- 481 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR AYZENŞTAYN FİLMİ
Sergey Ayzenştayn 1938’de bir film çekti. Filmin adı Aleksandr Nevski idi. Müziğini ünlü besteci Prokofiev’in yarattığı ve fotoğraf direktörlüğünü büyük sanatçı Tisse’nin yüklendiği filmde baş rolleri, en başta sinema tarihinin en büyük yeteneklerinden biri olan Nikolay Çerkassov olmak üzere, Ohlapkov, Abrikozov, Orlov ve İvaşeva paylaşmaktaydılar.
Yıllardan 1242’dir. Moğol akıncılarının sürekli tehdidi altında bulunan bir bölgede hüküm yürütmekte olan Rus Prensi Nevski, Tatar hanıyla yaptığı bir görüşme dönüşünde, Novgorod pazarında, Toyton şövalyelerinin Rusya’yı istilaya başladıklarını öğrenir. Ülkenin ileri gelen tüccar ve yöneticileri, büyük ödünler pahasına, barıştan yanadırlar. Ama halk, kendiliğinden bir atılımla direnişe geçer ve Aleksandr Nevski’yi başkumandanlığa getirir. Pskov kentini alan ve bir kaç ufak muharebeyi kazanan Toytonlar son kesin savaşı yitirir ve Peypus gölünün buzları arasına gömülürler. Filmi Nevski ile askerlerinin kurtulmuş Pskov’a girişiyle sona erer. Aleksandr Nevski, filmin şaşmaz bir kurgu ustalığıyla örülü görüntüleri ile Prokofiev’in portisyonu arasındaki kontrpuan üzerine kurulu bir sinematografik opera olarak tasarlanmıştı. 1939 yılında gösterildiği vakit, çok kimse tarafından beğenilmemişti:Her zaman olduğu gibi bu kez de, yeniliği kolayca sindirememişti insanlar. Söyle yazıyor bu konuda Ayzenştayn:
Öbür film yaratıcısı arkadaşlarımdan farklı olarak ben, ilk kez bir sesli film çekmekteydim;ve bu konuda yıllardan beri tasarladığım ne varsa, denemek istiyordum. Üstelik çok ta kısa bir zaman tanınmıştı bana. İşte bu ağır yükün altından nasıl kalkacağımı kara kara düşünürken, büyük-usta-büyücü Prokofiev imdadıma yetişti. Gerçekten de iki büyük yaratıcı arasında derinlemesine bir işbirliği anlayışı sonucunda doğmuştur Aleksandr Nevski. Sovyetler Birliği’nin yeni Toyton ordularının saldırısını beklediği bir tarihsel anda bu film, başka bir anlam boyutu da kazanmaktaydı ’Yurtseverlik temasını işledim...’diyen Ayzenştayn’ın görüntülerine o eşsiz heyecan yükünü katan da, besbelli ki bu ulus sevgisi idi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.