- 873 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
2015 Genel Seçim Öncesi Komplo Teorileri:
2015 Genel Seçim Öncesi Komplo Teorileri:
Eskiden darbeler asker üzerinden, yani militarizm üzerinden yapılır, hiç kimsenin sesi çıkmaz sineye çekilirdi. Militarizmin vesayet rejimi siyaset üzerinde her daim Demokles’in kılıcı gibi sallanmaktaydı. 2000 yıllardan sonra bu yapının kısmen kırılmasıyla siyaset nefes almaya başladı.
Bu vesayetin öldüğünü göstermez. Reel politiğin gereği olarak şimdilik uykuya yatmaktadır. Uygun ortam ve durum karşısında yeniden hortlaması mümkündür.
Dünya üzerinde siyaset eksenli ideolojilere baktığında hep insanlık bir karmaşa eziyet ve zülüm zamanlarında bir kurtuluş arayışları içine girildiği görülür. Keza Rus Bolşevik İhtilalı; Çarlık rejiminin despotik yönetimi karşısında kendilerini köle gibi görmeler neticesi sonucunda olduğu görülür. Aynı şekilde Çin Devrimi de; Çin’in Batılı kapitalist toplumları tarafından sömürülmesi ve Japonlar tarafından işgal edilmesinin zulmünden kurtulmak için gösterdikleri çaba sonucundadır. Zira devrimlerin başlangıcı sayılan Fransız İhtilalı da bu kapsamdadır. Yahudi ve Hıristiyan inançlarındaki Mesih beklentisi de insanlığın zulümden kurtarılmasını içerir. Bu beklentiler sonunda, Fransız İhtilalı milliyetçilik akımlarını ortaya çıkarmış, Rus ve Çin devrimleri de ‘komünizm ve sosyalizme ön ayak olmuştur.
Günümüz siyaset rejimleri de bundan sonra sınıf ve kimlik üzerinden yapılmaya başlanılmıştır.
Seçim sathına girmiş bulunduğumuz şu günlerde, sınıfsal ve kimlik siyaseti etrafında ‘sol’ rüzgârları estirilmek istenmektedir.
Yunanistan’daki insanların ekonomik geçim sıkıntısı çekmeleri ardından yapılan seçimlerde ‘sol ateist’ kimliğe sahip SYRIZA’nın Cipras’ının seçim başarısını görüp bundan pay elde etmek için Türkiye de sol esintileri öncelemek isteyenler vardır.
Türkiye gündemine sol taraftan diyerek bir kısım yazar-çizer takımı HDP’ ye güzellemeler, övgüler dizmek için birbirleriyle yarışmaktadırlar. Başka bir kısımda bu ‘sol’ rüzgârdan CHP’nin nasiplenmesi üzerine yazıp çizmektedirler.
SYRIZA’nın zaferi CHP taraftarlarını ziyadesiyle sevindirmiştir. Sevinçlerin nedeni Cipras’ın iyi birisi olduğu yönünde değildir, ‘’Biz de solcuyuz, bu esintiden faydalanıp kazanabiliriz’’ sevincidir.
Ancak CHP’lilerin unuttuğu şey ise Yunanistan’da iktidara gelen parti ile bir benzerliğinin olmamasıdır. Hatırlarsak son zamanlarda sağ ve milliyetçi kesimden oy devşire bilmek için birçok isme kadrolarında yer vermişlerdir. Bunları yapıp kendilerini birde sosyal demokrat olarak nitelemeleri abesle iştigaldir. CHP kurtuluşunu sağda görüp –buna oy devşirme de denebilir- sol görünümünde bir partidir.
Bu sol rüzgârdan nasiplenmek isteyenler CHP ve HDP üzerinden AKP üzerine komplo teorileri oluşturmaktadırlar.
