- 512 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUCİZE AŞKLAR SERÜVENİ
Şafak vaktiydi. Gözlerine bakmayı en çok bu saatte seviyorum dedi adam, telefonun diğer ucundaki kıza. Sessizlik oldu biran. ’’Ben hiç şafak vakti yanında olmadımki’’ dedi kadın, titrek bir sesle.
Biliyorum dedi adam ve sustu. Genzi düğümlendi, nefesi sıkılaştı, gözlerinden yaşlar inmeye başladı ama ağlamayacaktı adam. Heleki telefonun diğer ucunda o varken.
’’Seni Seviyorum’’ dedi ve kapattı telefonu, kızı beklemeden. Sigarasından bir yudum aldı ve kulak kesildi radyodaki müziğe. Sonra pencereye çıktı ve eşlik etti müziğe.
HEP SONRADAN
GELİR AKLIM BAŞIMA,
HEP SONRADAN SONRADAN...
Masaya döndü ve soğumuş çayından bir yudum daha aldı adam. Anlatamadığı sırlarını dökmek üzere yine kalemi eldı eline. Herkes onu ’’şair’’ diye bilirdi. Ve hep tebessüm ederdi kendisine şair dendimi. Yine tebessüm etti ve başladı yazmaya.
* Hayalini kuruyorum senli günlerin.
Yüreğimden bir parça kan düşüyor gözlerime.
İçimden milyon kere sövüp sayıyorum.
Ama haykıramıyorum ya dünyaya, o da nafile...
Telefonu çaldı birden. Yerinden doğrulup cam kenarındaki telefona yürüdü. Ekranda görünen isme tebessüm etti. ’’Yar’am’’ diye kayıtlıydı kızın numarası telefona. Efendim diye cevapladı adam. Kız ’’bende seni seviyorum ne olur gel’’ dedi hıçkırıklarla. Söyleyecek sözü kalmadımı insan, söylenen sözden cevap bulmaya çalışır.
-Geleceğim az bir işim daha kaldı bekle.
-İyide ne zaman?
-Kesin takvim veremeyeceğim ama söz.
-Söz verme bana, çünkü inanmıyorum artık.
-Sen bilirsin.
Ortam sessizleşti, ahizeden sadece ağlamaklı nefes alışverişler duyuluyordu. Madem inanmıyorsun, o zaman seni ikna etmeye çalışmayacağım dedi adam ve kapattı telefonu. Yine şafağın rengi alacalı olmuştu. Kışın en yoğun haliydi ve gece yerini güne bırakmıştı artık. Ne yapacağını bilemez halde oturdu sobanın yanıbaşına. Ağladı adam, gece ağladı, soğuk ağladı...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.