- 726 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Uzakta olmak
NOT :...Uzaklara (Mardin’e) öğretmenliğe giden kızıma mektuplar
1.gün
…kaç km. bilmiyorum o kadar uzaklara gittin ki “…ben gidince anlayacaksın…. beni arayacaksın ve bulamayacaksın , geride bıraktığım eşyaların çığlıklarını alacaksın ve birbirleri ile neler konuştuklarını duyacaksın,onları toplamak isteyeceksin toplayamayacaksın,olduğu yerde bırakıldıkları gibi kalsın diyeceksin yok diyemeyeceksin ,ne o ağlamak mı geldi içinden evet ağlayacaksın tutma kendini bırak , bak görürsün bu dediklerim aynen olacak ….” demiştin de , ne güzel doğru demişsin meğer, ikide bir elim telefonuma gidiyor,çok acemice davranıyorum çocuklaştım mı ? ne , cümle kuramıyorum,ağlamaklı olmamalıyım diye özel bir gayretim yok ama ne mümkün, kapıyı açınca terliklerini görmemeliydim….ah evet görmemeliyim, namaz kıldığın seccaden duruyordu sandalye üzerinde mümkün mü kendimi tutmak…almayı unuttuğun o mini turkuaz ayna son darbe oluyordu , evet itiraf ediyorum göz yaşlarımı kurulamıyorum...peki senin de yeterince boş zamanın olacak ve düşüneceksin , boğazına düğümlenen , izahını yapamayacağın duyguların baskısı olacak,hüzünleneceksin gözlerin dolacak ,belki sen daha gitmeden yada hava boşluğunda yok hayır havalanına indiğinde hissettiğin o ilk tuhaflık ve tereddütler nasıl da sessiz ağlayışlara dönüştü kim bilir , senin yokluğunu ne yerli diziler ne de mandalina-elma alış verişleri dolduramayacak, biliyorum ve hissediyorum ve gerçekleri de kabul ediyorum ,etmeliyiz de, hayat böyle bir şey işte ,ne güzel değil mi ? ,doğumu ve ölümü ve hayatı yaratan Rabb’imizin bizi olgunlaştırırken geçirdiğimiz safhaların hikmetini düşününce hakkımızda hayırlı olacak neticeleri tevekkülle karşılamayı öğreniyoruz ve teslim oluyoruz....sözlerin en güzeli Allah’ın sözü ile ”…bütün yolculuklar O’nda nihayet bulur…" (Maide -18) bu satırları bitirirken alnından öpüyor Allah’a emanet ol diyorum ,sen O’nun çok sevdiğisin…bizlerin de çok sevdiğisin…evet İstanbul çok sevimli ve coşkulu bir şehir şiirsel mavi renkli mutlu bir şehirdi,fakat sen olmayınca hüzünlü ve yalnız kaldı,yedi tepe şehir sessizliğe gömüldü, …neyse akşam olacak ve tam çay keyfi yapılacak,bana şimdi kim çay olmamış diyecek , aldığın meyveleri tükettiğim için bana kim şaşıracak ve her şeyin fazlası çöp diyerek ders verecek , performansın düşüyor son günlerde diyerek kim uyarı yapacak bana , kim "yes sör " diyerek yüksek ingilizce bilgisini gösterecek, ve istediği programı Tv. de seyrettirmediğim için beni arkadaşına kim şikayet edecek .kim..kim…!!!! 09.02.2015
2.gÜN
…bugün kar yağıyor , beyazlara bürünen İstanbul yine güzelleşiyor, yüzünün sevimli çilleri gibi her bir kar tanesi yeryüzüne kavuşmak için yarışıyor , bir yerlere gitmek ve yerini bulmak isteyenlerin yasası bu değil mi ,bir an evvel ulaşmak ve yerleşmek ve orada bir yol edinmek ,sen de bu inanç ve ideal için tıpkı kar taneleri gibi güzellikle iniyordun istanbul’dan diğer şehirlere, neyse kar yağıyor ve böyle yağdığı bir gündü çektiğin fotoğraflar vardı hatırlıyorum , biliyorum yine bugün beni çekmek için yer ve poz seçerdin , pencereyi açtım ve içeri kar havası doldu hem havalandırmış oldum evi,beni fena alıştırmıştın sık sık havalandırma fırsatları bulmalıydım,ve parıltılı gülüşlerine benziyordu yere düşen her bir kar tanesi,uzaklarda , kaç yüz km. uzaklarda seni kuşatan gök hangi rüzgarları ve yağmurları