Sevgililer günü neymiş
Sevgililer günü
14 Şubat ülkemizde de sevgililer günü olarak kabul görmektedir. Yazımı okumadan önce aşağıda verdiğim linkten Vikipedia’de bu günle ilgili maddeyi okumanızı tavsiye ederim.
Sevginin ne olduğunu unutanlar için belki faydalı olur diyeceğim ama, 364 gün sevgiyi unutan insanlar kalan 1 gün hatırlamasa da olur demek geliyor içimden. Değişik günleri –anneler günü, babalar günü vesaire- özellikle pazarlayarak büyük kazanç elde edenler dışında sanırım kimseye faydası yoktur.
Sevgi öyle değerli öyle kutsal bir duygu ki; kendisini sanırım en saf şekilde bir annenin evladına karşı hissedişinde göstermektedir. Detaylı tarife gerek olduğunu sanmıyorum. Yazımı okuyanlar ya annedir ya da en azından annesini seven bir evlattır.
İlahi olsun olmasın sevgiyi gönlünde her an hissedemeyen kişi seviyor olamaz. Sevgililer günü denilen günde seller gibi sevgi akıtsanız, volkanlar gibi patlasanız, Romeo’yu kıskandıracak kadar romantik olsanız nafile. Yapmacıklıktan öteye gidemezsiniz.
Sevgi bir gün değil her gün değil her an yaşanmalı ve yaşatılmalıdır. Günümüz şartlarında bunu yapmak çok zor diyenleri duyar gibiyim. Aslında hiç zor değil…
Sevdiğinize günün değişik zamanlarında yani fırsat buldukça “Seni seviyorum” demenin, sarılıp sevginizi hal diliyle göstermenin, onunla ilgilenip sohbet etmenin ne zorluğu olabilir ki?
Eleştirmeyi çok seven bir toplumun fertleri olarak en ufak hatayı eleştirmeye meyilliyiz lakin güzel yapılan şeyleri övmek o kişiyi cesaretlendirmek gibi güzel hasletlerden bihaberiz genelde.
Bir gün değil, her gün değil, her fırsatta sevdiğimizi söyleyelim, hataları eleştirmek yerine güzel şeyleri överek ödüllendirelim, gurur duyduğumuz insanlara “seninle gurur duyuyorum” demekten korkmayalım.
Şımartmak gibi saçma bir sebeple susmak yerine –ki şımaracaklarını sanmıyorum- bırakalım şımarsınlar. Sevdiklerimiz şımartılmayı hak etmiyor mu?
Fahrettin Petriçli
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.