18
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2333
Okunma

Muntazam kesilmiş salam parçaları hızla tabağa düştü. Sandviç ekmeğinin arasına bolca dolduruldu.
İçindeki marul parçası ayrı bir güzellik veriyordu.
Görüntü değişti.
Mangala ikiye ayrılmış sucuklar sıra, sıra dizildi.
Maşayla çevrilmeye başlandı.
Bu sahnenin arkasından irice kesilmiş pastırma dilimi,
tekesakallı bir oyuncunun elinde sallanıyordu.
Aynı kişi gözleriyle pastırmayı takip ederken;
“Mımmmm işte buna dayanamıyorum” diyor.
Güp diye garaj kapısı gibi açılan ağzına sokuşturuyordu.
Sunucu reklamını yaptığı sucuk salam ve pastırma firmasının adını bastıra, bastıra tekrar ediyordu.
Tok bir insanın bile bu görüntülere dayanması çok zordu.
Yer sofrasında annesinin her gün yaptığı çorbayı sabırla bekleyen iki kardeş reklama o kadar çok dalmışlardı ki, hızla geçen bu sucuk salam ve pastırma şöleninin hiç bitmemesini istiyordu.
Üçken kesilmiş pizza dilimini sağ eliyle kavrayıp piton yılanı gibi
Yutan kişide bu tür küstahlığın tuzu biberiydi.
Çikolata reklamını, bardağın içine doğru yayılan içecek takip ediyor, aymazlık acımasızca en üst noktalara taşınıyordu.
Annede babada içi burkularak reklamları izlerken içten içe öfkeleniyordu. Sofrada çocuklar hiç konuşmadan yavaş çekimle tabaklarındaki sulu çorbayı içiyorlardı.
Aman Allah ım oda ne: şimdide bedavacı gurmelerin yemek tarifi başlamıştı. Ekrandaki seyyah ünlü bir yörenin kuzu tandır kebabının yapımını ballandıra, ballandıra anlatıyor, arada bir tandırı yapan ustada tarifinden pasajlar veriyordu.
Nar gibi kızarmış kuzu, tandırdan çıktı.
Aşçı satırla parçaladı.
Yarı yağlı iyice pişmiş et parçası lüpçünün ellerinde, kokladı gözlerini kapayarak başını iki tarafa salladı.
Kedi gibi mırlayarak ağzına götürüp çiğneme faslını uzata, uzata Agop un kazı gibi yuttu.
Defalarca tekrarlanan bu görüntüyü tüm aile gözlerini kırpmadan pür dikkat izledi.
Daha fazla dayanamayan baba televizyonu kapatırken öfkeliydi.
“ Yapma baba neden kapattın ki?”
“Başka kanalı açayım bunlara tahammül edemiyorum.
Elde yok avuçta yok olsaydı bende sizlere alırdım.
Çaresizim ne yapayım mümkünüm tükendi şaşıp kalıyorum” derken sesi titremeye başladı.
Birbirlerine bakan iki kardeş koşarak babalarına sarıldılar.
“Üzülme baba biz seni biliyoruz paran olsaydı elbette alırdın ama biz bunlardan her gün yiyoruz”
“ Nasıl yani kim alıyor ki”
“ Ne alması baba abim le ben yatarken rüyalarımıza girsin diye dua ediyoruz. Çoğu zamanda giriyor, ben gördüysem abime abim gördüyse bana anlatıyor.”