Mutluluk nedir ?
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Sorgulamak zorunda hissettiğim o kadar çok şey var ki, belki bizler sorgulayacak vakit bulamıyoruz ama artık kurumlar şirketler devletler hatta batı bile kendini sorguluyor...Teknolojinin zirvesinde olmasına rağmen mutlu olamıyor.
Sır william osler oxfort tıp fakültesi mezuniyet töreninde şöyle konuşma yapıyor " Beyler öğrendiğiniz şeylerin yarısı yanlış ve o yarının hangisi yanlış olduğunu bilmiyorum" okuduğumda şaşırmıştım kendileri mutluluğu bulamamışken nasılda ahkam kesiyorlar... Para her şey olsaydı ve mutlu etseydi Avrupa’da her ailenin bir doktoru bir psikologu olmazdı diye düşünüyorum.
Mutsuzluklarını gizlemek acılarını unutmak için ilaç kullanan insanların sayısı her geçen gün artıyor.
Mutluluk nedir ?
" Bencillik " üzerine kurulu bir bakış açısı ve "Sahip olmak " "daha fazla mala ve mevkiye sahip olmak" üzerine bina kurmaya çalışılsa da yine mutlu olamıyor insanoğlu, yapılan deneyde fare, kiprit kutusu kadar peynirden mutlu oluyor, ama fabrikaya sahip insanoğlu mutlu olmuyor...
Oysa kültürümüzde "misafirperverlik" yani paylaşma duygusunun verdiği mutluluğu anlayan ve yaşayan bilir ama bunu nasıl anlatacaksın ki ?
Bir kısa anlatılır, aslında çoğumuz biliriz, öğrenci hocasına cenneti ve cehennemi sorduğunda hocası yani yol öğreticisi onu bir odaya götürür, uzun bir masa ve karşılıklı insanlar oturmuş, hepsinin önünde bir bir kase çorba ellerinde bir metre uzunluğunda kaşıklar, her kes uzun kaşıklarla içmeye çalıştıkları için her taraf batmış bir hal... Burası Cehennem oğlum çünkü her kes sadece kendini doyurmaya çalışıyor... Sonra başka bir odaya geçirir öğrencisini yine uzun bir masa her kesin önünde bir kase çorba yine uzun kaşıklar, ama tek fark bu sefer, her kes kendi karşısındaki insanı doyuruyor
her yer tertemiz... İşte diyor öğretici burası da Cennet, çünkü burda herkes sorunlarını paylaşıyor ve birbirlerini doyurmaya çalışıyor.
Mutluluk daha çok şeye sahip olmak değil, sahip olduğun her neyse onu diğer insanlarla paylaşmaktır.
Güzel Peygamber " Bir hurmanda mı yok " diyerek ne güzel anlatmış
"O da yok " Ya Resullah diyince " Gülümseye biliyor musun ?" buyurmuş
Tebessüm etmenin bile sevap olduğu bir dine sahibiz.
Mutluluk, hani birine iyilik yaparız da o da sizin gözünüzün içine bakarak teşekkür eder," Lafımı olur önemli değil " diye karşılık verdiğimizde bir an içimizde hissettiğimiz saniyelik bir duygudur.
Okul önünde ayakkabısı yırtık bir çocuk gördüğünde ona gidip bir ayakkabı alıp vermek mutluluktur...
Hastaneye gittiğinizde hiç tanımadığınız bir hastayı ziyaret edip " geçmiş olsun " demek mutluluk
Dertli bir arkadaşınızın derdini dinlemek onu teselli etmek mutluluk...
Otobüste ağlayan çocuğa hemen hazırda beklettiğiniz şekeri vermek mutluluktur...
Bizi, bizim kültürümüzden bizim tarihimizden başka hiç bir şey kurtaramaz, mutluluk veremez, mutluluğun Avrupa’da Amarika’da parada malda mülkte olmadığını anladığımız zaman mutlu olmuş olacağız, yeniden bir tarih yazacağız.
Yok eğer bunlar beni mutlu etmeye yetmez diyorsanız, eczaneler artık çok uzakta değil, hap almaya devam edin ama bilin ki mutluluğun ilacı eczanede satılmıyor...
Uzağa değil
Kendimize gelelim !
