- 787 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MENDİLİMDE GÜL OYA
Ağrılı zamanların saklısıydın EPRÛ
Gizli yeminim ön sözüydün
Ah ipekten tenine değdiğinde bir rüzgar
Aşkın ufuklarında kaybolup da giderdin
Dokunmayı öğrendiğim gündü ellerimden düşüşün...
Gerçeğin aynasında saklanmayan ,süt içine sızan en ufak bir toz tanesinin ağırlığı ile büyüyorum. Akşama alaca düşmüşçesine, yaraya tuz ekmişçesine büyüyorum..
Ah, gözlerimi yola düşüren sevdam..
Sevabım gibi sarıp sarmaladığım, günahım gibi tövbe kapılarında akladığım, adını mıh gibi kalbime sakladığım..
Şimdi sahrada damlana muhtaç, çöllerde ’’ su ’’ diye inleyen bedeviden farksızım. Mavilere küsmüş gökyüzü kadar kimsesiz ve de ıssızım.
Defalarca denedim. Yokluğun yoksulluğun diğer adıydı. Sefaletin tam ortasında konaklayan âmâ bir sızıydı bağrımı delen.
Ah, ezelle ebed arasına sıkışıp kalmışlığım..
Susuzluğuma değen can suyum..
Avuçlarımda sıcaklığım..
Gücümün tükendiği anlardayım. Kör kuyulardan ,zindanlara hapsolmuşçasına savruluyorum. Tutuşup kalmakla ,yanıp kül olmak arasındaki cenderedeyim. Hangi yana kaçsam, yokluğunun ıstırabı ile dağlanıyor yüreğim. Adı aşk olan duygunun ötelediği benliğimi ,yırtıp atmak istiyorum. Kime, nereye koşsam, neye sığınsam, özlemin kavurucu sıcağıyla, yokluğun yek paresi arasında dolanıyorum.
Katıksız kaldığım günler geceler, uzayıp giden yollar ve katar katar inen süveydâ bakışlı yârelerim sızlıyor .
Vuslat bildiğim kapılar ,dua ile açılan gönlümün ak kanatlarını bir bir kırıyorlar.Ne vakit başımı koysam yastığa,hep aynı irkilmeyle uyanıyorum uykumdan.
Gitme..!
Gökyüzünü ışıtan kandiller değil talebim. Hayalinin titrediği mum ışığına da razıyım, alma nefesimi benden.
Ah , sesimi düğümleyen his..
Mutlanmak ,muştulu bir bekleyişmiş,dar ve karanlık sokaklarda.Adım başı izine rastlamaksa sadece bir avuntu...
Gözlerimin diyeti olsun döktüğüm onca yaş...
Yağmur ,yine ıslananların, yol gidenlerin, sevda, uğrunda ölenlerin olsun.Ben ise, müjdeli sabahların kadim bekçisi...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.