- 1668 Okunma
- 3 Yorum
- 3 Beğeni
Bir anneydi...
Zeynep 1945 doğumluydu,ve bir efsane gibi anlatılırdı bizim oralarda,çocukluğunu anlatırken büyüklerimiz insan şaşırır kalırdı öylece,Masmavi gözlü,sarı saçlı ve minacık burnu olan bir çocukmuş,ele avuca sığmayan herkes tarafında sevilen ama yokluğun ve sefaletin içine doğmuş güzel bir çocuk,
Daha 14 yaşında evlendirimişler hayatın kahrı çilesi ve bir yuva yükünü omuzlarına koymuşlardı o mavi gözlü küçücük çocuğun,
Aslında o günden sonra başlamıştı hayatı tanımaya dayak,açlık ve sefalet ile tanışmıştı,Evliliğin ilk günlerinde yüzünü görmüştü gerçek hayatın,Geri dönme hayalleri olmuştu ilk zamanlar ama töre denen iletten korkup her defasında vaz geçmişti kararımdan,Artık kaderine razı gelmiş başını önüne eğmiş yeni hayatına adapte olmaya başlamıştı,
Daha ilk haftasında gelinliğin ne olduğunu bilmeden tarlaya çalışmaya götürmüşlerdi,ilk kez elinde tırmık buğday darlasında yaz güneşinin altında bayılana kadar çalıştırmışlardı küçücük çocuğu zalimce,ve akşam dönüşte düşüp ayağı kırılmıştı,o kırık ayakla sürükleyerek getirmişler eve,doktor yok hastane yok bir hayvan ayağı bağlar gibi,yumurta akından yakı,ve dört Parça tahtadan destek verip bağlamışlar ayaklarını,ayağı daha iyileşmeden yüklemişlerdi evin yükünü.Topallyarak leyende çamaşır yıkar,koyun sağar,evin yemeklerini ve büyüklere hizmet edip durmuştu.Çok zaman sonra ilk çocuğu olacaktı tek tesellisi ve heycanı çocuğunu görüp sevme hayalleriydi.O gün gelmiş ve bir Şubat günü soğuk sancıları tutmuş ve acılar içinde kıvranıyordu,dışarıda kar Kıyameti ve tipi Fırtınası vardı şehire gitmek imkansızdı,Köydeki yaşlı ebeyi çağırmışlardı ve öyle doğumu gerçekleşmişti,Zeynep anne canına sevinirken küçücük masum çocuğu dünyaya ölü doğmuştu,talihsiz garip kadın bu kara haberi alınca zaten ruhen ve kalben ölmüştü,bu kötü haberden zor olanda kaynası tarafından aşağılanarak sen bir çocuğu bile doğurmayacak kadar gudumsuz ve uğursuz bir gelinsin demesiydi,üstelik söylenen bu laflar bir kez daha diri,diri gömmüştü zeyne gelini.Zorda olsa o kışın toparlamıştı kendini kâh zülüm görerek kâh aşağılanarak toparlamıştı kendini,
Zeynep gelin yıllarca bu Şekil Zulüm görerek bir ömür geçirmiş ve 2kız 6 erkek çocuk doğurup büyütmüştü,hayatında hep çile çekmiş hatta evlatları tarafında dövülülmüştü,Ölümüne bir hafta kala ortancı oğlu tarafında köy meydanında saçlarından tutulup sürükleyerek dayak yemişti Zeynep ana,
Not aslında burda kadına şideti ve Doğuda kadın olmanın ne zor olduğunu anlatmaya çalıştım,ve kaleme aldığım Roma’nın küçük bir özetiydi,
Unutmayalım efendimiz Muhammed Mustafa (sav) doğuranda bir kadındı analarımız,bacılarımız birer kadın,
Mehmet Kılıçel
YORUMLAR
ülkemizde kanayan yara kadına şiddet sadece doğu illeri değil bütün anadoluda var tabiat bakımından tabiki doğu ve güney illerimiz daha farklı ve işleri daha zor nedeni herne olursa olsun bizim anamız bacımız karımız eşimiz her şeyimiz hayat arkadaşı bu şiddeti kınıyorum eseri yazan kaleme selam olsun
Ne acikli alin yazisi veya kör talih diyelim kadin hep ZÜLUM görmü$ .. Malesef egitimin olmadigi yerlerde kadina i$kence hep var.. Güzel yazi türünü ele almi$iniz teprikler Kutlarim Yazarini.. Saygimla...
Mehmet Kılıçel
elleri kırılsın annesini döven evladın şiddet hic bir canlıya yapılmaz ne anneye ne eşe ne cocuga nede dilsiz hayvanlara acı bir hikaye şiddete meyilli insanları Allah islah eyleye başarılar dilerim saygılarımla...