Sizce nedir mutluluk ?
seMa
YORUMLAR
Değerli Dost,aşk gibi mutluluk diye bir şeyde vardır.Herkesin kapısını da her zaman çalmayabilir.Belki hiçbir zaman.Hayatımda küçük küçük çok mutluluklar yaşadım ama,birisini hiç unutamam..Sevincimden nefesimin kesildiğini,ayaklarımın yere almadığını ve yüreğimin sevinçten havalandığını gerçekten hissetmiştim.İlginçki şu an hayatıma en büyük huzursuzluk kaynağı o unutulmaz mutluluğumdan geliyor..Ne kadar tuhaf bir türlü de içinden çıkamamışımdır.Mutluluk çok derin bir kavram,belki hayatımızın tam karşılığı,bütün mücadele azmimizin tek karşılığı.Çünkü burada iş elde etmeyle bitmiyor,elde ettiğinizden bir haz duymanız gerekli mutluluk oradan size yansıyacak.Önce şu bilinmeli;her şey elimizde değil.Çünkü yaradılışımızda eşitlik yok.Durum bu olunca hepimizi farklı bir geleceğin beklediğini peşinen anlarız.O halde önce yerimizi bulmalı,neresi benim yerim.Büyük soru,ben kimim?Çünkü bu cevap buldukça mutlu olacağız,soru sordukça mutsuz.Benim temel felsefik inencım,her insanın orjinal olduğuna dayanır.Hiç bir hayat bir başka hayatın aynısı değildir.Durum bu olunca ilgi alanı,kabiliyeti,imkanları,hassasiyetliri de peşinen farklı olacaktır.Demek ilk iş bu farklılığımızı keşfetmek ve ona göre bir sürece katılmak gerekli.Cemiyet olarak yaçşadığımızdan hiç bir şeyin tek hakimi biz değiliz.Çözümde yüzdeyüz bize ait olmayacaktır.O halde yetenek ve imkanlarımızı,dahası yüreğimizi kullanarak kaliteli bir ilişkiler ağı geliştirip mutluluğa buradan yol açabilmeliyiz.Çok yazacaktım ama,telefonlar durmadı,üzgünüm.Yürekten kutlarım.Selam,saygı...
Uzağa değil
Kendimize gelelim !
Sizce nedir mutluluk ?
Değerli Sema Kardeşim,
Gönül meyveleriniz o kadar bereketli ki okuyan herkes faydalanıyor. Rabbim yüreğinizdeki güzellikleri daim eylesin.
Söz sultanlarının satırlarıyla bir nebze de olsa katkımız olsun istedim.
"Mutlu bir hayata ulaşmanın yolu, en büyük sebebi ve temeli iman ve salih ameldir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Erkek olsun, kadın olsun kim mü'min olduğu halde salih amel işlerse biz şüphesiz ona çok güzel bir hayat yaşatırız ve onları elbette işlediklerinin en güzeli ile de mükâfatlandıracağız." (Nahl: 16/97)
Yüce Allah iman ve salih amele sahip olan kimselere bu dünya hayatında hoş bir hayat yaşatacağını, ayrıca hem bu dünyada, hem de ebedî kalınacak diyarda güzel bir mükâfat vereceğini haber vermekte ve vaat etmektedir.
Bunun sebebi gayet açıktır: Kalplerine yerleşen sahih Allah İnancının neticesi olarak müminlerden, dünya ve ahiret hayatını ıslah eden ameller ortaya çıkar. Onlar öyle birtakım ilke ve esaslara sahiptirler ki, elde ettikleri sevinç ve neşe sebepleriyle, üzüntü, keder ve sıkıntı hallerini en uygun şekilde karşılarlar.
Onlar sevinç ve neşe gerektiren halleri kabul ile karşılar, onlara şükreder ve bunları faydalı olacak alanlarda kullanırlar. Bütün bunları bu şekilde değerlendirmeleri onların daha çok sevinmelerine, bu güzel hallerin devamına ve bereketlenmesine, şükredenlerin mükâfatını ümit etmelerine, kendilerinde çok mutlu ve huzurlu bir halin ortaya çıkmasına sebep olur.
