- 704 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Empati
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
EMPATİ
Empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru anlamasıdır. Basit gibi gözüken bu tanımın gerisinde pek çok kuramsal öğe bulunmaktadır ve belki de bu yüzden söz konusu tanıma ulaşılması oldukça zaman almıştır. Empati genellikle kültür düzeyi yüksek olan toplumlarda görülür. Bunu şöyle de ifade edebiliriz: eğitim düzeyi gelişmiş ve vatandaşına gerekli eğitimi vermiş olan toplumlarda, kişi kendisini başkasının yerine koyar. Olaylara karşısındaki insanın gözüyle bakabilir. Böylece insanlar bir birlerini daha iyi anlayabilir ve diğer insanlara hoşgörüyle bakabilir.
Hani “Nasrettin Hoca’nın” şöyle bir kıssası var ya; “Hoca bir gün damdan düşer. Ailesi, yakınları ve komşuları başına toplanıp doktor çağıralım gibi fikir yürütünce, hoca itiraz eder. Bana falan kişiyi çağırın der. Derler ki o doktor falan değil. Olsun der hoca, O bir ay önce damdan düşmüştü, beni en iyi o anlar.” Bu kıssada anlatıyor ki atalarımız belki empati ismini kullanmamışlar fakat yıllar önce toplumumuzda zaten empati varmış. Bu gün ne durumdayız? Yorum sizin…
Bir insanın karşısındaki bir kişi ile empati kurabilmesi için gerekli olan üç temel öğe vardır. Bu öğeleri şöyle sıralayabiliriz: 1) Empati kuracak kişi kendisini karşısındakinin yerine koymalı, olaylara onun bakış açısıyla bakmalıdır. Her insan gerek kendisini gerek çevresini, kendisine özgü bir biçimde algılar; bu algısal yaşantı özneldir (sübjektiftir); kişiye özgüdür. Yani her insan dünyaya, kendine özgü bir bakış tarzıyla bakar. Eğer bir insanı anlamak istiyorsak, dünyaya onun bakış tarzıyla bakmalı, gerçekleştirmek için de empati kurmak istediğimiz kişinin rolüne girmeli, onun yerine geçerek adeta olaylara onun gözlüklerinin gerisinden bakmalıyız. Karşımızdaki kişinin rolüne girerek empati kurduğumuzda, o kişinin rolünde kısa bir süre kalmalı, daha sonra da bu rolden çıkarak kendi rolümüze geçebilmeliyiz. Aksi halde empati kurmuş sayılmayız. Karşımızdaki ile özdeşim kurmak (ona benzemek) veya ona sempati duymak, empatiden farklı şeylerdir. 2) Empati kurmuş sayılmamız için, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamamız gereklidir. Karşımızdakinin yalnızca duygularını veya yalnızca düşüncelerini anlamış olmak yeterli değildir. 3) Empati tanımındaki son öğe ise, empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşıdaki kişiye iletilmesi davranışıdır. Karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini tam olarak anlasak bile eğer anladığımızı ifade etmezsek empati kurma sürecini tamamlamış sayılmayız. Araştırmacılar, insanların zihinlerinde kurdukları empatiyle, karşılarındaki kişiye ilettikleri empati arasında farklılık olduğunu belirtmektedirler. Karşımızdaki insanlara empatik tepki vermenin iki yolu vardır: Yüzümüzü/bedenimizi kullanarak onu anladığımızı ifade etmek. Empatik tepki vermenin en etkili yolu herhalde bu ikisini birlikte kullanmaktır. Bir sıkıntımız olduğunda, bizimle konuşan kişi, dostça bir gülümsemeyle kolumuza dokunup sıkıntımızı dile getirirse; örneğin "son günlerde çok bunalmışsın" derse, rahatladığımızı hissedebiliriz.
Bir Halk Masalında Empati, şöyle anlatılır: Göğsü kınalı bir serçe varmış. Gök gürlediği zamanlar tir tir titreyerek yere yatar, gök yıkılmasın diye de ayaklarını havaya kaldırırmış. Bir yandan da "korkumdan kırk kantar yağım eridi" dermiş. Bir gün birisi demiş ki "sen kendin beş dirhem gelmezsin; nerden oluyor da kırk kantar yağın eriyor? "Bunun üzerine serçe şu cevabı vermiş; herkesin kendine göre dirhemi, kantarı var; siz ne anlarsınız". Yukarıdaki masalda verilmek istenen mesaj: Her insanın -hatta her canlının- olaylara kendine has bir bakış açısı vardır. Dışardan baktığımızda bunu göremeyiz ve bu yüzden de onun bazı davranışlarına anlam veremeyiz. Kendimizi karşıdakinin yerine koyup olaylara onun gözüyle bakabilirsek, ancak bu durumda onun duygularını ve düşüncelerini anlamamız, dolayısıyla da davranışlarına anlam vermemiz mümkün olur.
Yorum sizin…
Cafer AKSAY
(Sosyolog)
YORUMLAR
Günümüzde "Empati" tanımı bilmek enelektüel bilmemek ise cahilik! çünkü empati tanım ve kavramını iyi bilmelerine rağmen karşısındakine empati olmayı bir türlü uygulamıyorlar.
İnsan egosu bu kavramın önüne geçemktedir. Çevremde bu tür kişiliklere çok rastlıyorum "Empati kuruyorum fakat onlar tepeme biniyorlar! fazla samimiyet de azaptır" derler.
Samimiyet ile empati'yi ayırt edemeyen kişi nasıl empati kuracakatır?
Dostluk ile empati'yi bir gören kişi başkasıyla nasıl empati kurar?
Fakat çoğunluk Empati'nin tanımını, çok iyi bilmelerine rağmen çıkar düzeylerini, kendilerini haklı çıkarma arayışları empati kavramını negative etmektedir.
Bana göre "empati" daha ilkokul çağlarında derselere alınıp öğretilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Empatinin en kolay yolu karşımızdakine masrafsız bir gülümsemekle olur; tüm canlıların dünyada yaşamsal hakları önceliklidir bana göre...
Hocam çok teşekkür ederim, bilgilendirici, öğretici, akademik bir mekaleydi
Saygıyla selamlıyorum
empati gerçekten hayata olumlu bakabilmemiz acısından ne kadar gereklidir hocam bilgilendirici yazıyı tebrik ediyorum saygımla