- 504 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bilinçli Yozlaşma
Günümüz toplumlarında yetişen gençler geçmiş çağlara oranla ahlaki ve insani olmayan davranışları yaşayış tarzları haline getirmiş; arkadaşlarını, öğretmenlerini, ebeveynlerini ve nihayetinde çevresinde her kim varsa hepsini aldatmayı, doğru olanı dillendirmeyi tamamen unutmuş ve yalanı adeta karakteri haline getirmiştir. Gençlerimiz atalarımızdan bize miras kalan gelenek, görenek ve ananelerden tamamen kopmakla kalmamış, bu değerler zincirini yaşadığı vahşi çağa entegre edememiştir. Bu karmaşık çağın; insanları bir bataklık gibi içine çeken, derin yalnızlık duygusuna sürükleyen ve onların birbirlerine karşı güvenlerini yitirmesine sebep olan karineler, insanı hayrete düşürecek nitelikte bir ilerleme kat etmiştir.
Özellikle yaşadığımız ülke Türkiye’de her köşe başında amaçsız gezinen ve vakit öldürmeye dayalı bir anlayışla yaşayışlarını sürdüren gençler; küfretmeyi, hakaret etmeyi ve insanları aşağılamayı normal bir davranış biçimiymiş gibi algılayıp, bu nahoş davranışları ve sözleri kimseden zerre kadar çekinmeden sağa sola savurmakta ve bu durumdan bir nebze de olsa tereddüt etmemektedirler. Gençler arasında gün geçtikçe yaygınlaşan ve yaygınlaşmaya devam edecek gibi görünen bu davranışlar; uyuşturucu, alkol ve sigara gibi kişilere olağanüstü zarar veren maddelerin kullanımındaki artış, vaziyeti ve gidişatı açıkça ortaya koymaktadır. Amacım bazılarının yaptığı gibi sürekli çağı ve insanları eleştirip geçmişe övgü yağdırmak: " eskiden böyle şeyler yoktu " gibi kalıplaşmış sözler sarf etmek değildir. Bu ve buna benzer durumlar eskiden de vardı. Fakat şunu da kabul etmekte fayda vardır. Günümüzde kötü alışkanlıklar ve davranışlar aşırı derecede çoğalmış ve insani sınırları aşmıştır. Bu denli bilinçsiz bir şekilde yetişen yeni nesil, içinde yaşadığımız dünyayı yaşanmaz bir hale getirmekte ve geleceğe dair umutlarımızın birer birer sönmesine zemin hazırlamaktadır.
Gençlerimizde peyda olan bu davranış biçimlerinin düzeltilmesi ve yerine daha ahlaki-erdemli davranışların kazandırılması için ebeveynlere, öğretmenlere, inançları bağlamında gençleri bilinçlendirecek müesseselere ve ülke yönetiminde söz sahibi olan yasa koyuculara büyük görevler düşmektedir. Bu görevler yerine getirilmedikçe ve gerekli önlemler alınmadıkça çocuklarımız günden güne mum gibi eriyecek, geride gözü yaşlı acılı anne ve babaların haykırışlarından başka bir şey kalmayacaktır. İşin en kötüsü de geleceksiz bir gelecek bizleri bekliyor olacaktır.
Özkan Çalış
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.