ÖZGECAN
Burası Mersin Tarsus...
Ülke olarak yüreğimiz sus pus!
Maçmış, 14 Şubat’mış, seçimmiş, altınmış, dolarmış... Geç bunları anam babam geç bunları.
Bu tarz seninmiş, o ses Türkiye’ninmiş geç bunları da!
O bununla çıkmış, bu şununla çıkmış bırak bunları da!
Tek yürek atmamız gerekir bugün!
Bir olmamız lazım gelir.
Özgecan’a yapılan bütün ülke insanına yapılmıştır. Bütün kadınlarımıza, kızlarımıza, annelerimize yapılmıştır.
Özgecan’ın ruhuna tertemiz 77 milyon dua onu katledenlere de 77 milyon ağız dolusu beddua etmek gerek.
Yani daha hiçbir kızımız minibüse binemeyecek mi?
Dolmuşla yolculuk yapamayacak mı?
Evine otobüsle dönemeyecek mi?
Tek başına kalamayacak mı kızımız bir dolmuşta?
Okul okuyamayacak mı?
Üç cani, bir ülkenin yüreğini nasıl da yakar böyle adice?
Nasıl da kıyar masum bir yavruya canice?
Rabbimin laneti bu üç mütecavizin üzerine olsun!
Rabbimin kahrı onları yerle bir etsin!
Beddua bile az kalıyor bunlara, lanet bile az...
İdam niye yok bu ülkede?
Bunun beklenecek vakti bile yok!
Özgecan toprağa emanet edilmeden bu canilerin toprağa girmesi gerekir.
Kim vurduya gitsin o caniler... Lince uğrasınlar.
O canilerin yaşadıkları her an bu ülkenin yaşamından çalınan andır.
Soludukları hava bu ülkenin havasını kirletmektedir.
İçtikleri su, yedikleri ekmek hakeza!
Rabbim sen aklıma mukayyet ol!
Kahrolası koca koca adamlar Özgecan’ı yaktılar.
Hiç mi insaf etmediler, hiç mi acımadılar, hiç mi Allah’tan korkmadılar? Hiç mi insan değildiler? Vahşilik sanırdım ki çok uzaklarda... Yanılmışım tam da yanı başımızda...
Burası Mersin Tarsus...
İnsanlığa küs!
20 yaşındaki Özgecan’ı bıçakladılar yetmedi benzin döküp yaktılar.
Psikoloji okuyordu belki de bu ve benzeri psikopatları düzeltmek için!
Ama cinnet geçiren bir toplumun son kurbanı oldu Özgecan!
Mekanın cennettir Özgecan. Seni katledenlerin her iki dünyası da cehennemdir artık.
Ona kıyan caniler sizi de bir kadın doğurmadı mı?
Sizin de eşiniz olmadı mı? Sizin de kız kardeşiniz yok muydu? Kızınız..
Nemiz kaldı bizim canımızdan başka?
Onu da üç beş mütecavize mi teslim edeceğiz?
Üç beş sapık ruhluya, aklı uçkurunda olana mı vereceğiz şimdi canımızı?
Özgecan’ın çığlığı bütün Türkiye’nin kulağında olmalı acısı yüreğinde olmalıdır.
Herkes tepkisini aleni ortaya koymalı safını belli etmelidir.
Burası Mersin Tarsus...
Ülke olarak yüreğimiz sus pus!
Eve gidemeyecek mi şimdi kızlarımız, sokağa çıkamayacak mı kadınlarımız, okula gitmeyecekler mi, alışveriş yapmayacaklar mı?
Biber gazıyla kendini savunmaya çalışmış Özgecan. Cani da emeline engel olduğu için onu bıçaklamış. Sonra başka caniler girmiş olayın içine. Özgecan’ı atmışlar bir dereye, yakmışlar.
Şeytan taşlamak isteyenler bunları taşlasın. Lanet okumak isteyenler bunlara okusun!
Mersin Tarsus... Rabbim sabru sebat ver onun annesine babasına ablasına ve bu ülkenin sağlıklı, vicdanlı, merhametli insanına! Ve kahrını esirgeme aramızda yaşayan bu lainlerin üzerinden!
