- 1014 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ANAHTAR...
TEODORA’ NIN ANAHTARI…II…
Yürüyorum. Sadece yürüyorum. Saatler önce, geldiğim yönün tersine. Her şey ama her şey doğru ilerliyor. Kelimelerimin tekrarı bile yanında az kaldığı için ben geldiğim gibi giderken de aynı suskunlukla ilerliyorum. Sanmaktan çok bu yolu demin yürüdüğümü adım kadar biliyorum. Koluma taktığım aksesuarın akrebi yerinde; ama az daha tükeniyor akşama karşı sabah farkındayım.
Ötede bir kayalığa vuran dalga, köpüklerini adam akıllı kaldırıma sunuyor. Az sonra paçalarım ıslanacak ve birkaç küçük balıkçı teknesi boğulacak limanda. Balıklar bekleyecek martılarla bir olup fırtınanın dinmesini. Onlar kadar şanslı olsam diye düşünmek zaman kaybım olurdu. Ben ne martı ne balık ne de yosun kokulu bir tekne olmak gibi zaten bir düşüncem yoktu. Açtığım kutunun kötü fikirleri bana yetip de artıyordu.
Kim bilir uyandığında Teodora hala bana ne çok kızacak. Şimdi umarım beş çocuk emzirmiş sarkık göğüsleri nevresimleri doyuruyordur. Ama sonuçta az sonra uyanacak göğün ala çakır renginden biliyorum. Tek umudum bu geceyi hiç yaşamamış gibi bir rüya sanarak yan odada uyanmak. Ve Teodora hala şömineye odun atarken onun sarkan göbeğinden halıya vuran gölgesini görürken üç beş dakika daha numara yapıp uyumak.
Bu mümkün değil. Hayallerim ne kadar gerçekse yaşayacaklarımı bildiğim olaylar da o kadar yakama saplı. Paçam biraz daha ıslanmış sanırım denizden ama olsun sokağın başına geldiğimde yolumun az kaldığını ve güneşin daha geç uyanacağı için mutluydum.
Etrafı taş duvarla çevrilmiş bizim mezarlıktan geçiyorum. Beynim fikirlerimi avutuyor birden. Neden her çürüyen beden şu toprağı kabartır ki.. “Boş ver oğlum sen kendi hesabını ver..” diye kendi kendime konuşmuşken sol elim halen cebimde. Eve varmadan her şeyi yakmalıyım ve Teodora hala uyanmadan ben yatağa girmeliyim.
Sıcak ekmek kokusunun yayıldığı o fırının önünde durup saati sorduğumda vakit çok geçti. Beni bir dilenci sanıp ısınmak için ocağın önüne götürdü bir ak saçlı ihtiyar. Sol cebimde ne varsa fırlattım fırına. Dizlerim titriyordu. İhtiyar Teodora halamı ve beni tanıdığını söylüyordu ama ben fırında yanan kartlara bakıyordum. Asılan adam”, “Şeytan” yanarken içim az da olsa rahatlamıştı. Gümüş anahtarlığın eridiğini görünceye kadar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.