- 465 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Mustafa - Bölüm 3 - Mustafa’ya Dair
Ayaklarına dolanan dostlarıyla küçük bir oyunun ardından bahçe kapısını da aralayıp yola çıkacakken aklından bu seferki tatilini kurgulamaya da devam ediyordu.
On beş gün olarak aldığı iznini olabildiğince eş dost görecek şekilde ince ince detaylandırmaya çalışıyordu. Geçen seferki kısa tatilinde aile ile vakit geçirebilmiş, gönül koyduklarını sonradan anladığı memleketten akrabalarla sadece telefonla görüşebilmişti. Şimdi ilk olarak aileye gitmeli, sonra şehirdeki akrabaları kısa sürede dolanıp doğruca memlekete doğru yol almalıydı. Ama şehirde kalmış üç beş çocukluk arkadaşıyla da hasret gidermeliydi. Hele bir Samsun’a varsındı hayırlıyla, detaylandırma zaten sürerdi…
Edirne merkezde yaşıyordu Mustafa. Vali birinci yardımcısı olarak iki sene önce görevine atanmıştı. Üstlerine bakılırsa başarılı da sayılırdı. Başarılı ilk, orta ve lise yaşamının ardından hayalini kurduğu siyasal bilgiler fakültesini okumak amacıyla Samsun’dan Ankara’ya Ankara Üniversitesine doğru, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperek yola çıktı. Belki yüksek mevkilerde tanışı yoktu ama hayalindeki görev ve makamlara ulaşabilmek için asıl gerekli olanın hak etmek olduğunu biliyordu. Bunun bilincinden bir an ayrılmadan öğrenciliğini yalnız okul eğitimi ile sürdürmeyip yabancı dil öğrenmek için de oldukça gayretli oldu. Ankara TÖMER’deki Steve Kirk ile kurduğu yakın dostluk dil eğitimini sadece kurs duvarları içerisinde bırakmadı, günlük hayatında geçirdikleri vakitler sayesinde dil bilgisini oldukça ileri seviyeye taşıdı. Kurs ücretini karşılamada TÖMER ile üniversitenin birbirine katkı sağlayan kurumlar olması ve birbirilerinin öğrencilerine indirim yapması oldukça karlı bir sözleşmenin ortaya çıkmasını sağlamıştı. Ayrıca merkezi sınavda yüz yirminci olması sayesinde hem ülke genelinden hem memleketten hem de Ankara’dan birçok burs elde etmişti. Ailenin de gözbebeğiydi. Dişten tırnaktan arındırılan da Mustafa’nın hedefine ulaşması için harcananlar arasındaydı. Derece ile mezun olmasının ardından girdiği sınavlar sayesinde de iç işleri bakanlığı bünyesinde kurs görmesi için yurt dışına gönderilmiş ve bu eğitimin de ardından memlekete geri dönmüştü. Değerli bir personel olarak görülen Mustafa kısa bir süre içerisinde bakanlık bünyesinde görevlendirilmiş iki sene önceki kararnamelerin birinde Edirne’deki görevine başlamıştı.
Ankara’da bir apartman dairesinde yaşam sürmüştü. Edirne’ye atandığında ise çocukluğundan buyana yaşamını sürdürdüğü müstakil bahçeli bir evde yeniden oturmak arzusuyla biraz da şehrin kenar mahallerine kalacak kısımlarında ev aramaya başladı. İşteki yoğun ve uzun mesailerden pek zaman kalmasa da vali beyin özel müsaadesiyle ve ev arayışını kısa sürede nihayete erdirme şartıyla arayışlarına devam etti.
Amacına ulaşmak pek kolay olmadı. İstediği özellikte ev bulma ısrarından dönmek üzereydi ki Mustafa’nın ev arayışı kültür müdürü Şinasi Ataman’ın kulağına gitmişti.
Müdür Şinasi Karaağaç beldesinde yetmiş beş ve yetmiş yaşlarında yaşlı bir çiftin sahibi olduğu müstakil bahçeli bir evden bahsettiğinde Mustafa’nın keyfi yerine gelmişti. Daha detayları bile sorup soruşturmadan Şinasi beyle evi görmeye yola çıkmışlardı. Yol boyunca Şinasi beyden birkaç bilgi daha aldı. Evin sahibi yaşlı çiftin altmışlarda Almanya’ya giden ilk gurbetçilerden olduğu, orda çalışıp biriktirdikleri ile memleketlerinde de kendilerine bir yuva kurduklarını, ancak Almanya’da bıraktıkları oğulları ve torunlarını da görmek ayrıca oradaki dostlarına duydukları özlemlerini de dindirmek için yılın büyük zamanını yine oralarda geçirdiklerinden bahsetti. Aradıkları kiracı ise hem eve göz kulak olur gözleri arkada kalmaz, hem de ufak yollu olsa da evin ihtiyacı olan bakımları yerine getirirdi.
Ev sahibi Yahya amca ile tanışıp bir miktar zaman geçirdiklerinde artık gönülleri birbirilerine çokça ısınmıştı. Vedalaşıp kalktıklarında artık evin üçüncü katı Mustafa’nın olmuştu. Ertesi ilk hafta sonunda ise evin eksiği olan eşyaları tamamlayarak evine yerleşti.
Yakın arkadaşlıklar kurduğu, tambur ve tekiriyle sıcak arkadaşlıklar oluşturduğu ev işte böyle evdi.
Bahçe kapısını kapayıp sokağa çıktığında otogara gitmek üzere çağırdığı taksi de önünde yeni durmuştu. Dün geceden uğrayıp tambur ve tezeneyi her Edirne’den ayrılışındaki gibi Komşu Seher teyzeye emanet etmişti. Allahaısmarladık dercesine yüzündeki tebessüm eşliğinde nur yüzlü teyzeye el sallayıp taksiye bindi. Taksi sokak boyu ilerlerken Seher teyzenin dudaklarından Mustafa’nın selamet içinde gidip dönmesi için Ayetel Kürsi dökülüyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.