- 901 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
SİZ HİÇ NACİ EL ALİ YA DA HANZALA OLMUŞ MUYDUNUZ?
Paris Katliamı , bu katliama gösterilen tepkiler ve özellikle sanki dünyanın Müslüman ve Türk olan topraklarında her gün yaşanan bir terör yokmuşçasına dünyanın kırk ülkesinin liderlerinin Paris’e koşması kısaca konu yine ‘’ Hepimiz Charlieyiz’’ meselesi.
Birileri hepimiz Charlieyiz dedikçe ben dahil birilerinin de böyle bir söyleme kızması, böyle bir söylem aleyhine bir şeyler kaleme alması. Bizim bir şeyler yazmamız üzerine de karşımıza çıkan ‘’ Hani o hep ağızlarınızda olan İslami hoşgörüye ne oldu?’’ söylemi?
Gerçekten de bu malum şerefsiz dergiye baktığımızda sadece İslam dini ile değil tüm semavi dinlerle sorunlu olduğunu görüyoruz. Mesela bir karikatürlerinde Hz. İsa’nın doğumunu öylesine karikatürize etmişler ki normalde Hristiyan dünyasının da ayağa kalkması lazım. Lakin tık çıkmamış. Yani Hristiyan dünyasının gösterdiği hoş görüyü biz Müslümanlar gösterememiş, gitmiş bu alçakların dergilerine saldırı düzenlemiş, on iki masum (!) insanı katletmişiz.
Gerçekten de biz söz konusu Peygamberimiz ve dinimiz olduğunda bu kadar tahammülsüz müyüz ?
Şöyle tarihimizi bir yokladığımızda görüyoruz ki İslam dinine göre Hz. Muhammed’in resimlerinin çizilmesi yasak olduğu halde resmedilmiş. Hem de İslam dünyasında…Genel olarak o resimlerde ( Daha doğrusu minyatürlerde) Peygamberimizi yüzü çizilmemiş ise de [ Resim 1- Hz. Muhammed (s.a.v.) Kabe ‘de insanlar ile birlikteyken---Nakkas Osman, 1595---Hazine 1222, folio 123a] özellikle İran Minyatürlerinde doğrudan doğruya çizenler de olmuştur [ Resim 2- Hz Muhammed’in(S.A.S) Veda Hutbesi sırasındaki tasviri (sağda minberdeki )---El-Birûni”nin El-Âsâr’il-Bâkiye an’il-Kurûni’i-Hâli-ye isimli kitabından alınmiştir. Sergilendiği yer: The Bibliotheque Nationale, Paris (Manuscrits Arabe 1489 fol. 5v]
İslam dünyası olarak böyle resimlere hiç de sıcak bakmadığımız halde yapanları katletmek gibi bir durum asla söz konusu olmadığı gibi bu resimler yakılarak ya da başka şekillerde imha edilmemiş, günümüze kadar gelmişlerdir. Yani bizim tepkimiz resme değil her şeyden önce.
E peki resme değil de resmin anlattığı şeye tepki vermek için ille de o karikatürleri çizenleri öldürmemiz mi gerekiyordu?
İşte en önemli soru bu? Biz mi öldürdük? Yani Müslümanlar mı öldürdü o şerefsiz alçakları. ( Şerefsiz alçak dememde bir sakınca olduğunu sanmıyorum. Madem ki en ağır hakaretler bile fikir ve düşünce hürriyeti olarak değerlendiriliyor, o halde ben de fikir ve kanaatlerimi dile getiriyorum) Evet…O alçak şerefsizleri Müslümanlar mı öldürdü?
‘’11 Eylülde nasıl ki çelik bir bina tamamen küle dönüştüğü halde o binaya çarpan uçakların içinde bulunan teröristlerin(!) plastik kimliklerinin yanmaması, o binada bulunması, böylece teröristlerin kimliklerine ulaşabilme gibi bir mucize yaşadıysak bu sefer de ayağından çıkan ayakkabıyı bile olay yerinde bırakmayıp arabaya atan teröristin kimliğini arabada bırakması gibi bir mucizeye tanık olduk.’’ deyim siz varın anlayın.
Neyse…Öyle ya da böyle ortada on iki tane katledilmiş insan var. Basına sıkılmış kurşun var. Fikir, düşünce ve kanaat özgürlüğünü susturmaya çalışan hain teröristler (!) var; bir şeyler yapmak lazım elbette. Ne mesela? Mesela protesto etmek lazım. Kınamak lazım. Hatta ‘’ Hepimiz Charlie Hebdo’yuz’’ demek lazım. Böylece tirajı sadece 60.000 olan bir derginin tirajını 5 milyona çıkarmak lazım.(!) O dergiyi on altı dile çevirip ( Biri de Türkçe ) yayınlamak lazım.(!) Türkiye olarak destek vermek lazım. Filistin, Suriye, Mısr, Irak, Doğu Türkistan, Arakan, Afganistan, Karabağ’da öldürülenler için hiç kimsenin kılını bile kıpırdatamamış olduğumuz halde Paris’e koşmak lazım diğer ülkelerin liderleriyle birlikte Charlie Hebdo katliamını kınamak, ‘’ Basına, fikir hürriyetine uzanan eller kırılsın’’ demek için.(!)
