- 841 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
İNAT
Dünya da kaç elma ağacı var?
(" Bu da soru mu şimdi? Bilsek ne olacak bilmesek ne?"
Evet haklısınız. Ama durun. Daha yeni başladık. Türkiye de kaç elma ağacı var?
( "Yitirmezsek bulduk belayı. Allah’ım sen sabır ver…")
Peki, peki kızmayın. Soruyu biraz daha basitleştirelim.
Bulunduğunuz yerde, bahçenizde kaç elma ağacı var?
("Bizim bahçemiz yok. Biz apartmanda oturuyoruz. Sitenin bahçesi bile betonlarla kaplı.")
Benim de yok bahçem. Elma ağacım da yok. Bizim sitede de dikili tek bir ağaç yok.
O zaman şöyle yapalım. Üzerinde elmaları olan hayali bir ağacımız olsun. Meyvelerini toplayalım. İkiye kesip karıştıralım. Sonra ikişer yarım, ikişer yarım ayıralım.
Bir elmanın diğer yarısı ile eşleşe bilmesi çok uzak bir ihtimal. Matematik olasılık kuralları
öyle diyor. Milyonda, trilyonda bir ihtimal…
Tahmin edebiliyorum. Yeterince sinirlendiniz. Buraya kadar okumuş olmanız bile büyük özveri.Nereye mi varacağım? Demem şu;
İşte evlilikte bu elma örneğinde olduğu gibidir. Her insanın eşi diğer yarısıdır. Her yarı diğerini kendi rengine, olgunluğuna, hoş kokusu na güvenip küçümsemeyecek, tenkit etmeyecek, horlamayacaktır.İki yarımı bir bütün olarak görecek, ona göre davranacak ve MUTLU OLACAKTIR…
Şayet böyle olmazsa! O zaman da şimdi anlatacağım gibi olur;
Adamın biri evlidir.
( Bu adamın biri hep vardır. Nerelidir? Adı nedir? Yaşı kaçtır? Bilmesek de o hepimizin tanıdığıdır.)
Evliliğinin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen, mutlu değildir. Adam ne söylerse söylesin, eşi tam tersini söylemektedir. Çok çaba göstermesine rağmen, eşini bu huyundan vaz geçirememiştir.Bıkmış usanmıştır adam…Son çare karısını ırmağa atmaya karar verir.
Yola çıkarlar.Yol üzerinde sararmış, hasat zamanı gelmiş buğdaylar görürler. Adam son umutla;
"Hanım, buğdaylar da sararmış, yakında biçerler" der.
" Hayır. Buğdayları biçmezler. Başaklarını makasla keserler."
Biçerler, keserler derken son umudu da tükenen adam karısını ırmağa atar.
Kadın suda bata çıka sürüklenirken, adamda ırmağın kenarından koşmakta, bir taraftan da bağırmaktadır,
" Hanım. Biçerler de suya atlayıp seni kurtaracağım."
Hanımı suya gömülmüştür. Konuşamaz. Ancak;
Bir kolunu sudan çıkartır. İki parmağını oynatarak makas işareti yapar…
Netice?Kadın boğulur. Adam da kurtulur.Tahmin ediyorum aklınızdan geçen soruyu.
" Peki, adam yakalanıp ne ceza aldı? "
Hayır, adam yakalanmadı.Aslında;
Ne böyle bir adam, ne böyle bir kadın vardı.
Hatta böyle bir olayda yaşanmamıştı.
YORUMLAR
Bedri Tokul
SAĞ OL VAR OL.
SENİN BİZLERE YAPTIĞIN HİZMETLER YETMEZ GİBİ BİRDE BURADA BİZLERİ TAKİP EDİYORSUN.
SEN 68 LİSİN BU ONUR SANA YETER
BİZ DE 68 LİYİZ SENİN GİBİ BİR DEVREMİZ VAR SU ONUR DA BİZE YETER...
Bu ikiliden her evde var sanki biraz :)
Sadece biri diğerinden baskın çıkıyor, ya da ortalığı velveleye vermiyor o kadar. Ne de olsa evlilik hali.
Aynı annenin babanın çocukları, kardeş kardeşin huyuna benzemezken, başka anneden babadan doğan eşlerin huyları nereye kadar benzesin?
Hele ki; belli senelerden sonra... eee yetti ama ne bu elmayı kes ver eline...
Yok abi, haklı kadınlar. Bir makas yüzünden boğulacaklarsa, boğulsunlar. Bunun yarını da var.
Bu yazının devamını yazın, yoksa tepemin tası atarsa ben yazarım.
Nasılsa yüzmeyi de iyi biliyorum :)
Günümün seçkisidir yazınız. Hem de Renk Renk kurdeleli...
Bedri Tokul
Eğer onu size bırakırsam benden çok daha iyi yazacağınızı bildiğimden,bu yazının gölgede kalmasına izin vermeyeceğim.
Sizin seçkiniz gönlümün kurdelesidir.
Sağ olun...
SELAM, SAYGI...
Davidoff
Estğ. Kimsenin yazdığı yazıya başkası gölge düşüremez.
Hatta kendisi bile.
Dikkat edersiniz, yazdığımız yazıları daha sonra okuduğumuz zaman,
ah diyoruz bu yazıyı ben mi yazmışım?
O yüzden Bedri Tokul iyi bir kalem. Ondan emin olun.
Saygıyla efendim.
Bedri Tokul
Yazdıklarım sadece latifeden ibarettir.
Bir hoşluk olsun diye öyle yazdım...
SELAM, SAYGI...
İNAT bazen felaketleri çok azda olsa selametleri getirir. yaşamda bir elmanın bütününü oluşturmak şans işidir asgaride buluşmak karşılıklı özveri ve hoşgörüyle olur...sabah sabah beyin jimnastiği yaptırdın bedros her yazında gerçek ve yol gösterme var bunu çok hoş yapıyorsun iyiki varsın iyiki yazıyorsun saygılarım sonsuzdur gardaşım....güne düşmeyi boş ver sen gönüllere düşmüşsün
Bedri Tokul
Senin yazılarına"iyiydi, beğendim,tebrikler" gibi sözler yazmam yakışık almaz.
Ukalalık olur.
Ancak şunu söyleyebilirim ;
Sana yorum yazanlar adamdan-pardon- yazıdan anlıyorlar...
Her gün burada edebi bir ziyafet vardır. Katılanlar, beyinden alınmış, yürekte pişirilmiş, kalemle süslenmiş bir yazıyla gelirler sofraya...
Sofradakilerin tadına bakılır. Güzel sözlerle övülür. Gece on ikide müessesenin ikramı beş kahve gelir.
Ziyafetin üstüne iyi de olur hani...
Ama olmasa da olur. Önemli olan bu güzel sofrada bulunmak, paylaşmaktır.
SAYGILARIMLA USTAM...
Bedri Tokul
SAĞ OL DOSTUM...