Elmasım
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İşin aslı kömür de elmas da aynı yerden çıkar. Ama kömürle elmas aynı cepte durmaz. Elması işleyen el kömür, kömüre bulaşan el, elması tutmaz.
Şimdi söylenmeli eğer göçülecekse geçmişten, verilecekse bir dakika dahi sessiz oturmak yakışmaz. Hem kış hem yaz aynı anda seyredilmeden üşümen de sana terlemen de. Çünkü bir elin sevabını diğer el değilse tamahkar, barındıramaz. Ben bu yolları bütün göğsümle kaburgalarımda yumuşatıyorsam ve adımlarım her gittiği yere sürüyorsa peşinden ruhumu işte zamanıdır pusu olmadan ayı seyretmenin.
Dokunacaklar ve gözleri dolanacak sevgine iştahsızların, bir düğüm belki bir yırtık halattan. Belki elleri ileri uzatan belki de adımları geri koşturan. Belli ki yazıyorsam komik. Gülünç. Sonra ileriye dalıp mide bulandırıcı. Tiksinç. Utangaç ve güçsüz.
Sistemlerin odakları farklıdır her bakanda. Çözmen gerekecek bir bilmece. Ben bütün bu cüzzamlı duyguların etrafından sıyrılmış, elleri çiziklerle dolu bir duygu adamı. Görmediğin yerlerin kaşifi ve hissettiremeyecekleri duyguların mucidi. Çökertilecek kaleleri olan üçüncü sınıf mahlukların taarruzlarıyla. Çünkü surları asla anlanmayacak ve koruyucusu bulunmayacak bir element. İstenmedi ki halka açmak, kaldı ki bütün dünya dolsa içeri, anlam yeri boş kalacak buranın eğer senden mahrumsa.
Bir elde pay, diğerinde kalanlar. Kalanları bırakmadı ki kimse. Sıyrılabilselerdi yosunu yüzlerinde perde açan bu korkunç orman yaratıklarının gerçek yüzlerinden, belki dünya tamamlanır ve biz olurduk. Bizler… Yani sen, ben ve onlar. Bir de bizler var. Yani sen ve ben.
Suskunluğun ve hücumların en ince detaya kadar çizdiği manayı ayyuka batırdım. Belki gömdüm. Bencilim. Çünkü biri var ki bilmezse elması koyacak kömürle aynı mendile. Kömürler parlayacak bilmeden pisliğini, elmasın parıltısı kirlense de…
Mendil açılıp düşünce yere, kömürlerinden sıyrılıp elmas, işte Benim! Diyecek. Elmas benim!
Bahattin BERKDİNÇ