Böylelikle bunların sebep oldukları hayırlar ve bereketler, bu hayırlı amellerin ortaya çıkardığı semereden daha üstün sevinçlere ve bereketlere ulaştırır.
Yine bu iman ve salih amel sahipleri kederleri, sıkıntıları, üzüntüleri, kendileri için mümkün olan şekilde direnç ile karşılar; imkânları çerçevesinde bunların sıkıntılarını hafifletirler, kaçınılmaz olan şeylere de güzel bir sabır ile katlanırlar.
Böylelikle hoşlanmadıkları şeylerin ardından faydalı direnç, deneyim, güç, sabır, ecir ve mükâfat ümidi gibi öyle büyük sonuçlara ulaşırlar ki, hoş olmayan o halleri kaybolur gider ve onların yerini sevinç ve güzel ümitler, Allah'ın lütuf ve sevabını bekleyiş alır.
Nitekim Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem bunu sahih hadis olarak bize aktarılan şu sözleriyle ifade etmiş bulunmaktadır: "Müminin işine hayret doğrusu! Onun bütün işleri hayırdır. Çünkü ona sevindirecek bir şey isabet ederse şükreder, bu onun için hayır olur. Ona bir sıkıntı isabet ederse sabreder, bu da onun için hayır olur ve bu sadece mü'min için söz konusudur."
Bu hadisi şerif bize mü'minin ister hoşuna gitsin, ister gitmesin, karşı karşıya kaldığı bütün hallerin neticesinde elde edeceği ganimeti ve hayrı ayrıca mahsulünün katlanacağını haber vermektedir."
Rabbim gerçek mutluluğu tadanlardan eylesin.Her zaman olduğu gibi yine yüreğinizin güzelliğini satırlarınıza nakış gibi işlemişsiniz.
Yüreğiniz ve kaleminiz sağ olsun efendim. Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Rabbime emanet olunuz.
SU ve SEVGİ
Yokluğunda, günler yıllara dönüştü.İçimdeki hasret treni sonsuz uzun karlı yollarda özlem türküleri söyleyerek ilerliyor.
Sanki kuşlar, ağıt yakıyor, tren bacasından tüten dumana.Meğer gurbet, başımıza, çıkmamak üzere geçirilmiş bir muska gibiydi.Hepimiz insan olarak bu trenin farklı kompartımanların da yolculuk yapıyor.hepimizi aynı trende farklı istikametler gidiyoruz.Hepimizin yüreğinde bir başka sevgili.Düşündüm bir an, sevgiliye duyulan ve insanın içini acıtan, nedir.
Neden bazen başı bulutlara değer insanın, yüzünü hayal ettiğinde fersaf, fersah yüzersin engin denizlerde, düşünün hayaliyle. En güzel beste, en güzel güfte, ve masadaki en güzel çiçek.
Çiçekçi teyzenin kollarındaki tüm çiçekleri o sanırsın.Her şiirinin başlığı odur, her romanının en son sayfası da o.onu yer onu içer onu tenefüs edersin.Yürüdüğün yollardaki, banklarda oturanlara dikkatlice bakarsın.ona benzer yanlarını arasın.Anadolu yaylalarında, bir sülün gibi süzülen, her şeyde onu arasın.
Yeni ektiğin fidanın can suyudur o.yediğin içtiğin gördüğün rüyalarda onun.Kalbinin her atışı onun, tüm göz kırpmaların, tüm yutkunmaların, göz yaşların, tüm benliğin onundur.
Ben sevginin su olduğuna inanırım..İnsan, yaşama hayat veren o kutsal şeyden söz ediyorum.Sevgide hayatımızın her deminde su gibi kutsaldır.Ve bedenimizin yüzde yetmişi sudur.
Düşünsenize su sevgiyse, her kötü insanın yüzde yetmiş sevgidir.Hayat kirletir o tertemiz dünyaya gelen bedenleri.yaşam ilerledikçe bazı bedenlerden su yavaş, yavaş çekilir.Çoraklaşır sevginin bahçesi.Bütün içinde açan güzel çiçekler, tabiatın tüm florası bir, bir kurumaya başlar.Kötü insan maskesini takıp rolunü ifa etmeye başlar.
