Danbi vurulduğu omuzunu tutarak koşuyordu.Yaklaşık yarım saat durmadan koştu ve sık ağaçların bulunduğu çok küçük bir girişi olan mağaradan içeri girdi.Çok hızlı nefes alıyordu.Alnından terler akıyordu.Yere oturdu ve mağaranın soğuk taşına yaslandı.Hemen omuzuna baktı.Şanslıydı kurşun sadece sıyırmıştı.Şimdi ne yapacaktı.Bunları düşünürken artık nefes alması da normal leşmişti.
Kyung-soon ve kwan ölen askerleri gömdüler.Geceyi geçirecekleri bir mağara buldular.Hava çok soğuktu bir ateş yaktılar.Askerlerin hepsi ateşin etrafında oturdular. Kyung-soon baş işaretiyle kwan’ı dışarı çağırdı.İkisi birlikte mağranın dışına çıktılar.Kyung-soon, kwanın omuzunu tuttu

Kyung-soon:

-Dostum geri dönmeliyiz

Kwan:

-Ne diyorsun sen. ben o adamı öldürmeden bir yere gitmem.
-korktun mu yoksa

Kyung-soon : (başını öne eğdi.Sonra gökteki yıldızlara baktı.Sonra kwan’a baktı)

Danbi...

Kwan:

-Biliyorum danbi’yi çok özledin dostum şu adamı öldürelim.Ondan sonra seninle birlikte danbiyi arıyacağız.söz..

Kyung-soon:

-O keskin nişancı danbiydi...

Kwan:

-neee!!!!

Kyung-soon:

-o danbi

Kwan:

-Olamaz.Emin misin?

Kyung-soon:

evet.göz göze geldik.Oydu.

Kwan hiç biy şey demeden mağaraya girdi.Ateşin yanına oturdu.İki eliyle dizlerini kilitledi.sadece ateşi izliyordu ve ne yapacağını düşünmeye başladı.Bütün askerler ve kyung-soon uyudu.Sabaha karşı ateş sönmüştü.Sadece közün dumanı çıkıyordu. Kyung-soon başını Kwan’a doğru çevirdi.Kwan geceleyin oturduğu gibi iki eliyle dizlerini kilitlemiş oturuyordu. Kwan askeri lise okumuştu ve danbi ise şu an düşman tarafındaydı.Bir çözüm bulmalıydı.Kendisine bir görev verilmişti.Emir netti.Emre göre Danbi nin ölmesi gerekiyordu.Birdenbire kwan yerinden kalktı.Uyuyan askerleri uyandırdı ve onlara dönerek

Kwan :

- Bir karar verdim.Siz burada kalacaksınız.Ormanda açık hedef halindeyiz.Kyung-soon benimle gelecek.Bizden haber almadan kesinlikle burdan ayrılmayacaksınız.Anlaşıldımı.

Askerler :

Emredersiniz komutanım...

Kwan ve kyug-soon hızlı adımlarla tepeye çıkmaya başladılar.

Kyung-soon:

Dostum ne yapacağız?

Kwan:

Danbiyle konuşup onu ikna edeceğiz.Sonrada hep beraber buradan ayrılacağız.