veya sıcakları indiriyordu kim bilir, yağmadığına eminim oralara hiç dinlemek istemediğim hava tahmin haberlerini dinliyorum şimdi , yakınlarında olan depremlerin sarsıntıları korkutmadı seni değil mi ? sesinin titrekliğini nasıl anlamalıyım bilemiyorum,kendine iyi bakmalısın zayıf ve iştahsız ayrılışını unutmadım çünkü ,güçlü ve sabırlı olmalısın , gidişinin bugün 2. günü , burada her şey ve herkes yerinde ,kar yağışı dışında kayda değer bir şey yok, kar ve soğuğa rağmen kombiyi yakmadım sen yoksun diye , dişim ağrımaya başladı nedense, mandalina yok,elma yok, hiçbir meyve de, sen alıp gelirdin ben tüketirdim, almayacağım yeter artık ..!! bir tane bile yemedim içinden demiştin ama şakaydı değil mi ? sen yoksun meyvede yok ….ama kendime biçtiğim cezayı kaldıracağım yarın başarmalıyım meyve almak için market aşındırmalıyım , çünkü mandalinasız ve portakalsız olmayacak çok yavan geçiyor akşamlar, Kur’an ne diyor…“…..Allah’ın size rızık olarak verdiği nimetlerden helâl ve hoş olarak yeyin. Hem de kendisine inandığınız Allah’ ı dinleyin..." Maide-88.., haydi bugünlükte bu kadar Allah’a emanet ol…
10.02.2015/çengelköy
3.gün
….nihayet özgür kalmıştım,ne akşam yemeği hazırlamak panikleri ne de demlediğim çayın beğenilip beğenilmeme endişesi,dilediğim saatte uyuyor ve kalkıyorum,ses yapmaktan gürültülü çıkarmaktan çekinmiyorum , kombiyi açmıyorum evin soğukluğu beni etkilemiyor , T.V yi de açıyorum açmıyorum keyif işte, çay demlemiyorum açlık ve tokluk derdim yok,ikide bir telefon açmıyorum ,merak ettiğim edeceğim kimse de yok,olur olmaz sık boğaz olan biri de değilim ,azar mazar da işitmiyorum artık ,yani kısacası oh be rahatlık varmış ,ev genişledi ..genişledi..genişledi..neydi o ya çok sıkışıktı..walla hayalimdeki derin sessizliğe kavuştum,ıssız adam mı demeliyim kendime bilmiyorum ama şöyle işim iş denir ya tam öyle bir mod dayım..yok bee demeyin tam böyleyim işte,erkenden yatıyor erkenden kalkıyor keyifli bir evden çıkış ile güne başlıyorum,kafamın içi rahat, dışarıda kar yağıyor , bak kafam öyle rahat ki ,okulların bu gün tatil edildiğini okula gelince fark ediyorum,uzaklarda bir yerde ,sahi belki kar yağmıyordur ama alışma süreci sancıları kolay geçmiyordur,onca alışkanlıkların yerini imkansızlıklar ve yokluklar aldı belki,istanbul’a ilk geldiğin okul yıllarına , başa dönmüş gibi hissediyor olmalısın,doğruya doğru ancak bu şartlara hazır etmeliydin kendini ve asla bozgun yaşama,hemen mağlup görme kendini pes etme bakalım,boğazına düğümlenen ağlama duyguların o senin tertemiz aile bağlarının güzelliği ve senin temiz ahlakının masum kişiliğinin belirtisi,bu durum sende zayıflık yapmasın , sen ki ….diye başlayan o kadar savaşçı özelliğini anlatmak isterdim ki…neyse diyelim de şu mercimek çorbasını bana tarif etmiştin ya..’ şunu bir daha hatırlatsana bana,son yaptığın alışverişten çıkan mercimek torbasını gördüm bu sabah , bu akşam çorba yapabilirim pekala ,hatta bu akşam hemen yapmalıyım evet sadece sıcak bir çorba için mutfağa girmeliyim,ha unutmadan yazayım yerinde olsam üç dört bardaklık küçük bir termos alırım sabah okula giderken çayını öğretmen evinden doldurt yani kısacası hayatla dansını yapmak senin için zor değil ki, istanbul tecrübesi yanında sosyal hayatının ve iş dünyasının pratikleri seni har zaman bir sıfır önde götürmeli..kar dindi hava serin belki yarın okul olur, senin boş günün varsa benim dekar tatilim waarr..dur şu çorbaya bir bakayım...
