- 866 Okunma
- 8 Yorum
- 2 Beğeni
VİCDAN KAYIPLARDA İKEN...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Tek bir kelime ile özetleyebilmek keşke mümkün olsaydı duyumsadıklarımı. Ne mi olurdu o kelime ya da neye yarardı ki. Onca kelam ettikten sonra maruz kaldığım onca ifadeyi hak etmemişken ve saatler haksızlığı vururken neyi değiştirebilirim ki…
Hangi kalıp yargıyı yıkmaya yeter ki gücüm ya da hangi nefsin açgözlülüğüne ne sunabilirim ki… Hangi beyanatım yürürlüğe girer de beraat ederim.
En kötüsü sevgi denen kelimenin sayısız zihniyet tarafından yok sayılması. Hele ki saygı denen mefhum da bir önem teşkil etmiyorsa belli ki zincirleme bir kazanın ölüleriyiz bir bir dizilmiş ve hesap gününe az kalmışken canhıraş telaşla inancımızı sorgulayan. Hayır, inancını sorgulayanlar demeliydim. Zira adım kadar eminim maneviyatımın gücünden her ne kadar görünürde güçsüz addedilsem de güçlülerin nezdinde. Tabii ki tartışılası bir mefhum adına güç denen. Kanıksanmış tüm önyargılara göre günümüz şartlarına göre acaba hangi skaladayım güç bakımından. Umurumda olmaz iken kim neyi sorgulama hakkına haiz ki. Sonuç itibariyle herkes öncelikle kendinden mesul. Yanlış giden bir şeyler var kesinlikle hem da fazlasıyla. Anlamak da istemiyorum ayrıca ama hiçbir değer taşımayan sadece bir bedenden teşekkül varlıkların doyumsuzlukları zaten hiçbir açılım da gerektirmiyor. Üstelik bu denli sorgulayıcı olma hakkını kim kime veriyor ki…
Yaşadığım hayal kırıklıkları yetmezmiş gibi her yeni gün yenileri ekleniyor. Çentik atmayı çoktan bıraktım. Kar zarar tablosu tümden iflas etti. Ne bildiğim formüller ne de aklım eriyor. Her şey bu kadar zor ve imkansız iken kim neyin savunmasını yapabiliyor ya da nasıl kendini bu denli ulaşılmaz ve mükemmel olarak konumlandırabiliyor ki…
Üstelik mükemmel olmak mıdır bir diğerini küçümsemek ya da bir bir dizmek yalanları ardı ardına hele ki göründüğünden çok farklı bir imaja bürünüp yanıltmak insanları.
Suçluyum çok hem de. Beceremedim gitti yalanların arkasına sığınmayı ya da görmezden gelmeyi görmezden gelindiğimi bildiğim halde.
Ya da çok farklı bir kimlik sergilemede de başarılı olmadım. Aslında ihtisas alanım olmalıymış başarısızlık. Ne nefret etmeyi becerebildim ne de sevi dilimi susturmayı.
Başarısızım hem de fazlasıyla.
Tuttuğum yol bu denli çıkmaza girmişken bile bile zoru seçtim yine.
Aktarmalı bir yolculuk benimki sürekli seyir halinde iken duygularım. Oradan oraya sürükleniyorum dalından kopmuş bir yaprağın yuvası olan o ağaca duyduğu özlem kadar avaz avaz bağırırken ve basıp geçerlerken üstüne. Oysa bir kez bile savurmadım ne bir yaprağı ne bir çiçeği. Dokunmaya bile kıyamazken hangi vicdan nasıl çekip koparabilir ki… Ne yazık ki vicdan kayıplarda iken fazlasıyla olası.
Kim dönüp de bakıyor ki elleriyle yarattığı o enkaza. Belki de bakıp da gurur duyuyorlardır duyumsadıkları nefret eşlik ederken. Ne yazık ki farkında bile değiller tüm o olumsuz duyguları kendi benliklerine yönelttiklerini.
Kendini sevmez iken ve nefsine yenik düşmüşken kolay mı bir başkasını sevmek ve saymak…
En azından sağınıza solunuza zarar vermeyin ve örselemeyin de. Hele ki ötekileştirilmek akıllara zarar. Ardından insafsızca ahkam kesmek zaten herkesin harcı olmuş.