Onun için, dostlar, sevgi sudur, suda bir sevgi.Her ikisine de susarız. Her ikiside derman olur bedene.Her ikiside kirlenen bedenleri temizler..Sevginiz eksik olmasın o güzel yüreklerinizden.
23,06,2008
Gürsel CENGİZ/ EDİRNE
işte mutluluk bu.............................sevgilerimle.....
Bunca târifin üstüne ne ilave edilebilir ki?
Belki, peşinden koştukça asla tatmin olmadığımız ve ulaşamadığımız, kanaatkâr olduğumuzda ve aza rıza gösterdiğimizde ise şükretmemize vesile olandır..
Aslında nefsi bir durum da sayılabilir.
Terbiye edilmemiş nefis, terbiye edilmemiş şımarık çocuktan bin beterdir. Onu hiç bir şekilde tatmin edemezsiniz. Ama terbiyeli bir çocuk çok küçük şeylerle bile tatmin olabilir.
Eğer nefsimize ölümü sık sık hatırlatırsak inanıyorum ki gerçek mutluluğun yerinin bu hayat olmadığını anlayacak ve ebedî mutluluğa kendini hazırlamanın gayretinde olacak..
Sahi, ne kadar kaldı?
Tâclanan ve ehemmiyeti ile tefekküre sevk eden yazınızı tebrik ediyorum efendim.
Mekke/
Dün bir rus bir bayanla konuşuyorduk, ona Türkleri nasıl tarif edersin dedim, verdiği cevap kanatları kırılmış bir kuş gibi hissetmemi sağladı, " Türkler için her şey sadece para dedi " Hala yüreğim sızlıyor... hem onu hemde kendimi sorguladım, işte dün bu duyguyla yazdım öylesine kırmadan kimseyi / bizim için her şey para değil demek istedim...aslında çok söylenecek söz var da...
Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler dostlarım
Türk milleti asildir.
Mutluluk: razı olunmuş bir hayatı yaşamak ve onu paylaşmaktır.
Mutlu olmak için gülümsemek yeter ama yapay biçimde gülünebilir ve mutlu olunur mu !Koyu bir taassubun egemen olduğu islami toplumlarda gülümseyin gülümseyene de, bakın ne diyecekler ??Her şey gerçek değer yargıları yozlaştırılmış,yerine yapay sahteler konulmuş ve ön plana geçmiş bunlar...Sanki teknloji harikası teflon tava da herkese de satılıyor, reklamı serbest / Oysa teflon kanser yapıyor ve firması yırt dışında milyarlarca dolar tazminat ödedi dersek vatan haini oluyoruz...Milleti ezenler koruyucu olduklarını öne sürüp mutluluk duygularını sömürüyorlar...İnançlarını sömürüyorlar.Vatan hainliğini halka hizmet diye sunuyorlar. Nasıl mutlu olacağız ?Mutluluk vatan için ölmektir...EZO can-ı gönülden tebrikler !Puan mı
sorulur mu hiç?
Şaban Aktaş tarafından 6/20/2008 11:49:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
güzel soru. sen olmasan soran cevap vermezdim nazar yüzünden. MUTLULUK = BENİM ya Huuuuu . Zira saçımın telinden ismime varana kadar özene bezene ciddi ciddi ve enikonu öyle güzel öyle büyük bir sanat eseriyim ki... yalnız ben böyleyken ya gözümden gönlüme akan diğerleri. of ki offff. mutluluk içimde, zerremde, nefesimde, mevcudiyetimin her milimetresinde...
Sevgiyle cancağızım, sevgiyle... :)
birza felsefi açıdan bakacağım. bana göre mutluluk her işte onun rızasını yani yaratıcıyı gözeterek hareket etmektir. her şeyi onun hesabına yapmak, çalışırken ona çalıştığını bilmek, kendi hesabına değil sadece ona çalıştığının bilincinde olanlar daha mutludur. mutluluk bu bence...
yüreğine sağlık ezo...
Evet yine güzel bir konu secmişin ezom
gecen gün canım sıkıldı şöyle bir televizyonu
tararken farkettimki
hemen hemen bütün kanallar
Amarikan tarzı diziler ve uyduruk filimlerle dolu
bizler nereye gidiyoruz.Durup çok çok düşünmeliyiz
degerlerimiz i yitirmeye mi başladık
yoksa birilerinin söyleşiyle cağ mı atlıyoruz......