YORUMLAR
ÖZGECAN
Bilemedim suçu günahı neydi,
Birdenbire çekip gitti Özgecan,
Gelinlik yerine kefeni giydi,
Kederleri ekip gitti Özgecan.
Henüz hayatının daha başında,
Dünya ya doymadan yirmi yaşında,
Zemheri ayının kara kışında,
Yürekleri yakıp gitti Özgecan,
Böyleymiş demek ki alın yazısı,
Yüreklerde durur hala sızısı,
Evine gitmekti bütün arzusu,
Boyunları büküp gitti Özgecan.
Nasıl dayansın ki ana yüreği,
Çok erken yıkıldı hayat direği,
Özden im yapılsın bunun gereği,
Su misali akıp gitti Özgecan.
Murat ÖZDEN
Duyarlı yüreğinize sağlık üstadım Rabbim böle bir acıyı kimseye yaşatmasın Kardeşimizin mekanı cennet olsun
mostar01 tarafından 2/15/2015 9:26:42 AM zamanında düzenlenmiştir.
mostar01 tarafından 2/15/2015 9:29:37 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yıllardır soruyorum kendime: Acaba ben mi paranoyakça davranıyorum?
"Aman kızım! Aman oğlum! Sakın ha, kimseden bir şey almayın. Birisi bizim gönderdiğimizi söylerse inanamayın. Benden habersiz hiçbir arkadaşınızın evine gitmeyin! Evimizin önünden uzaklaşmayın! Pencereden, balkondan baktığımda göremeyeceğim yerde oynarsan, bir daha sokağa izin vermem!"
Yıllardır bu sözleri duymaktan çocuklarıma gına gelmiştir. Çocukları bırakın mahalleyi, şehrin altını üstüne getiren anneleri gördükçe de kendimi suçlamışlığım da vardır. Öyle ya, çocuk dediğin özgürce koşup oynayacak, ara sıra kaybolup seni telaşlandıracak...
Ama öyle değil işte! Maalesef, komşusuna bayramlaşmaya gidip dönemeyen, amcasının arkadaşı ile köpek sevmeye diye gidip başına gelmedik kalmayan çocukların olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Parmak kadar çocuklara akla hayale gelmeyecek sapkınlıkları reva gören, arkasından da onları işkencelerle öldüren insanlarla aynı toplumda yaşıyoruz.
Belli bir şekli, şemâli yok bu insanların. Belli bir yaş grubuna da has değil bu sapıklıklar. Hani ipsiz- sapsız, tinerci taifesi ile de sınırlı değil bunlar. Her meslekten ve meşrepten insan(?)lar!
Bu sapık insanların son kurbanı ise üniversiteli bir genç kızımız. Bu nasıl ahlaktır? Bu nasıl insanlıktır? Haberi okudukça tüylerim diken diken oldu. Daha geçen gün benzer bir vahşet ilimizde yaşanmıştı ve neyse ki öldü diye bırakıp gittikleri genç kızımız (aslında çocuğumuz demeliyim) yaralı kurtulmuştu.
O da bir kuaförde kalfaydı ve kızımın saçını en son, ustasını beklememek için ona kestirmişim meğer. Sonradan öğrendim o olduğunu. Hanım bir kızdı. O da hepimizinki gibi ana kuzusuydu işte...
Diyeceğim, bu ahlaksızlık öyle bir ateş ki, (Allah korusun, ama) kimin ocağına nasıl, ne zaman düşeceği belli olmaz. Kimse bana ne dememeli. Kız, erkek, kadın, çocuk, yaşlı, genç... Bu hasta ruhluların bir sınırı yok. Toplum olarak dikkatli olmalı, yargıdan da en ağır cezaların çıkması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı.
İnsan Haklarını savunmak demek bence suçluların cezasız kalması, beyler paşalar gibi içeride tutulmaları değil, ondan önce masumların hak ve güvenlikleri...
Bu vesileyle Allah kendisine rahmet eylesin, ailesine sabır ihsan etsin.
Yazınıza yorum olarak, dostlarımla paylaştığım duygularımı kopyalayıp bırakıyorum, Gürhan Bey. Hassasiyetiniz için teşekkür ediyorum. Allah toplumumuzu ıslah etsin.
Selâm ile.