40
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1977
Okunma
"Şimdi saat yokluğunun ertesi… "
Duvarlar konuşmuyor inadıma , sanki inadıma susuyor. Ellerimde fotoğraflar avuçlarımı kanatırken, yollar yolculuğunun ilk demini yaşatıyor bana. Toprak kokan günlerden çalıyorum yağmurlarını. İlk yaza gidiyorum seninle ve yüreğin adını Berfin koyuyorum çocuğun gibi seviyorsun çünkü düşen ilk kar tanelerini.
Karlar yağacak çünkü koğuşlarına kucak dolusu karacaksın özlemimi. İçin bir dağ eteği gibi kıyılarıma yaslanacak ve doğam aykırı gelecek güneşi ilk gördüğünde sana . Güneşlerim seni aydınlık günlere değil hasretin tam göbeğine yazacak bu sefer. Özlemenin hazzı bedenini sarsacak . Korkulu yalnızlıkların kimsesiz öyküler yazdıracak sana . İçinde senin olmadığın, hani hikayenin hiçbir yerine yakışmayacak ihanetin susacaksın . Duvarında gene olacak mı o fotoğraf , bir fincan kahve benim öz suyumun yerini tutabilecek mi… Gerçekten huzur getirecek mi sana demir parmaklıklar … İnancın zafere dönüşebilecek mi…
Hadi bul artık yokluğunun saatini ve bak yüzüme şimalde parlasın siman ve hatırla her gün güneşe gebedir , sense bana . Yapamazsın sen bensiz oralarda.
Her gece soyunmak aşka ve her gün giyinmek ardından yokluğun. Yatağın soğuduğunda bir alev düşmesi içine garip bir şey bilirim. Biz aynı duyguları farklı şehirlerde yaşadık , yaşattık sevgilim.
Gözlerinde ihanetinin gölgesi bin bir rengi saklarken içerisinde ağlamaya korkacaksın sonra. Düşer mi gözbebeklerimden damla damla diye korkacaksın. Ürktüğün incitmekken yalnızca zayıf bedenimi yeni korkuların olacak. Bir yerlerde bir çocuk doğacak adı Berfin… İklimerden kış , aylardan yokluk ve günlerden bensizlik olacak bilesin. Sen gidersen gelemeyecek , ben ölürsem dirilmeyecek bu aşk. Duavrdaki fotoğrafın yarım , mektupların ucu sana hep yanık kalacak. Cevapsız soruların , hüzünbaz sevişmelerin olacak kapanıp yastığına ağlayacaksın. Gözlerinin bin bir rengi ve saklı ihanetler yastık altında kalacak pişmanlığından kurtulacaksın. Avuçların bir göğüs sıcaklığına hasret ellerinde yokluğum kanayacak. Yaralar tütün basmayla diner sevgili ardı ardına bir sigara yakacak geceyi bana yazacaksın bilirim.
Her saat sesinde gitmeler bulacak seni dön bana geri diye yalvaracaksın. Bir yerlerde bir çocuk doğacak adı Berfin…
Benim ölümüm senin kıyametin olacak.
Karlar yağacak o çok sevdiğin dağlarına karda kanım daha bir parlayacak . Kırmızının beyaza yakışmasını izleyecek korkacaksın. Bir zaman döner mi beklediğin o günler ve özgürlüğümüz kucaklar mı bizi en derinden bilmiyorum bildiğim tek bir şey var ;
Seni hala çok seviyorum…
Bir kızın olsun adını Berfin koy , bir umudun olsun içinde beni barındıran ve bir şiir daha yaz bana . Birbirimizde unuttuğumuz yalan aşkımıza yaz satırlarca…
Bir şiir daha bu da benden sana ;
Anlayamadım hangi dipsiz zamanda terkettin beni.
Anlayamadım zamana yenik seyrü seferlerini…
Yakomozlar şarkı söylerken sana ,
Yanan bendim sende kalan aklıma...
Şimdi saat yokluğunun ertesi . Hadi bul bende kalan mevsimlerini…
22 Haziran 2008 ( ya senden önce ya senden sonra )
NeNa