- 574 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SAHİPLEN-ME
Bu yazıyı okursan çok başka bir şeyler anlayabilme şansı var bir umut. :)
Gönül evini yalın eyle ki, içinde hoş kokulu yeller esebilsin.
Sahiplenmek köleleştirici bir duygu değil mi? O özgür, sen özgür olsan sevdiğin sana daha çok bağlanmaz mı? Kanatları birbirine bağlı olmayan iki kuş, daha güzel süzülmez mi engin göklerde?
Bağlılık, vefa, gerekli ilgi ve sevgiyi göstermek güzel; ama esaret güzel değil. İnsan özgür yaratıldı, ama dünyanın her tarafında zincirlere bağlı yaşıyor, diyor bir düşünür. Kölelik gerçek anlamda olduğu kadar, mecazi anlamda da yaygındır.
İnsanın egosuna köle olması; sevdiğini, o benimdir, dokunanı yakarım, şeklinde sahiplenmesi az görülen bir durum değildir. İnsan önce tek başına var olabilmeyi becerebilmelidir ki başka bir insanla doğru iletişim kurabilsin. Kendi kendine yetebilme, başkalarını da mutluluğuna katabilme, bizi daha cazip kılar. Bu hâli yaşayan, sevdiklerine yapışmaz ve onu bunaltmaz.
Neyin peşinden koşarsan o senden kaçar. Çünkü o kaçışta bilmeden de olsa fıtri olarak kendisini hedef olmaktan çıkarıp seni asıl ebedi olana yönlendirme amacı vardır. İnsanın, eriştiği her hedeften sonra, onun, gözündeki eski değerini yitirmesi, ardından kendine daha yüksek bir hedef koyması bu sebepten mi kaynaklanıyor acaba?
Ben onsuz yaşayamam, dedin mi yandığının resmidir dostum. Ayrılığa hazır ol. Sonra da zincirleme kazalarla heder olur gidersin. Ta ki durumunun farkına varana kadar. İhtiyacı olduğunda yanında ol, sevgi ver, güven sağla; üstüne düşüp bunaltma ve böylece bütün enerjini ona harcayarak kişisel yolculuğunu sınırlandırma. Kendi kendine oturabil şu odada yalnızca, beklememeyi, oluruna bırakmayı öğren elinden geleni yaptıysan. Önce kendine sevgili ol ki bir başkasının aşkı olabilesin.
Sen, sultanın sarayını gezmeye, görmeye, onu anlamaya, takdir etmeye, nimetlerinden yararlanıp onun dostu olmaya geldin. Sadece bir esere takılıp sınırlandırma kendini. Bütün sarayı gezmeye bak. Ama kendini de kaybetme o eserlerin büyüsüyle...Daima bilinçli... Cin gibi, meraklı bir çocukça her şeye dikkatle, heyecanla, her bakışında ona yeni bir gözle bak.
Hedef Sultan..! Hayran olduklarin ona ait. Kimseye kalıcı değil. Hedef büyük resmi görmek, yapbozun parçaları tek tek özel ve gerekli olsa da. Ve dünya sonsuz yolculukta sadece bir durak...
Tabloya değil, sanatçıya olmalı asıl rağbet. Tablo sanatçının değerini ortaya koymaya bir vesile değil midir? Sonuçta geçici bir araçtır, amaç değil.
Onun için : ’Hiçbir şey için benimdir deme, yanımdadır de’ diye bir söz söylemişler. Murphy bile anlamış bu işi. Ne diyor: Bir şeyi serbest bıraktın mı, o sana geri döner. :)
Bumerang gibi, firlattın mı sana geri geliyor. Demek ki esneklik önemli. Ama dümdüz oku firlattın mi gittiği yerde saplanıp kalır.
Her şeyde bir ölçü bir karar... Bak gökyüzüne, gezegenler arasındaki çekim hep ince bir ölçü ile takdir edilmiş. Çok yaklaşırlarsa birbirine çarparlar. Fazla uzaklaşırlarsa yörüngeden çıkarlar. Yasin suresinde, "Her şey yörüngesinde akıp gider, ne ay ne güneş birbirini çarpar ne gece ne gündüz birbirini geçebilir" demiyor mu?
Denge, insanın hayatındaki en önemli unsurdur. Terazide bir kefe çok ağır bastı mi küt diye dibe vurur, havada kalan da kefeden fırlar gider.
Bir kefeye koyduğun meyvelerin ağırlığı ne kadarsa öteki kefeye koyduğun gramlar da o ölçüde olmalı ki ahenkle dans edip terazinin ibresi tam ortada bir kararda huzur bulsun ;)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.