Zannetmen değerlerimizi sevgimizi ve manaviyatımızı
kaybediyoruz.bizlerden sonra gelecek nesilin vay başına
gelenler bizden sonra yeni nesil çok düşündürüyor.
Hepimiz birlik bereberliğe dört elle sarılmalıyız önce ailemizden başlayıp
erinmeden tek tek anlatmalıyız.Daha yazmak isterdim ama bu gün cuma
tüm kardeşlerin cuması hayırlı olsun
selamlar........
Sevgidir mutluluk , karşılıksız ve çıkarsız sevgi...Aşktır bazende...birine yürekten bağlanmaktır...Değer vermesini bilmektir mutluluk...sevilmeden de sevebilmektir mutluluk...sevdiklerin bir gün hayatından gitmeden kıymetini bilmektir...Seni seviyorum diyebilmektir...Annenin yavrusuna duasıdır kimi zaman...sevgiliye duyulan özlemdir bazende , en karşılıksız ve en çıkarsız...Dua etmektir mutluluk...duada ölçülemeyecek güç saklı olduğunu bilmek ve sığınmaktır Allah'a...hayatı bütün olumsuzluklarına rağmen sevebilmektir arsızca...sorgulamadan yaşamaktır kaderini...olacağı varmış deyip gülümsemektir geleceğe mutluluk...
Paylaşmaktır mutluluk...hayatı , sevgiyi ve bazende küçük bir çikolatayı paylaşmak... kurumuş sonbahar yapraklarına basarken çıkan hışırtıyı duyabilmektir mutluluk...ayrıntıların farkına varabilmektir...yağmurun yağ
ışını izlemektir pencerende , elinde kahven...en sevdiğin şarkıya eşlik etmektir mutluluk...bazende bağıra çağıra şarkı söylemektir , sesinin ne kadar kötü olduğunu söyleyenlere inat...Yeni yıkanmış mis gibi çarşafların içinde gerile gerile uyumaktır mutluluk...sarılmaktır sevdiğine sımsıkı...oda yoksa yastığa sarılmaktır...Damadın gelini öpmesidir alnından mutluluk...ve bir ömür boyu ondan vazgeçmeyeceğine and içmektir...
Hayatımızdaki o önemsiz sandığımız küçücük ayrıntıların farkına varmaktır mutluluk...
mutluluk ayrıntılarda gizlidir...Ayrıntılarda hayatın içindedir...
Bunlar beni mutlu eden ayrıntılardı..Ben onlara ne kadar çok önem verirsem onlar da beni o kadar çok mutlu ediyorlar.. Siz mutlu olmak için neyi bekliyorsunuz ? (Duygu Öztekin)
TEBRİKLERİMLE....
Sahip olduğumuz güzelliklerin farkına varmak,
her şeyin iyi yönünü görmeye çalışmak,
"refahta kendmizden aşağıdakilere, musibette kendimizden yukarıdakilere bakıp" şükretmek,
bir sokak kedisine süt içirip doyduğunu seyretmek,
belki bir yaşlıyı karşıdan karşıya geçirmek...
Kısaca, insan olmak...
Çok güzel bir yazıydı Kardeşim. Bize hoş bir cuma hediyesi verdin. Tebrik ve teşekkür ederim.
Bir kuşun kanat çırpışında bulabilmeli mutluluğu insan... bir daha hiç bir kuşun kanadını göremeyeceğini düşünerek...
Mutluluk belki bir çiçek koklama vaktinin bile olmadığı anda ama dünyanın tüm çiçek kokularını sana duyumsatabilmeli...
Hoş bir tebessüm olarak gözlerden eksik olmamalı mutluluk...
Mutluluk böyle olmalı...
Çünkü yaşadığın mutluluktu...
Ve mutluluk sonu olmayan bir sonsuzsa... anımsadığında, "Güzel di..." dedirtebiliyorsa. ..
Ve mutlukuk.. ansızın... her an heryerde...
Kutlarım yazarı.
Olgun Ekinci tarafından 6/20/2008 10:02:03 AM zamanında düzenlenmiştir.