- 1006 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
17 agustos1999 marmarab depremi malatyalı veli göçer ile ilgili makalem
DEPREMDEN SONRA MÜTAHİT VELİ GÖÇER
17.8.1999 tarihinde ülkemizi ve dünyayı derinden üzen deprem felaketi nedeniyle adından çokça bahsedilen Veli Göçer ve bazı mütahitler kamuoyu gerek gazetelerden gerek televizyonlardan ibretle izledi. Zaman, zaman deprem öncesi Veli Göçer ile ilgili bazı reklamları hep beraber izlemiştik. Fakat belki de ilgimizi pek fazlada cezbetmiyordu. Veli Göçerin reklamı diğer reklamlardan farkı yoktu. Ancak bazen şu akla geliyordu. Ülkemizdeki yüksek enflasyona rağmen bu adam nasıl böyle cazip fiyatlarla vatandaşa ev satabiliyordu. Çünkü her şeyin bir hesabı kitabı vardı.
diğer taraftan aynı şartlarda bir ev yapacak veya yaptıracak olursanız korkunç rakamlarla karşılaşıyorsunuz ne hikmetse Veli Göçer korkunç rakamlar karşısında çok daha cazip imkan ve fiyatlarla insanları ev sahibi yapabiliyordu.
Bir türlü aklım almıyordu. Demek ki reklamların önemi çok büyükmüş insanlar nasil ragbet edip üç katli beş katli lüks mezarlar almışlar. PAARDOON! Gördünüz mü ne büyük bir hata yaptım kalbimden geçenler kalemime ve sayfaya yansıdı. Herhalde bu da bir iç güdü dedikleri olsa gerek. Neyse buna bir ceza vermeniz gerekiyorsa şu kalbimden geçen duygularıma bir gem vurunda artık ben de rahat edeyim siz de rahat edin
behey vicdansızlar
behey imansızlar
behey münafıklar.
Haydi acele edin şu duygularima bir gem vurun da daha fazla vicdanlarinizi sizlatmayayim. Soracaksiniz kim bu vicdansizlar, imansizlar, münafiklar.
Acaba Veli Göçer veya benzerleri mi?
veya görevinin bilincinde olmayan görevliler mi?
yoksa belediyeler mi?
Yoksa hükümetler mi?
Yoksa devlet mi?
Soruyorsunuz dur hangisi diye. Şimdi hani derler ya.
“EĞRİ OTUR DOĞRU KONUŞ” gelin bizler nasıl oturursak oturalım yalnızca doğruları söyleyelim. Tabi doğruları söylerken belki de iğnenin ucu bizlere de dokunabilir. OLSUN biraz da vicdanımızın sesini dinleyelim. Her ne hikmetse yıllar yılı fertlerin olsun ülkenin olsun başına bir bela ve musibet gelmeden önlem almıyoruz. Ne zaman ki bir musibete maruz kalırsak önlem almaya çalışıyoruz. Aldığımız önlemde önlem olsa bari. Üstelik bunlardan bir ders bile alamıyoruz. Televizyonlarda görüyoruz depremde evini canını cananını kaybedenler.
DEVLET NEREDE?
KATİL MÜTAHİT!
Gibi sözler sarf ediliyor o streste bunlar doğaldır. Fakat depreme maruz kalmadan önce neredeydiniz aklınızı peynir ekmekle mi yediniz?
Yoksa sel mi aldı götürdü?
Yoksa bir yerde rehin mi kaldı?
Yoksa şeytan mi aldi götürdü?
Bakınız devlet bir yere kaçmadı. Olduğu yerde duruyor. Her zaman olduğu gibi.
Acaba senin istediğin devlet nasıldı?
Nasıl olmalıydı, neler bekliyordun?
Devlet yanı başındaydı görmüyor musun yoksa? Kör mü oldun sağır mı oldun baksana yaralarını sarmaya çalışıyor sen bunları göre göre duya duya halen
NANKÖRLÜK MÜ ediyorsun?
Veyahut sen bir vatandaş olarak bireyden toplumlara, toplumlardan uluslara olan bu düzenin bir çarki degil misin? Biliyorsun çarkin dişlilerinden biri veya bir kaçi bozuk olursa çalışan sistemden. nasıl bir performans bekliyorsun acaba?
