- 482 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gönderilemeyen mektup 1
Eskisi gibi değil hiçbir şey.
Ben bu kadar kanamıyordum mesela eskiden. Galiba bu daha da ilerleyip genişleyerek sarıp sarmalayan ateş çemberi gün geçtikçe daralıyor.
Seni Tanrı yanına alalı şuan, şu saat, şu dakika tam olarak 5 sene oldu.
Sakallarım uzadı, çalışmıyorum üstelik. İşsiz güçsüz bir avare gibi gidip geliyorum dünya sensiz döndükçe. Her hece o tiksindiğim karanlık halim yüzünü gösteriyor biranda. Caddelerden araçlar geçmiyor bu vakitlerde. Beyaz şeritlerin üzerinde geziniyorum hobi olarak en çok sevdiğim şey bu. Birde rahatsız edici pütürlü duvarlara yaslanarak uyuyorum. Sırtım yaralanıyor biraz ama seviyorum bu acıyı. Aynı seni özlemeyi sevdiğim gibi. Özlemek olumsuz birşeymi bilmiyorum. Aslında bu sana bağlı bir özlem. İnsan sevdigi insanları özler değilmi ? Bunu sen söylerdin bana. Unutmadım sana karşı, sana rağmen, sensizliğe rağmen özlüyorum seni. Canımı yakıyor en az pütürlü duvarlar kadar. Ama hala sevmeye devam ediyorum.
Bazen sigara almaya giderken karşı komşumu görüyorum siyah kaldırımlar üzerinde. Aynı parfümü kullanıyor seninle. Kıvırcık uzun sacları omzuna kadar sarkıyor. Genelde saçları dağınık oluyor. Böyle seviyor galiba. Genel olarakta gri ve buna benzer koyu tonları tercih ediyor. Ama özellikle siyah ve gri çok yakışıyor. Tenini ve saçlarını ortaya cıkarıyor bu tonda ki kiyafetler. Ama bana hep tuhaf bi sekilde bakıyor. Yanımdan geçerken. Üstelik bi kaç defa da sarhoşken ve yürüyemezken kolumdan tutup kapıya kadar bana eşlik etmişliği de var. Ama ben o haldeyken ve beni o halde görmüş birine nasıl teşekkür edeceğimi bile bilmeyecek kadar cahilim. Utanıyorum karşısına alkolik, sakaalları uzun bir adamı görüp korkmasından.
Temizleneceğim bir gün. Karşısına çıkacağım teşekkür etmek amacıyla. Belki bir çay içeriz. Belki ben bir çay içerim o bir kahve alır kendine...
Ama bitecek bugünler.
İnanıyorum artık.
Ve hala seni seviyorum.
İyi geceler gecmeyen tek yaram...
Adil Karaoğlu
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.