- 633 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
AŞKIN IZDIRABI - CESUR SORULARA CESUR YANITLAR
Dost onu yargılamadan; uzun uzun dinledi; sonra durumunu duygusallıktan çıkarıp aklı ile değerlendirmesi için yorulmadan, bıkmadan, usanmadan elinden geleni yaptı; anlattı da anlattı. Saatlerce konuştuktan sonra "dostuma üç sorum var" dedi; git ve kendinle hesaplaş; kendinle başbaşa kal. İnanıyorum ki, sende bu soruların cevapları ile yüzleşecek cesaret var.
1-Onu bu haliyle sevmeye devam edebilir misin ?
2-Ne kadar vadesi olur aranızdakinin ? Sen onurlu bir kadınsın ...
3-O senin için neyi göze alabilir ? Nelerden vazgeçer ?
Kadın, gidip hesaplaştı. Uzun uzun düşündü.
Doludan alıp boşa koydu, boştan alıp doluya koydu.
Gerçek şuydu : Hayatta herşeye yeter de gücümüz; bir kimi seveceğimize yetmez ! Bir tek kalbimize geçmez aklımızın hükmü.
Ondandır bazen aşkta çaresiz oluşumuz !
Dönüp bedenen gitsek de, aslında hep aynı yerde durduğumuz !
Bir başka dostunun,"ÇABA yoksa, sevildiğini zannetme" sözü mıh gibi beynine saplandı. Ne kadar da doğruydu ! O adamı düşündü; bir de hiç çabalamadığını...... Ünlü filmdeki replik zihninde yankılandı : "sevgi neydi ? sevgi emekti "... Çaba ve emek yoksa öbür türlüsü koskoca bir sıradanlık, bir erkeğin günlük yaşadığı diğer maceralarla aynı olmaktı; yazık ki heves olmaktı.
Geldiği noktada, adamın onu özel ve ömürlük kıldığı tek bir farka rastlamadı.
Adamı da anladı, kendini de !
Hesaplaşması bitmişti !
Dönüp o hiç sevilmemiş içindeki cesur kadına ve vicdanına gülümsedi.
Kendini sevdi...
Sonra dudaklarından döküldü :
Ey Aşk denilen imkansızlık !
Şu cahil aklımla, bir Ahdım kaldı sende !
Allah’a havale ediyorum ettiğinle !...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.