Sence hezimete mi uğradım yoksa mağlup mu geldim… Yoksa mazlum muyum gözünde ve bir o kadar kifayetsiz ve dirayetsiz… Sen ya da siz yoksa onlar da mı… Ya ben ya ben…
Ne şahıslar ne yaşanan ikilem ne de tahayyül dahi edemediğim onca sanrı ve yanılgı zihinlerde coşku ile dans eden.
Tüm zamirlerin canı cehenneme ve tüm önyargıların da.
Konumlandırılma dürtüsü ile bir baltaya sap olamamış zaaf dolu kimlikler midir bu dünyanın maliki. Komik hatta acınası.
Beden midir sahip olunası yegane olgu duygular alabora olmuşken hatta satmışken ruhunu. İpotek edilmiş bir ruh belki de açık arttırma sayesinde yüksek bir bedelin hayalini kurarken. Satıyorum, satıyorum yok mu arttıran…
Satabilirsiniz de ne isterseniz yeter ki yetinmeyi bilin. Gerçi yetinmek gibi bir mefhumdan bihaber iken kime neyi anlatıyorum ki…
Sevgi öğretilebilir bir duygu değil ki. Sadece ruhun suyu, besini doymak bilmezken. Ne başka bir olgu ne de herhangi bir menfi duygu alabilir yerini. Çoğalmak sevgiyle tüm menfi duygular ruhunuzdan çalarken… Bitimsiz, emsalsiz ve Yaratan’ın eşsiz bir sunumu.
Haricinde neye ihtiyaç duyabilir ki insan ve uzanırken yol varmak adına İlahi Aşk’a. Neyle iştigal edilebilir ki haricinde… Top yekun hidayete de varabiliriz sırrını çözdüğümüzde.
Ezelden ebediyete eşlik edilesi ve vazgeçilmezimiz kayıplarda olsa da…
YORUMLAR
Sevgiyle Dans Etmek nedir bilir misin?
Bazı insanlar vardır; öylesine sevgi doludur ki, adeta sevgiye dans ederler. Hemde öylesine danstır ki bu. Mutluluktan, çevresindeki hiç bir kötülüğü görmez gözleri...
Yazmış olduğun yazının her satırında, bir müzik sesi duyar gibiydim.
Sevgi ile dans eden birilerini görür gibi oldum adeta.
Dur demek istedim ama olmadı.
Kötülüğün vicdanı: Önce gözlerimi, sonra dudaklarımı, en son ellerimi zincirledi.
Ve alay edermiş gibi, küçük harflerle "Git" dedi bana.
"Vicdan ha vicdan. Ha ha haa, getirin oradan bir duble daha iyi vicdan. Soğutup getirin."
Sevgiyle Gülüm.
Gülüm Çamlısoy
nasıl nasıl engin ve nasıl boyutsuz üstelik sebepsiz ve yerli yersiz sevmek hiç bir nedene bağlı olmaksızın...
ya nefret denen: kalbin karası, vicdanın bitiminde başlayıp bitmek bilmeyen.
en kötüsü ne biliyor musunuz sevgili dostum: KARALANMAK, ÖTEKİLEŞTİRİLMEK VE ÖRSELENMEK DURDUK YERDE ÜSTELİK VE EN ÇOK İHTİYAÇ DUYDUĞUNUZDA BİRİLERİNE...
farklılığın sıradanlığı belki de ya da farkındalığın yürek burkan tınısı...
EN İÇTEN SEVGİMLE SEVGİLİ YAZARIM...
GÜZEL YÜREĞİNİZ DERT GÖRMESİN.
VAR OLUN.
" Vicdan bumerangtır, ne kadar uzağa atmaaya çalışırsanız, çalışın, ne kadar güçlü atarsanız atın, yittiğine ne kadar inanırsanız inanın eninde sonunda gelip yüzünüze , gönlünüze, ruhunuza çarpacaktır..."
selam ile.
Gülüm Çamlısoy
Sağ olun, var olun.
Selam ve saygılarımla...
Öncelikle güne düşen yazınızı kutlarım.
"Bir kez bile savurmadım ne bir yaprağı ne bir çiçeği." diyorsunuz. Çok da doğal bence sayın "ÇAMLISOY" Cevap bu vurgulu soyadda kanımca.
Saygı ve selamlarımla...
Gülüm Çamlısoy
Çok anlamlı bir vurgulama ile ne güzel zikretmişsiniz. Evet, fazlasıyla benden bir soyadı. Özellikle okul hayatımda ve meslek yaşantımda soyadım hep bir sorgulamaya vesile olmuştur.