11.02.2015/çengelköy
4.gün
…kar gitti yağmur geldi ,iki gün şehir üzerinden kalkmayan kar yerini yağmura bıraktı ,hava kapalı ve kül renginde, güneş kayıp bulutların ne yapacağı günün içinde görülecek , rüzgar ve serin havanın çekip gitmeye hiç niyeti yok,martıların deniz üzerindeki yoğunluğu açlıktan mı yoksa bu havaları çok sevdiklerinden mi bilmiyorum,her gün dikkatimi çekiyor,bunu kimseye de sormadım , aslında martılarla olan hali ile deniz böyle daha görsel geliyor bana, dün ve bugün ne kadar çok martı uçuyordu denize yakın ve sahilin vazgeçilmez sakinleriydi,sabah iki simit arası kaşar yerleştirip tost yapmak için ocağa koydum,özlemiştim bunu ne zamandır düşünüyordum,gerçekten simit yemeyi hele arasında kaşar,zeytin ezmesi..vb olursa çok seviyorum, dün akşam aldığım iki simidi güzelce orta yerinden kesip kaşarları simit boyunca uzatıp öylece tost makinasına koyup ocağa ateşin üzerine koymuştum,T.V.yi açtım okullar tatil değildi tabi çok sevindim traşım fena sayılmazdı ,kıyafet seçimi için düşünmeliydim, fakat dur koku mu geliyordu mutfaktan, hemen koştum,yine yakmıştım evet ya yine aynı gecikme zamanlama unutkanlığı evet, kendi kendime gülmeden edemedim, iyi ki evde yoksun diye sevindim,çünkü uyandığında “…camları-pencereleri aç , yakmışsın yine..” der gibi sesini aldım kulaklarımda,tavsiyene uydum yanık yerleri kesip attım yemedim,kekik çayı içtim sabahları ve akşamları çay içmeyi kendime yasakladım, akşama doğru ilk kez sesini aldım ne kadar sevindim ,işte duymak istediğim frekans tonu dedim,sağ ol her şey yoluna giriyor olmalı diyorum, uzaklar her zaman yakındır ve her zaman gizemli ve özeldir ve yolun sonu ışıktır,felaha ulaşmaktır,bilmiyorum iki gün ağrıyan dişim bugün ağrımıyor tuhaf ama doğru çok ağrıyan diş gitmiş yerine gayet sağlıklı bir diş gelmiş,walla buna çay içilir ,izin verirsen kalkıp demlemek istiyorum .ve darı patlatacağım hem de......ufff canım çekti ya..!!! hoşça kal ,selam ve dua ile..
12.02.2015/çengelköy
5. gün
…bulutlar dağılıyor ,gri ve açık renkli gökyüzü umut veriyor,güneşi bugün misafir edeceğimizi düşünüyorum,hava ılık gibi ,yürümek geldi içimden her sabah oto stop yapma alışkanlığımı ara sıra böyle ılık ve güzel havalarda yürüyüşe dönüştürüyorum,ne kadar kısa sürdü yürüyüş yolum,farkına varmadım değil bana çok iyi geldiğinin,daha hafif ve mutlu görünüyorum daha sabırlı ve iyi niyetlerle doluyum,bunda senin de payın büyük,bu sabah van erciş’te öğretmenliğinin dördüncü ayını dolduran kız öğrencime yazdım,aynı mutsuz ve sıkıntılı saatleri , zor anları ve İstanbul sonrası karşı karşıya kaldığı fotoğrafın kendisinde açtığı zor günleri anlattı ama çabuk atlattığını ve çevre insanların son derece iyi oluşları sayesinde mutlu olduğunu yazıyordu, senin seyahat ve gezi özelliğini bildiğimden neden olmasın dedim van Erciş yöresini gelecek aylarda tanıma fırsatı bulmak için yolu düşebilir dedim ,başımın üzerinde yeri var diyerek memnuniyetini ve sevincini açıklıyordu, karşılıklı ziyaretler ( istanbul’u unutturmak için değil tabi..))) sizlere yeni ufuklar ve alışkanlıklar kazandıracaktır,
.................bıraktığın gibi ev, belki bu akşam sağından solundan alacağım ortalığın ve ancak seninle güzel görünen araban kapının önünde,hiç kımıldamadı zaten gönlü de yok gitmeye öyle duruyor beni reddedeceğine eminim,yani direksiyona geçtiğimde ne ile karşılaşacağımı biliyorum ,çalışmayacak veya yarı yolda bırakacak , hani huysuz atlar olur ya sahibi dışındakilere hiç sıcak değillerdir, fakat bu kabul edilemez durumu değiştirmeliyim dokunulamaz bir tabu gibi görmemeliyim,evet yarın ilk işim arabayı yerinden kaldırmak sabah kahvaltısı için çengelköy börekçisi önüne gitmeliyim, evet evet bunu muhakkak yapmalıyım ve çok dikkatli olacağım bir tanem ,emin olabilirsin en ufak bir çizik olmadan aynı yere bıraktığın yere koyacağım,inşaallah bahar günlerin birinde arabanı sana kavuşturmak nasip olur...
.......akşam oldu gün boyu kapalı olarak devam eden hava yer yer yağmurlu geçti şimdi daha aralıksız yağıyor ama ılık halini koruyor , kombiyi bu akşam da yakmayacağım,ellerim üşüyor sadece ama önemli değil eldiven takınca hemen ısınıyor,gözüme sabah kahvaltısı ya da akşam yemeği için ücretsiz gideceğimiz yemek biletleri ilişti, bakalım senin geleceğin güne kadar sabredebilecek miyim ? bence tüketmeliyiz , di mi ,az önce çay koymuştum dem kokusunu alıyorum mutfaktan salona doluyor ne güzel geliyor kokusu ,yanında darı mı patlatsam acaba yoksa aldığım çerezler ve çikolata ile mi idare etsem,bak sen de ihmal etme çantanda kuru üzüm,ceviz,fındık,çikolata bulunsun ( yaa burası iyi olmadı ...okunmasın bu yazdığım ) , şimdi kalkmalıyım ,selam ve dua ile gözlerinden hasretle öpüyorum...13.02.2015/çengelköy..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.