HDP parti olarak seçimlere gireceğini beyan etmesi ardından üretilen komplolardan birincisi; Milliyetçi Kürt sol bir parti olan HDP’yi solun yeni kurtarıcısı olarak lanse edip Türkiye’nin yeni sol partisi ilan etme çabalarıdır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı oylar dikkate alınarak Türkiye’nin her yöresinden oy alabildiklerini söylemekle, aslında yeni solu işaret etmektedirler. Hatta bunu içerisine birazda Müslüman kimliğini de dâhil ederek Anadolu Solu icat edilmek istenmektedir. HDP tabanı Kürt milliyetçiliği güden seküler kişilerden oluşmakla birlikte içerisinde az da olsa Müslüman kimliğe sahip kimselerden de vardır. Bazı Müslüman kimliğe sahip camiadan kimselerinde yeni bir AK Parti iktidarına karşı olarak AK Partinin daha güçlü çıkmasına engel olma amacıyla HDP’nin içerisinde veyahut açıktan-gizliden destekleyici konumuna girdiği de görülmektedir.
Toplum teorisyenlerin gayet iyi bildikleri halde göz ardı ettikleri şey ise; Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin sağ siyasetçileri içine alıp bunlar üzerinden tahkiye yapması üzerine gururlu sağduyulu kişilerin, CHP’nin tavrına tepki olarak oy verebileceği parti olarak HDP’yi görmüş olmaları yatmaktadır. Teorisyenler de bunu görerek kendilerini konuşlandırmışlardır. Ancak göremedikleri şey ise; HDP’nin oylarının büyük bir çoğunluğu siyasetini üzerine kurduğu Kürtlerden aldığı ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde beğenmedikleri Sayın Ekmeleddin Bey ve AK Parti’nin adayı olan Sayın Tayip Erdoğan Bey’in yanında sadece üçüncü seçenek olarak Sayın Demirtaş’ın olmasıdır. Beğenmedikleri Sayın Ekmeleddin Bey’e oy vermek istemeyen Sayın Tayip Bey’e hiç vermeyecektir. Bir oy vermek zorunda hissedenin Sayın Demirtaş’dan başka seçeneği yoktur.
İkincisi ise; HDP ile AK Parti anlaştı, HDP barajı aşamayarak bu şekilde AK Parti 367 milletvekili üzerine çıkıp Anayasayı değiştirebilecek oy çoğunluğuna sahip olacağını söylemeleridir. Buna engel olabilmek için HDP’nin eskisi gibi seçimlere girmesini arzu etmektedirler. Bu şekilde batı ve diğer bölgelerdeki sol seçmenlerin CHP’den başka alternatifi olmayacağı için mecburen CHP’ye oy vereceklerini düşünmektedirler.
HDP seçim barajı altında kalması halinde de senaryo geliştirmişlerdir. Güya HDP’nin kontrolü altında olan kontrol edilemeyen güçler Türkiye’yi bir ateş alanına çevirecekleri dinlendirerek korkuları körüklemek istemektedirler. Bu şekilde seçmeni çember içine almayı amaçlayıp aynı anda bir taşla iki kuş vurma çabalarıdır. Oysa çözüm sürecinin HDP’nin tutumuna bağlı olmadığı bildiğimiz halde insanların gözlerden kaçırılmak istenmektedir.
Bakalım ileride başka nelere duçar olacağız.
"Bir işi murad etme.
Olduysa inad etme.
Hak’tandır o reddetme.
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler.’’
(Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin Tefvizname den bir beyit)
Bu beyit bir hususu, hırsla istemememiz ve isteğimizin aksiyle neticelendiğinde de kabul noktasında inat etmememiz gerektiğini hatırlatıyor.
YORUMLAR
Klasik bir deym olacak belki, ancak "Burası Türkiye". Her an her şey olabilir. Sayın Süleyman Demirel'in söylediği bir söz vardı: "Türkiye'de siyaset için 24 saat çok uzun bir zamandır" Katılmamak mümkün değil. Bırakın 24 saati beş saatte bile günden defalarca değişebiliyor.
o yüzden ben de size katılıyor ve:
"Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler."
İnşallah.
Amin.