatlık ve huzur geçicidir.Bunu bir dakika önce mutlu olup da bir dakika sonrasında hayalleri yığınlar altında kalan şerefli kanlara bakarak anlayabiliyoruz.
Doyumsuzluk ağacının altında gölgelenen bir neslin kırsaklarla dans etmesini hayal etmek sınırlı zamanımızı boşa harcamaktan ibarettir.Bir defa yedikten sonra doyabiliyor muyuz?bir defa içtikten sonra kanabiliyor muyuz?
Cevap kısa ve öz "hayır!"
Bu neyin nişanesidir diye debelenmeye lüzum yok.Bu,insan evladının sınırlı kaynaklar içinde sınırsız arzusunun işaretidir.Bir kez tadına vardık mı bir daha isteriz.Bir daha ve bir daha.
Günahlar ağ örmüş gönlümüzün kapaklarına.İçerimizde taa derinlerde özümüz alev almış bekliyor.Veryansın etmek bile nakaratlaştı bu fani hayatta yani o bile bizi kurtaramıyor.
Kedilerin kuyruklarına konserve kutuları bağlayıp da kovalayan afacanlarımız,elinde buğday taneleriyle kuşları beslemeye niyetli canlarımız.İşte bunlar aynı incir ağacının altında gölgelenen evlatlarımız.Varolduğumuz zamanları kastettikten sonra ruhlarımıza bizliğimizi aksettiren suratların suyunu içmeye muhtacız.Sızısı hâlâ inletmeye yeterli acıları taşıyan anaların gebeliğinde bir zahmet bulamayan zalimlerin kafatasından beslenen leşçillerin bile gözünü oyasım gelir.Acımayan vücuttan karın doyurmak şerefsizliktir.Kim neyi nasıl düşünür bilemem.Herkes farklı daldan beslenir,farklı pınarlardan kanar.
Ama kök bir,asıl birdir.
Bizler aynı incir ağacının altında gölgelenen kullarız.
Ve bizler galiba insanız..!
MEHMET EMİN ŞAHİN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.