Kyung-Soon kafasını sallayarak teyit etti.Hiç durmadan 2,5 saat yürüdüler.Etraf çok ormanktı. Danbi mağaradan çıkmış . Mağaraya yakın su kaynağından matarasını dolduruyordu.Bir ses duydu.Hemen çalıların arasına uzandı.Silahını dayadı.Kanas’ın dürbünü ile sesin geldiği yeri gözetlemeye başladı.Bir süre sonra iki kişi gördü.gördükleri kwan ve kyung-soon’du.Kendisine doğru geliyorlardı.O eski masum kız gitmişmiy di acaba.Aşkı ve arkadaşını vurabilir miydi.Aldığı eğitim bunu gerektiriyordu.Onun için kendinden de önemli olan partinin çıkarlarıydı.Dürbün le Kwan’ın kafasını hedef aldı.Yağmur yağıyordu.Siyah saçlarından yağmur damlaları akıyordu.eli titreyerek yavaş yavaş tetiğe doğru parmağını çekerken bir yandan da gözlerinden yaşlar akıyordu.sevdiği bir dostu şimdi düşmanıydı ve düşmanın da ölmesi gerekiyordu ve bu acısız olmalıydı.Derin bir nefes aldı çamurlu eliyle gözyaşlarını sildi.Tekrar dürbünle nişan aldı.
Fısıldıyarak ve ağlıyarak özürdilerim derken;
Ateş etti.
Kurşun Kwanın tam alnından içeri girdi.anında gözleri açık bir vaziyette yere düştü.Hemen arkasındaki Kyung-soon’un yüzü kwan’ın başından gelen kanla ve et parçalarıyla kıpkırmızı oldu.Yağan yağmur yüzündeki kanıda damla damla yere akıtıyordu.Şoktaydı çok sevdiği dostu aşkı tarafından öldürülmüştü.Oysa danbi yi alıp eski yaşamlarına geri döneceklerdi.Kyung-Soon arkadaşının yanında diz üstü çöktü.Yağmur şiddetini arttırmıştı.Dizinin üstüne arkadaşının cansız bedenini alarak sarıldı.Ve;

" DANBİİİİ " diyerek bağırdı.......

Danbi hüngür hüngür ağlıyordu.Danbi ayağa kalktı.Aralarındaki mesafe 100 m.kadardı.Bu sefer nişanı aldığı kişi aşkıydı.Ayakta yakın mesafeden kyung-soon’a nişan aldı.Ateş etti.Ağladığı ve elleri titrediği için kurşun kyung-soon’un omuzuna gelmişti.Kyung-soon kucağındaki arkadaşı kwan’ın yerdeki silahına uzandı.Eline aldı danbi ye doğru ateş etti. Ama silah boştu.Anlaşılan kwan bilerek silaha mermi koymamıştı...Kyug-soon bu nu görünce çamurlu elleriyle yüzünü kapattı ağlayarak ve bağırarak;

Kyung-Soon:

Nedeeeeen
Nedeeeennnn danbiiiii!!!!!!!!

O şokla ayağa kaktı danbiye doğru koşmaya başladı.Danbi bir kez daha kurma kolunu çekti.Kyung soon çok yaklaşmıştı.Danbi ateş etmeye çalıştı ama silah tutukluk yaptı. Kyung-soon Danbinin elindeki silahı tuttu.Aynı anda zayıf olan danbiyi sırt üstü yere yatırdı.Silahı iki eliyle bastırarak danbinin boğazına doğru götürmeye başladı.Danbi güçsüz elleriye karşı koymaya çalışsa da başarılı olamadı.Kyung soon silahı boğazına bastırırken hüngür hüngür ağlıyor ve başını havaya kaldırmış gökyüzüne bakıyordu.Danbiye bir an olsun bakmıyordu.Danbiyi silah ile boğarken gözü bir sağa, bir sola ve gökyüzüne doğru bakıyordu.Nasıl bakabilirdi ki öldürdüğü sevgilisiydi.Ve danbi’nin silahı tuttuğu elleri düştü..ölmüştü......

Kyung-soon silahı fırlattı danbi’nin başını kucağına koydu.Bir ağaca yaslandı.Danbi ’nin yüzü çamur olmuştu."Danbi" nin anlamı "tatlı yağmur" du. Yağan tatlı yağmur ile danbi’nin çamurlu yüzünü temizledi.Hala çok güzeldi....uzun bir süre onu izledi.....ve üçü beraberken söyledikleri sevdikleri şarkıyı ağlayarak mırıldan dı.....

Sabah olmuştu.Hala danbi’ nin başı dizlerindeydi.Yavaşça kalktı.Elleriyle ve tüfeğin kabzesiyle İki mezar kazdı.Aşkı danbiyi ve çok sevdiği dostu Kwan’ı gömdü.....

Ormanın içinde yavaş adımlarla yürüyerek kayboldu.....

SON