- 1069 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
O gece
Mutsuzdu yüzü
Bir adamın mutsuzsa yüzü bir şey vardır.
O yüzü görünce uzun uzun suskunlukların söylenmemişliklerini toparladım.
Çünkü o bakış suçluluğunu saklamaya çalışan hünerli bir artistin yüzüydü.
Onun ruhunu tanıyordum
Nazik bir şaka yaptım
- Tüm gece pencere kenarında dudaklarımı sensizlikle süsledim, sen ne yaptın?
Yalan dolan bilmeyenler yenilmezler .
Erkekler bunu hiçbir zaman öğrenemeyecekleri için yenilmenin tadını hep tadacaklar.
Ona hem güzel bir laf etmiş, hem de yalansız - dolansız, dolambaçsız, kavgasız - gürültüsüz
sorumu sormuştum.
Ceketini çıkarıp asarken hareketleri öyle yavaştı ki biraz evvel heyecandan ani hareketlerimle uzuvlarımı oraya buraya vurduğumu düşününce
çok sinirlendim. Şeytan dedi al kafasını portmantoya çarp.
Ama tabi ki bunu yapmadım. Soruma biraz acı giydirdim ve cümlemi arabeskleştirerek tekrar kurdum.
- Yanımda olman gereken saatler yanımda değilsen o anlar cehennemde iblislerle ahbaplık yapıyorum. Sen ne yapıyorsun?
Söylemek istediğim ve asıl yapmak istediğim şuydu:
Kafasını portmantoya çarparken.:)
- Tamam , diğer geç gelmiş saatlerin bir dağ gibi birikmiş olabilir ama
Umrunda değil miyim ey mankafa?
Beni neden yıldönümümüzde
ilişkimizin hesaplaşmalarıyla yalnız bırakıyorsun?
Bir yönetmenin dikkatli bakışları ile başroldekini izlemesi gibi her hareketi takibimdeydi Ve yüzü hala duvara dönüktü.
Belki ikisi de duvardı. Duvar, duvar gibi adama dönüktü. Duvar gibi bir adam yüzünü bana döndü.
Ruhumu yumuşatan o bakışını yine silah gibi kullandı.
Aşkıma mühimmat taşıyan askerler gibi sıralanmış kirpikleri teslim olmuş ve mahcubiyet içindeki o gözlerin üzerinde kapandı açıldı.
İnleyen bir ruhun, sakladığı bir sırrın ve dizinin dibindeki gülümseyiş arasında kalmış bir ruhun
çözüm arayaşıyışıydı o bakışlar, Öyle ürkek.
Hiç cevap vermedi.
Saatlerdir oturduğum pencere kenarına yaklaştı. Uzun dakikalar boyunca donuk yüzümün yansımasını seyrettiğim pencere kanadını açtı.
- Burası sanki biraz havasız dedi.
Genzim yandı...