- 1085 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
IŞIKLAR İÇİNDE UYUSUN..!?
IŞIĞI SADECE LAFTA KALAN KARANLIK İNSANLAR
Şu "Işıklar içinde uyusun." lafına çok uyuz oluyorum. Nur içinde yatsın, duasını anlamca karşılıyor mu hiç? Mezarda projektör yanıyor gibi bir çağrışım yapıyor bana.
Nur, Allah’ın bir ismidir; fakat ışık Allah’ın ismi değildir. Işık somut bir kavramdır. Nur, ışığı da içine alan soyut, manevi, anlamı sınırsız bir kavramdır.
Allah’ın Nur ismi, gerçek anlamıyla ışık anlamına gelse de "Nur içinde yatsın" duasında mecazi anlamı ön plandadır."Göklerde ve yerde olanları sapıklıktan kurtaran, hidayete erdiren, aydınlığa çıkaran” anlamı yani. Allah’ın nuru hiç ışıkla ölçülebilir mi?
Ama işin aslına bakarsak belki de ışıklar içinde uyuyacak olanlar, nur içinde yatsın duasını etmeyi de almayı da hakketmeyenlerdiR. Allah ismini bile söyletmiyordur onlara.
Neden kadim kültürümüze ait değerler alaşağı edilip dönüştürülmeye,yok edilmeye çalışılıyor. Senelerdir televizyonlarda, radyolarda "inşallah" yerine "umarım" sözünü benimsetmeye çalıştıkları gibi.
Sanki hayırlı sabahlar, inşallah, Allah’a emanet ol, Allah’a ısmarladık gibi güzel söyleyişler sadece dindar kesime aitmiş gibi algılatılmaya çalışılıyor. Ve onun yerine daha basit, somut kavramlar konuluyor elit geçinen kesimce: günaydın, umarım, kendine iyi bak, bay bay, hatta baaay..!
Baştan aşağı bir özenti, öz değerlerine sahip çıkamama, bu kelimeyi kullanmak istemiyorum; ama tam bir lümpenlik hâli.
Bir millet öz kültürünü yaşattıkça var olur ve sağlam köklerine tutunarak gelişebilir, köklerini söküp atarak değil.
YORUMLAR
Benzetmeniz çok yerinde Sayın Günay. Evet toprağından sökülüp saksıya dikilmişiz. Bir kısmımız, ana vatanını biliyor, unutmuyor; bir kısmımız ise "Dün dündür, bugün bugündür" anlayışıyla saksıya övgüler düzüyoruz ve anavatanı yadsıyoruz ve ille de vatan diyenleri geri kafalılıkla suçluyoruz. Oysa bilmeliyiz ki, özünü koruyan kendi bünyesine uyan yeni güzellikleri de alıp gelişir. Katkınız için teşekkürler.
Küçük, önemsiz ve ayrıntı gibi duran; ama gerçekliği Cumhuriyet kuşaklarının "eğitim-öğretim anlayışı" ve "tektipleştirilmek istenen model insan" kodlarında aranması gereken, kök saldığımız ana topraktan alınıp saksıya dikilmiş ve orada hayata tutunmaya çalışan "mazisiz-esefsiz-övünçsüz-hatırasız" bırakılmış insanımızın günümüzdeki fotoğrafıdır, çektiğiniz. İnsanlar diliyle ve davranışlarıyla bir duruş sergiler ve kendilerine bir durum belirlerler. Bu fotoğraf, Türkiye toplumunun bir gerçeği ama, bütünü değildir! Ayrıca, bunun karşı noktasında duranların tamamı da, çok doğru ve muteber duruş sergiliyor sayılmazlar. Bunların dışında, çağdaş hayatın ölçülerinde bilim-teknikle donanımlı, hukuku ve ahlâkı sağlam, eleştirel bir akılla olup bitenlere tarihsel bir perspektiften bakıp değerlendiren, yine Cumhuriyet'in okullarından yetişmiş gerçek aydın bakış açısına sahip münevverler de vardır. Yanlış ve eksik olanların ümidi de bu azınlıktaki insanlarımızdır, diye düşünüyorum. Uyarıcı yazınıza bu yorumlarla katkıda bulunmak istedim. Saygılarımla.