Bir de kalkmış DEVLET NEREDE diye haykırıyorsun. Tabi
DEĞİRMEN SELE GİTMİŞ SEN KALKMIŞ ŞAK ŞAKI ARIYORSUN. Sen devlete nasıl yanında olmasını istediysen işte devlette istediğin gibi yanında dimdik duruyor. Birileri de mütahidi katillikle suçluyor. Suçlasınlar veya suçlamasınlar demiyorum. İşin özüne bakalım. Adam kalkar tomarla para yatırır bir ev alır.
Adet ya evi söyle bir dış ve iç görüntüsüne ve manzarasına bakar hele de varsa iç dizaynı yani duvardan duvara dayalı döşeliyse kesenin hesabını pek fazla üstünde durmaz. Evi Satın alır.
İşin en garibi almış olduğu evin sağlamlığı ve dayanıklılığını pek hesaba almaz. Daha doğrusu herhangi bir süs eşyası alırken gösterdiği itinayı mezarı yine PAARDOON yeni evi alırken titizlik göstermez. Tabi ki mütahit Bu işlerin orasından kırpacak burasından kırpacak demirden çalacak çimentodan çalacak eğer bir insanda şeytani duygular ağır basarsa gönül rahatlığıyla yapacaktır. Peki bu tür art niyetli insan görünüşlü canavarlara engel olacaklar kimlerdir?
Eğer adamda din vicdan ALLAH korkusu yoksa istediğini yapar. Gerçi YÜCE ALLAH CC.’ın görevli melekleri kişi ne yaparsa yapsın ister iyi ister kötü hiçbir yanlış olmadan tek tek amel defterine yazıyorlar. Mahşer gününde kişinin tüm yaptiklari ortaya koyulacak ve ameline göre kişi hesap verecek. Bakınız Yüce ALLAH bir ayeti kerimesinde mealen şöyle buyuruyor:
“O GÜN (SORGUYA) ARZ OLUNURSUNUZ; ÖYLEKİ GİZLİ BİR HALİNİZ KAÇMAZ ” HAKKA Suresi Ayet 18.
Diğer bir ayeti kerime
İŞTE O ZAMAN KİTABI SAĞINDAN VERİLEN DER; ALIN OKUYUN KİTABIMI. HAKKA Suresi Ayet 19.
HAKKA Suresi 25. Ayetine bakalım:
ANCAK KİTABI SOL TARAFINDAN VERİLEN DERKİ; EYVAH KEŞKE KİTABIM VERİLMESEYDİ BANA. VE HESABIMIN NE OLDUĞUNU ÖĞRENMESEYDİM. Hakka suresi 26.ıncı ayet
Ey insan görünüşlü canavarlar unutmayin ki HELALIN HESABINI vereceksiniz. HARAMIN AZABINI çekeceksiniz. İlla ki yetkili bir devlet memurumu başinizda olursa kurallara uymaya gayret ediyorsunuz. Bu bölümde mütahitlere biraz seslendim. Sanıyorum tek suçlu sadece veli göçer değil.
Diğer taraftan devletin konu ile ilgili sorumlularına seslenmek istiyorum. Bakınız sizde bu milletin vergileriyle maaşinizi alip ve nafakanızı kazanıyorsunuz. Sizlerde gaflete dalıp da o insan görünüşlü canavarlar durumuna düşmeyiniz. Sizin sorumluluğunuz daha da büyüktür. Eğer gereği gibi davranmayacaksanız lütfen bu ağır sorumluluk altına girmeyin.
Geçici dünya menfaatleri için kendi geleceğinizi mahvetmeyin. Eğer devlet size bir sorumluluk vermişse bu sorumluluğunuzu bilin ve gereği gibi hareket edin bilmiyorsanız öğrenin. Öğrenmişseniz uygulayın haksızlığa göz yummayın. ALLAH için sizleri gerçek göreve davet ediyorum. Benden hatırlatması size düşen görev ise ister doğruyu uygulayın ister eğriyi uygulayın nasıl olsa hesap verecek sizlersiniz. YÜCE ALLAH CC.’IN MAĞFİRETİ VE HİDAYETİ ÜZERİMİZE OLSUN, AMİN.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.