Hocam, mümkün mü Yaratan'ın yarattığı güzelliklere ve canlılara zarar vermek? Yoksa vermem mi demeliyim...Bu bağlamda hep zarar görmüşümdür incitmemek adına. İncinmek nedir, iyi bilirim onun için sağlık olsun. Hangi açıdan olursa olsun savurmamalı hiç bir varlığı ve güzelliği.
Çok çok teşekkür ederim eşlik ettiğiniz için. Sizlerin varlığı artık vazgeçilmezim.
Saygı ve hürmetlerimle...
Yüreğiniz dert görmesin.
SEVGİLİ EDEBİYAT DEFTERİ AİLEME YÜREK DOLUSU TEŞEKKÜRLERİMLE...
KISA BİR ARADAN SONRA ARANIZA DÖNMEK ADINA ÇOK MUTLUYUM. YAZIMI GÜNE LAYIK GÖREN KIYMETLİ SEÇKİ KURULUNA VE HER BİR DOSTUMA SONSUZ TEŞEKKÜR VE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM.
EN İÇTEN SEVGİMLE VE EN DERİN SAYGILARIMLA...
Gülüm Çamlısoy
SEVGİMLESİNİZ...
Sevgi öğretilmez gerçekten...
Yaşanır.
Çok duygusal bir yazıydı Gülüm Kızım.
Kutluyorum...
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ederim. Sizleri çok özlemişim.
Saygılar, sevgiler babam...
SEVGİLİ ARKADAŞIM, MERHABA...
CEVAP BÖLÜMÜNE YAZAMADIM YANITIMI ONUN İÇİN YORUM KISMINA BIRAKIYORUM YÜREK DOLUSU TEŞEKKÜR VE ŞÜKRANLARIMI.
NE GÜZEL SEVDİĞİM İNSANLARI GÖNÜL SAYFAMDA BUYUR ETMEK...ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM ÖNCELİKLE.
YETİNEN TANRI KEŞKE BİZLER DE BİLEBİLSEK İNSANİ VASIFLARI VE KEŞKE KAYBETMEMİŞ OLSAYDIK VİCDANIMIZI...
BU SÖZÜM TÜM NEFRET DOLU YÜREKLERE...HİÇ KİMSE BİR DİĞERİNİN MUTSUZLUĞUNU KENDİNE NEŞE KAYNAĞI OLARAK GÖRMEMELİ. UNUTMAMALI Kİ İLAHİ ADALET HER ZAMAN İÇİN BAKİ VE GEÇERLİ. SADECE VİCDAN VE İNSANLIK EKELİM ŞU ÇORAK RUHLARA.
SEVGİLERİMLE VE EN DERİN SAYGILARIMLA SEVGİLİ DOSTUM. VARLIĞIN DAİM OLSUN ARKADAŞIM.
GÜZEL YÜREĞİNE SELAM OLSUN.
:))
camlisoy tarafından 2/8/2015 8:26:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
Avuçlarımızın içine hapsettiğimiz , bir çağın ayıbını gizlediğimiz kendimiz.
İlahi aşk ile mecazi aşk arasında kendini arayan insan !
(...)
Ve bir gün yollara düştüğümüz de, cebimizdeki günahlarla sevapları takasa kalktığımızda; o yüzlerini gökyüzüne çeviren insanlara, Tanrı; ‘’Hangi hakla, hangi vicdanla ?’’ diye sorduğunda Yere ,dizlerinin üzerine düşenlere ,kırk bin kez yıkanıp temizlenemeyen ellere. Ve ben de bir İnsan diliyle ’Kimden aldınız sevinerek tonlarca günahları , kime sattınız sevapları,karşılığında yollara attığınız günahsız insanları !!!
Yaşarken sen ‘’düşmanının’’ öldüğüne inanmakla kendini tatmin ederken, ölüme yaklaşırken ardınızdan gelen neslin beynindeki nefreti öldürmek mümkün olabilecek mi? Ey tanrım! Ömür biçtiklerin senin verdiğin tenin, insanın dışındaki tarifin üzerinde fedailik yaparken, sense yukarıdan bahşettiğin aklın sınırlarını zorlayan kullarını izlemekle yetiniyorsun. (...)
Saygılar, Sevgiler