- 574 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VİCTOR HUGO: KEDER SANA YAKIŞMIYOR
’Şair bana yağmurdan söz etme yağdır’ diyen ünlü Fransız yazarı Victor Hügo, 1802 yılında Besançon’da dünyaya geldi. Hügo, vaftiz edilmedi ve dinsiz yetiştirildi. Yoksuldu. Edebiyata yeteneği olduğunu biliyor, başarıya varmak istiyordu. 1817’de tanınma yolları ararken yarışmaya gönderdiği bir şiiriyle Akademi ödülünü kazandı. 1819’da Toulouse edebiyat akademisinin en büyük ödülü olan Altın Zambak’ı aldı. Yirmi yaşında ilk yapıtı olan Balades’i yayınladı. Ard arda yapıtlar verdi. Yeni Odlar, Bir Tutuklunun Son Günü, birbiri adına geldi.Ve Hügo 1825’de Adela Fouchet ile evlendi.
Bir önceki kuşaktan rakibi Lamartine, 1839’da Akademiye seçilmişti. Bunun üzerine Hügo
Fransa’nın en büyük lirik şairi olduğunu kanıtlamaya girişti. 1831-1840 arası, Sonbahar Yaprakları, Şafak Türküleri, Gönülden Sesler, Işınlar ve Gölgeler oyunları birbirini izledi. Hermoni, Lucrece Borgia ve Marie Tudor adlı romanları da geniş ölçüde ilgi gördü. Hügo 1841’de Akademi’ye üye seçildi. 1828-1834 arasındaki ’burjuva düşmanı’ genç artık uslanmış, devlet adamı olma tutkusuna kapılmıştı. Saraya yaklaştı, Orleans dükünün ve düşesinin dostluğu sayesinde yükselmeye başladı. Louis Philippe, onu 1845’te Yüce Meclis üyeliğine getirtti.
1848-1851 Olayları onun için büyük bir sarsıntı oldu. Şubat devrimi hele Haziran ayaklanması Hügo’yu derin derin düşündürdü. Kurucu Meclis sonra da Yasama Meclisi milletvekili oldu. Hugo, meclisteki çoğunluğu oluşturan ve hemen hepsi de Katolik olduğunu söyleyen muhafazakar üyelere, ezilen sınıflar yararına hemen girişilecek bir harekete güvenebileceğini umuyordu. Oysa, Falloux ileMontalembert’in arkasındaki sağcı kuvvetin tek kaygısı vardı:kısa zamanda rejimi kurarak başkaldıran yoksulları susturmak, böylece zenginlerin huzurunu sağlamak. Hugo bu niyeti sezince şaşkına döndü ve Düzen Partisiyle ilişkisini kesti. Hugo cumhuriyet ezildiğizaman cumhuriyetçi oldu. Aynı zamanda sönük ve bulanık olan Tanrı fikri canlandı.
Hugo, 9 Ocak 1852’de sürgünler listesine alındı.
Hugo’nun 1852’den önceki yapıtlarıyla sonrakiler arasında temelden ayrılık vardır. Hugo, artık eğlence için yazan adam değil, yapıtlarıyla hayata karışan bir sanatçıdır. Cezalar, Dalıp Gitmeler, Sefiller, Deniz Emekçileri, Gülen Adam yapıtları sürgün günlerinde yazıldı. 1865’te yazdığı Sokak ve Orman Şarkıları ile vardığı yaratma gücüyle Hugo büyük bir başarı kazandı.
Sürgün cezası 1859’da bitti, fakat Hugo, Napoleon III adını alan Louis Bonaporte zamanında kendi isteğiyle sürgünde kaldı. 18 yılı, 1855 Ekimine dek, Jersey’de Guernesey’de geçirdi. İmparatorluğu yıkan felaketten sonra Cumhuriyet yeniden kuruldu. Hugo o zaman Paris’e döndü. Düzen Partisinin saldırısına karşı komüncüleri savundu. Bruxelles’deki evini, yenik insanlara sığınak yaptığı için Belçika hükümetince sınır dışı edildi. Milletvekilliğinden istifa etti, bununla birlikte 1876’da Paris senatörü seçildi.
1876 Haziranının sonunda Hugo’ya hafif bir inme geldi:bu hastalık onun gücünü kırdı.6 yıl boyunca hiç bir iş yapmadı. 1885’te öldü
Victor Hugo resimde de ustaydı . Sepia yada Çin mürekkebiyle yaptığı renkli resimleri onun iç dünyasına özgü, görüntüler yansıtır. Siyasal hicve yöneldiği resimlerinde bazı İngiliz karikatürcülerinin etkileri göze çarpar. Hugo’nun desenlerinin çoğu Paris’te Victor Hugo müzesinde, Guernesey de ve Louvre^da saklanmaktadır.
’Halk bir sessizliktir.İşte bu sessizliği savunacağım ben sonuna kadar. Susanlar adına konuşacağım.’ diyen büyük ustayı ’Keder Sana Yakışmıyor’ adlı şiiriyle selamlıyoruz:
Ne kadar değişmişsin ben görmeyeli
Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan
Hüzün rengi almış saçlarının her teli
Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan
Gözlerin ki gördüğüm gözlerin en güzeli
Ne kadar değişmişsin ben görmeyeli
Böyle mahsun kederli değildin eskiden
Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi
Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan
Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi
Baygın kokusuna anılarla beraber giden
Böyle mahsun kederli değildin eskiden
Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
Ağlamaktan mı karadır gözlerin
Bir zamanlar göz yaşını sevmezdin
Şimdi neden yaşardı gözlerin
Hasta mısın Yorgun musun nen var
Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
Arzular vardır bilirsin anlatılamaz
Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu
Taptaze ıpılık kar gibi beyaz
Keder sana yakışmıyor gül biraz
Arzular vardır bilirsin anlatılamaz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.