Ozan Arif
26 Ekim 1972, kutsal öğretmenlik mesleğine intisap ettiğim tarih. Görevim, Samsun Maarif Koleji İngilizce öğretmenliği. Mezkûr tarih itibarıyla üç takvim yılı zorunlu hizmetimi bu güzel ilimizde ikmal ettim.
Milliyetçi Öğretmenler Derneği’nin müdavimlerinden olup, Ülkücü Öğretmenler Birliği’nin kuruluş çalışmalarına katkıda bulundum. Eğitim öğretim çalışmalarımın yanı sıra sosyal faaliyetlerimi de devam ettirdim.
Bu meyanda kendisiyle tanışmak şerefine nail olduğum Ozan Arif bağlamasıyla ve sesiyle, ben ise akordeonumla çeşitli törenlere ve folklor çalışmalarına iştirak ettik.
Acı tatlı hatıralarıyla üç yıl çabuk geçti ve vatanî hizmetim için Samsun’dan ayrıldım.
Arif Şirin’i, Abdullah Çatlı’yı, Halisittin Kukul’u, Tufan Danışkan’ı, Şemsettin Demir’i, … hiçbir zaman unutmadım. Hayatta olanlara esenlikler ve ebediyete intikal edenlere Allah’tan gani rahmet niyaz ederim.
Yıllar sonra kendisine ulaşabildiğim kardeşim, dostum ve ülküdaşım Ozan Arif hakkında özet bilgi ve şahsıma göndermiş olduğu iletiyi sizlerle paylaşmak isterim.
ÖZET:
Arif Şirin veya Ozan Arif (d. 10 Haziran 1949; Alucra, Giresun), Türk öğretmen, halk ozanı, şair, şarkı sözü yazarı ve bestekâr.
Alucra’nın Yükselen köyünde doğdu. Babasının memuriyeti nedeniyle ilk ve ortaokulu Samsun’da tamamladı. 1970’de başladığı öğretmenliği 1979 yılına kadar sürdürdü. 24 Eylül 1980, 5 Kasım 1991 tarihleri arasında Almanya’da yaşadı.
Özellikle milliyetçi kesimin son derece beğendiği, o kesimin tutkuyla dinlediği gür sesli ozandır. Söylediği türküler akıcıdır.
HAYATI:
Ozan Arif Giresun`un Alucra ilçesine bağlı şimdiki ismi ile Yükselen eski adı ile Hapu köyünde 10 Haziran 1949`da doğdu. Babası, yörenin sevilen simalarından rahmetli Muharrem Çavuşun (Muharrem Şirin) oğlu Mehmet Bey, annesi Fatma hanım da, yine komşu köy Demirözü’nden aynı şekilde sevilen rahmetli Gençağa Eşkünoğlu`nun kızıdır.
Babasının memuriyeti dolayısıyla, ilk ve ortaokulu Samsun`da bitirdikten sonra, hayli kalabalık olan ailesine kısa zamanda maddi yardım yapabilmek düşüncesiyle öğretmen okuluna başladı. 1969–1970 döneminde Perşembe İlköğretim Okulundan mezun oldu. Okul süresi boyunca kışları okuyup, yazları rençperlik yapan bir öğrenci idi. İlk göreve başladığı okul, ailesinin bulunduğu Samsun`da Karaoyumca köyündeki ilkokuldur. Bir yıllık stajyerlik süresinden sonra, yine Samsun`da Devgeriş köyüne tayin oldu. 1972 yılında yine aynı köyde stajyerlik yapmakta olan ve ona ömrü boyunca en büyük desteği veren Süheylâ hanımla evlendi. Devgeriş köyünde beş yılı öğretmenlik, dört yılı ise okul müdürlüğü olmak üzere dokuz yıl hizmet vermiştir.
* * * * * * * * *
Kimden: ″Ozan Arif″ <[email protected]>[Göndereni Engelle] [Adres Defterine Ekle]
Kime: ′″secilkaragoz′″ <[email protected]>
Konu: RE: AMACIM: SADECE GEÇMİŞİ ANMAKTIR…
Tarih: 6/07/2006 1:45
Sevgili Kardeşim Seçil Karagöz;
Gerçi elimden geldiği kadar her yazılana hemen cevap vermeye çalışıyorum…
Ama bazen böyle geç kaldığım oluyor…
Hayat işte… Her yere, her yüreğe yetişmek zor…
Bir yanda hepimizin yüreğini yakan, vatanımızın, milletimizin, devletimizin hatta dinimizin üzerine yapılan şerefsizce hesaplar… Kurulan tuzaklar…
Bir yanda bütün bu hesapları ve tuzakları bozacak olan Ülkücü Hareket’in ve ülkücülerin içine düştüğü şevksizlik…
…Ve bütün bunları düşünürken, kendi hayat kavgamız, muhannete muhtaç olmama mücadelemiz…
İnsan gecikiyor işte… Kusura bakmayın.
Muhterem Gönüldaşım;
Gerçek dost, onu unutanı unutmayandır…
Ben unutanlardan değilim...
Menfaatlerin, çıkarların paylaşıldığı değil,
Tam aksine…
Yokluğun, çilenin, işkencenin hatta ölümün paylaşıldığı iklimlerde kurulan dostluklar, kazanılan dostlar hiç unutulur mu sevgili Hocam?
Ben unutmamıştım ama ulaşamamıştım da…
Sen ulaşmakla benden baskın çıktın…
Beni derneklerde 100 gram peynirin başına 10 kişi oturduğumuz günlere götürdün.
Hulâsa beni bahtiyar ettin, Allah da seni bahtiyar etsin, kardeşim…
Şu anda yaşadığım duygular, daha fazla yazmama müsaade etmeyecek her halde…
Neyse hoşça kal…
En içten muhabbetlerimle,
Ozan Arif / Frankfurt
* * * * * * * * *
Bilvesile Ozan Arif başta olmak üzere isimlerini zikrettiğim ve zikretmediğim bütün kadim dostlarıma ve ülküdaşlarıma buradan hürmet, muhabbet ve mahsus selamlarımı sunarım.
Emanetimiz yüce Yaradan’adır…