- 540 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SİYASETTE HALKÇILIK(POPÜLİZM)
SİYASETTE POPÜLİZM(HALKÇILIK)
İslam’ı temsil ve Kuran-ı tefsir ettiğini iddia eden bazı şahıslar Kuran’da bir yönetim şekli belirtilmediğini biat usulüyle doğru değerler etrafında yeni yönetim oluşturma kuvvetler ayrılığı sisteminin olmadığını savunurlar. Kuran’da yer alan Şura süresinin egemen yasama organı oluşturma anlamına gelmediğini, egemenliğin emire (padişaha) ait olduğu padişahların danışma meclisinin olmasının gerektiğini savunurlar. Bakanlar(vezirler) danışma meclisidir. Başkanla aynı düşünmeyen bakanlar öldürülmelidir. Bu amaçla padişahların (başkanların) yanlarında cellât bulundurmasını savunurlar. Popülizm bunun neresinde? Çevremizde demokratik olmayan İslam devletleri var. Kuran demokratik devleti tavsiye etmiyor diye doğru değerlere sahip olmayan insanları kendi çatıları altında toplamaya bunu da popülizm (çoğulculuk-halkçılık) adına yapmaktadır. Padişah egemenliği halka rağmen bir zümre egemenliğidir. Örneğin Osmanlı Devleti bir Hun-Selçuklu-Kayı soyundan gelen bir halk sınıfının egemenliğine dayalı bir devlet değildir. Bir devşirme zümreyi bir padişah başkanlığında Türk ve Müslüman halkları köleleştirmek için egemen kılan bir yönetim anlayışıdır.
Popülizm(halkçılık) görüldüğü gibi bir doğru değerler anlayışını savunma değildir. Halk ve demokrasi düşmanlığına dayanan bir padişahlık yönetimini halkçılık adına savunma yapılabilmektedir. Bunu savunanlar da fazla oy toplayabilmektedir. Durum böyleyken neden popülizm(halk) iktidarı oluşuyor. Demokratik devlet demek doğru değerleri ulusal eğitim ile tüm halkına vermiş devlet demektir. Atatürkçülük ilkelerinden biri de Halkçılık ilkesidir. Hatta halka rağmen halk için çalışmak demektir.
Popülist (halkçı) politikayı savunanlar çoğulcu (pluralistic) bir sınıf egemenliğine dayalı değil, her sınıftan insanların oluşturduğu bir parti bir yasama meclisi oluşturma hedefi gütmektedir. Yine halkçılık adına farklı fikirleri temsil eden toplum temsilcisi insanları dört eğilimi birleştirme adına, solcu, Türkçü, Kürtçü, liberalci insanları vitrine koyma, sermaye temsilcisi oda başkanlarını, işçi temsilcisi sendika başkanlarını aday yaparak seçim kazanmaya çalışmaktadır.
Turgut Özal ve Erdoğan iktidarı bu halkçı ve çoğulcu (popülist ve pluralistic) politikayla oluştu.
İngiltere’de İskoçyalı başbakan iktidarı, Fransa’da Sarkozy iktidarı, Amerika Birleşik Devletleri’nde Barak Hüseyin Obama iktidarı bu halkçı ve çoğulcu politikalar ile oluştu. Bu sayede İngiltere İskoçya’nın ayrı devlet olmasının önüne geçti. Amerika zenci halkların bağımsız devlet olmasının önüne geçti. Sarkozy de bir Fransız olmadığı göçmen nesil temsilcisi olduğu halde Fransa’da cumhurbaşkanı oldu.
Popülizm doğru fikirler etrafında farklı fikirli halkı, halk için bir önder etrafında aynı zamanda bunları birbiriyle uzlaştırmanın yollarından biridir. Seçim, parlamento gibi uygulamalar ortaya çıktı çıkalı, “Jakoben” dediğimiz doğru fikirci devrimci eğilim, kendini sevimli kılmak zorunda kaldı. Öte yandan, “popülist önder”in “doğru fikir”le ilişiği kesilmiş değil. Zaten, “doğru fikirler”ini “geniş kitleler”e kabul ettiren ve onaylatan kişiler “popülist önder” oluyor. İşin tuhafı, böyle bir durum gerçekleştiğinde, bu “doğru fikir” sahibi önder artık “seçkin azınlık”a da ihtiyaç duymaz hale geliyor; artık bir kitle var, bir de kendisi. Gerisi, hizmet erbabı.
Doğru fikirli Erdoğan’ın doğru fikirleri nedir? Milletvekilliği, parti genel başkanlığı üç dönem ile sınırlandırılsın. Cumhurbaşkanı başbakanlıktan gelsin. Cumhurbaşkanını halk seçsin. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yönetim krizlerine sebep olmasın.
Faizler Avrupa ve Amerika’daki(USA) seviyenin üstünde olmasın. Faiz yüksek olursa teknoloji ve sanayi yatımı olmaz, üretim, istihdam ve modernleşme (yenilikçilik) olmaz. Faiz, enflasyon yani mal ve hizmetlerdeki fiyat artışlarının sebebidir. Yüksek faiz ticaret hacmini daraltır.
Milli Eğitim sadece doğru değerler vermekle uğraşmamalı, mesleki eğitimli kalifiye eleman yetiştirici olmalı bu amaçla zorunlu eğitim 12 yıl olmalıdır.
(SGK) Sosyal güvenlik kurumu herkesi kapsamalı, ev hanımları dahi sosyal güvenlik kurumu kapsamında olmalıdır. Hatta işsiz insanlar bile sosyal güvenlik kurumundan faydalanmalıdır. Devlet iş bulamadığı, iş veremediği insana da yaşam hakkı ücreti ödemelidir.
Tüm bunları halk yardakçılığı ile iktidarı ele geçirip bir zümre, soy egemenliğini engelleme, doğru değerlerden vazgeçme olarak gösterme politikaları ile Muhalefet partileri gölge oyunları politikası gütmektedir. Entelektüel birikimleri Avrupa Topluluğu uyum sözleşmeleri emrivakisi ile Erdoğan Hükümetlerinin toplumsal hayata geçirdiği yenilikleri kavramadığı için mi, yenilik karşıtları ile hareket ediyor? Siyaset Karagöz-Hacivat Oyunundan daha öte asil ve yararlı bir nesne olmalıdır.
Dış ve iç politika ilkeler etrafında yapılır. İlkeleri olmayan insanların iktidara gelmesi tesadüf olacaktır. İktidarı kaosa sebep olacaktır. Halkçı olmayan, halkçı partileri halk yardakçılığı ile suçlayarak kimse iktidar olamaz. İktidar olamadığı gibi mevcut oylarını da koruyamaz.
Abdullah Bedeloğlu
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.