Yonca Bestesi
Gözünün önündeki her şeyi pusu gibi yapan bir sis vardı.Kız yalpalayarak yürüyordu.Ayağı burkulmuştu,ona göre,.Bir doktora gitmesi
gerektiği kesindi.Göz gözü görmüyordu.Bu siste nereden çıkmıştı.Neredeyse küfür edecekti.Düşündü etmeyim ,etmeyim diye lafı
ağzında geveleye geveleye yürümeye devam etti.Kısa bir süre sonra bir ses duyuldu.
Bam !
Bir şeye çarpıştı ya da ona bir şey çarpmıştı.Akıl alır gibi değildi.Bir sis bir insanı nasıl bu kadar kör edebilirdi.Sonra telaşlı bir ses
tonuyla bir adam :
-Hanım efendi çok özür dilerim.İstemeden oldu sis malum.
Kız:-Sorun değil .
Doğruldu.Kendine geldi ve hatırlamaya çalıştı niye sokağa çıkmıştı,hemde bu kadar sisli bir havada,?
Hatırladı.Annesini görecekti.Akciğer kanseri ameliyatı olacaktı.Bir insan nasıl unutabilir annesini onu hatırladı ve gülümsedi.Çünkü anasının
kızı dedikleri kadar annesine benzer ve bağlıydı.İki kardeş olmalarına karşın hayırsız erkek kardeşi yine dolanıyordu
sokaklarda.Serserilik peşinde koşuyordu.Kendi tabiri ise şuydu:"Serserilik onu kovalıyordu."
Kardeşi kötü de olsa yad ettikten sonra annesinin ameliyat olacağı hastaneye doğru yol aldı.Dilinde kendi şiirlerinden biri olan Yonca :
Sisli perdelerin ardında saklı sıra dağlar
Gönül efendilerin sırasında ayrıldı sanar
Dertler sofraya oturmuş bizi meze diye yiyorlar
Sabır kapısını araladıkça insan biraz erebiliyor
kendisi şair olan Yonca’nın kaderi şiirle lise yıllarında rast gelmişti.Edebiyat hocası Adnan Bey sayesinde.Burası uzun mesele bunları es
geçip esas konumuza girelim.
Annesi için hastaneye gider.Çapa yolunda idi zaten.İstanbul’un en meşhur hastanelerindendi..Mükerrem teyzeyi
zorlayabildi.Kanser ameliyatı olacaktı her zaman tehlikeli idi.
Orada karşısına çıkacak Yonca Bestesi şiirini yazdıracak doktora Doktor Burak Bey ile tanışacaktı.
Annesinin yanına giderek sakinleştirdi.Annesi içinden diyor :"Ah saf kızım .Küçük ameliyat diyor."Annesi yaşına göre çok cesur kadındı.
Ayakları az biraz kesilmese ,mecazen, her işini gören yirmilik gençlere taş çıkarırdı.
Ameliyat birkaç saat sürer.Başarılı bir şekilde son bulur.Doktor çıkar,Burak Bey,:
-Ameliyat gayet başarılı geçti.Geçmiş olsun.
Bu durum onu çok etkiler.Doktor Beye teşekkür için hediye arayışına başlar.Düşünür ve ona en büyük hediyenin şiir olarak verir.Bununla birlikte başlar Yonca Bestesi adlı şiiri.Bu şiir onun ilk defa biri için yazdığı ve aşk içermeyen tek şiiri idi.Çünkü Yonca’ya göre hayat aşktan ibaretti.Yaradan dünyayı ilmek ilmek aşkla dokuyupta yaratmıştı,ona göre,.
Yonca Bestesi’ne başlar bir hafta uğraşır ve sonunda güzel bir şiir ortaya çıkar.
Bir beste var ki
Kardelenler,yoncalar bahçede
Cennet karış karış ayağın altına dizilmiş yerlerde
Anne diye çıkan ses tellerinde
Büyülen bir ezgi seslerinde
Bir beste var ki
Geride bırakır ayrılıkları,ihanetleri ,hırsları
Aşk için ,iyilik için kalbi atanlarının diyarları
İnsanlığın her zerresinde taşıyanları
Kimsenin ses tonunun yükseklerde dolaşmadığı
Bir beste var ki
Susuzluktan vahalar arayacağına
Su içinde şükürlere dalır her anında
Dünya daki en güzel gözleri evindeki hanımında
Şifa her kula nasip olanında
Bir beste var ki
Büyüsü,etkisi hiç bitmeyen
Kalmaz belki o yonca bahçesinde çile çeken
Ne ah edip ne de ah işiten
Yonca bestesine hoş geldiniz işte bu size bir köşe Allah’ın yüce cennetinden
Yonca Bestesi isimli şiirinin altına ismini yazıp .Doktorun adresine postalar.Doktorun şiirden anlamayacağını teşekkür notu düşerek.Şiiri ona itaaf eder..
Tek Bölümdür.Şiir bana aittir.Hikaye için yazılmıştır.Şiirin adı da hikaye gibi Yonca Bestesidir.Bir Şair Kızın Hastane Macerası üzerine kurgu bir hikayedir.Zevk ile okumanız temennimle
Yazan :Agahçı