DEPREMDE SONRA YOK/Öykümsü bir gerçek
Yine bir geceye başını yasladı. Niyeti geceyi, sessizliğin verdiği huzurla, dinlemekti. Niyeti bir güzel şiire hakkıyla imza atmaktı. Niyeti ellerine alacağı kitabı birkaç sayfa okumaktı. Niyeti ajandasına bir sayfa günlük karalamaktı.
Arzusu çoktu. Huzurda kalmak istiyordu. Mutlulukla arkadaş kalmak istiyordu bu gece ve sonraki gecelerde. Öyle karar almıştı akşamleyin. Bu kararını bu gece hayata geçirmek dileğindeydi.
Tam geceyi dinliyordu ki. Durdu. Sustu. Bir daha durdu. Bir daha sustu. Bu vaziyeti gayri ihtiyari bir şekilde birkaç defa sürdü.
Ama bir hece olsun geceyi dinleyemedi. Kulak zarını yırtan bir ses, geceyi sayısız parçaya böldü. İçi gitti. Çok korktu. Yüreği ağzına geldi. Evin diğer odasına kaçtı. Kaçarken salonda düşürdü yanından hiç ayırmadığı cep telefonunu.
Direkt yatağa attı kendini korkmuş bedeniyle. Hemen yorganı kafasına çekti. Yorganın altına geçmek bir anda vuku bulmuştu. Terliyordu oluk oluk. Zor nefes alıyordu. Ses sanki durmuştu.
Yorganı üzerinden çekti. En yakın pencereye koştu. Ses kesilmişti. Ve az önceki gürültülü sesi merak ediyordu. Ne sesiydi?
Acaba bir bomba mı patlamıştı? Yoksa bir apartmanın kazanı çok yanmaktan isyan edip kendi kendini mi yakmıştı? Böylesi birkaç soru daha geçti korkuyu kıvrım kıvrım hissetmiş beyninden.
Ancak cevapsız kaldı. Dışarısı, fırtına öncesi sessizliğe gömülmüş gibiydi. Her taraf kapkaranlıktı. Ay yoktu gökyüzünde. Yıldızlar da yoktu asılı durdukları yerlerinde. Dahası yarasalardan da eser yoktu.
Dışarıdaki bu acayipliği yine de görmezlikten gelmek istedi. İçindeki ses ona bu emri vurgulayarak veriyordu. İç sesini kırmak eyleminde ve söyleminde bulunmak istemedi.
Tekrar geceyi dinlemek istedi. Tekrar geceyle haşır neşir olmak istedi. Hiçbir şey, az önceki korkunç ses meydana gelmemiş gibi davranacaktı. Titreyen ellerine hakim olacaktı.
Geceyi dinleyecekti. Bu defa almış olduğu kararı uygulayacaktı. Yine hazır oldu, kendini verip geceyi dinlemeye.
Tam masasına oturuyordu ki yerin yarıldığını ve dalga dalga sallandığını ancak birkaç saniye anladı. On beş saniye olan bir zaman diliminde olup biteni anladı sadece.
Sonrası yok.
Mehmet Selim Çiçek
280120152333, Artuklu