1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1140
Okunma
Uzun zaman oldu. Kalbimi çıkartıp asosyatik sofralarda, yaprak üstünde sana sunamadığım.
Kuralları biliyorsun. Gözlerinle yiyip dudaklarınlarınla içeceksin, illaki oturup beni.
Kabuğu soyulmuş tek nimet bu sevgilim. İllaki kullanacak isen ellerini, öpmeliyim parmak uçlarından tek, tek biliyorsun değil mi?
Ve yıkamadan gözlerini gözlerimle ve dudağını dudağımla asla oturmamalısın. En büyük ayıp budur aşka, demedim miydi?
Bir şey unutmadık mı sevgilim? Aşkın duası sarılmak değil miydi ve illaki hıçkıra hıçkıra
Öpe öpe gözlerinin tuzundan
Sımsıkı
Sımsıkı hıçkıra hıçkıra
Soğutmadan sıcak sıcak şimdi avuçlarına bırakmalı bilmem kaç bin öpücük
Ve çekip içime mis kokunu, yanaklarıma sürmeliyim şimdi amin der gibi
Hazır mısın şimdi
Allah ne verdiyse
Şükür diyip başlamaya
Sanıyor gülüm herkesler seviştiğimizi
Oysa karışıp biz zerre zerre, birliği yaşıyoruz iki beden bir ruh
Unutma! Ateşin üstündekiler doyurur tüm insanları, biz kül olmasak altında, aç kalırdı tüm insanlık. Ya da vahşi hayvanlar gibi çiğ çiğ, canlı canlı sıyırırdı tüm kemikleri.
Hazır mısın gülüm?
Onlar şık tabaklarda, altın kaşıklı masalarda yenirken, soluk ışıklar altında alev alev küllenmeye ve dünyanın bütün nimetlerini elinin tersiyle itip aklının kılcalından,
aşka aşkla başlamaya?
- Her özlediğimde, günde bir doz seni yazıyorum. Affet! Ağlattım yine seni.