Eyvallah…Haydi öyle olsun da…
Peki siz şimdiye kadar hiç Naci El Ali diye bir isim duydunuz mu? ‘’ Hepimiz Naci’yiz’’ ya da ‘’Hepimiz Hanzala’yız’’ Diye yürüyen herhangi bir ülke lideri gördünüz ya da duydunuz mu?
Tabii ki duymadınız. Oysa Naci El Ali, de bir karikatüristti ve o da bir terör kurbanıydı. Charlie Hebdoculardan farkı Müslüman olmasıydı. Bir Filistinli olmasıydı ve yine onlardan farklı olarak mücadelesinin herhangi bir dine karşı olmayıp ülkesindeki Yahudi zulmüne karşı olmasıydı.
Naci El Ali en büyük düşmanlarına bile küfür ve hakaret etmiyor sadece ülkesinin uğradığı zulmü çiziyordu. Dergisinin adı Çığlık idi ama o dergideki Hanzala karakteri sebebiyle daha çok Hanzala olarak biliniyordu. ( Resim 3) Hanzala adını verdiği ve yüzünü hiç çizmediği bir çocuk karakter üzerinden veriyordu mesajlarını.Hanzala’yı, insanlığın Filistin’de yaşananlara sessiz kalmasından ötürü bir küskünlüğün ifadesi olarak sürekli sırtı dönük halde resmetmişti.
Naci El Ali 1961 yılında başlamıştı Hanzalayı çizmeye. Resim 4 ve Resim 5 teki gibi karikatürler çiziyordu. Tabii ki Filistin’de değil. Ünü ta Japonya’ya kadar ulaşmıştı lakin İsrail Ali El Naci’yi yok etmeliydi. Karikatürleri İsrail için çok çok tehlikeliydi(!) Neticede de öyle yaptılar. 22 Temmuz 1987 de Londra’da Mossad Ajanları tarafından sokak ortasında vuruldu. Otuz sekiz gün hastanede yaşam mücadelesi verdikten sonra 29 Ağustos 1987 de Hakkın rahmetine kavuştu. Arkasından ne ‘’ Hepimiz Naci’yiz’’ diyen oldu ne de ‘’Hepimiz Hanzalayız’’ diyen…Kırk dokuz yaşında bu dünyadan ayırdı onu İsrail’in Mossadı.
Basına, fikir özgürlüğüne sıkılmış bir kurşun vardı ama doğru düzgün haber bile olmadı gazetelerimizde…Bu gün Charile Hebdo’yu dağıtmak için can atan, buna pek cesareti olmadığı için o derginin bazı karikatürlerini yayınlayan bir gazetemiz Hanzalayı, Naci el Ali’nin öldürülmesini doğru düzgün bir haber bile yapmadı. Türkiye’de bir tek Allah’ın kulu ‘’ Hepimiz Naci’yiz ‘’ demedi. İşte bu gün bizim sözlerimizde, yazdıklarımızda bir kızgınlık ve öfke varsa bu iki yüzlülüğe duyduğumuz tiksintidendir.
Evet..Bu iki yüzlülüğe, bu insanın gözünün içine baka yapılan haksızlıklara ve hakaretleredir kızgınlığımız.
Hepimiz Charlie’yiz diyenlere, o dergiyi kendi gazetelerinin eki olarak bedava dağıtmayı düşünenlere ya da dağıtanlara tek bir sorum olacak: Resim 7 ve Resim 8 deki boş çerçeve içinde yazan ismi biliyorsunuz. Oraya sizin kendi isimlerinizi, anne, baba, eş ve kız-erkek çocuklarınızın isimlerini yazmış olsalardı yine ‘’ Hepimiz Charlie’yiz’’ Diyebilecek, bu kadar hoşgörülü(!), insancıl(!),sevgi barıştan yana (!) olabilecek miydiniz?
Bir kez daha sorayım: Siz hiç Naci El Ali ya da Hanzala olmuş muydunuz?
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Not: Tepkimizin aslında basit bir mizaha olmadığını izah edebilmek adına koymak zorunda olduğum resimler için tüm okurlardan özür diliyorum. Rabbim affetsin.
YORUMLAR
Bahsi geçen dergi tüm dogmalarla sivri bir üslup ile dalga geçen bir dergi. Bahsettiğiniz gibi Hz. İsa ile de dalga geçmiş. Hıristiyan’lardan ses çıkmamış(!) mı acaba?
Müslümanlar, dergi Hz. Muhammed ile dalga geçince ayağa kalktılar yaktılar yıktılar oooo öfkeleri dinmedi
öyle bir şey olmalı ki dergi hizaya getirilmeli çünkü sadece karikatürü çizen değil dergi yönetimi laftan sözden anlamıyor.
Velhasıl
Radikal Müslümanların eliyle dergiden ve çizerden Hz. İsa ile dalga geçmenin hesabını sordular radikallere de intikam aldırdılar yani suya sabuna dokunmadan elini ayağını temizledi mi Vatikan
Bence temizledi.
papanın açıklaması:" anneme küfreden yumruğu yer!"!!!!
Ancak; Allahütealâ hâbibim diye seslendiği HZ. Muhammed’i kendi korumaya muktedir değil midir?
Yani radikallerin orayı burayı patlatmalarına ihtiyacı var mı?
Hicrette bir örümcek ağıyla hâbibini korudu mu, korumadı mı?
Bence kimsenin İslama düşman toplamasına gerek yok. Yeterince İslam karşıtı Müslüman düşmanı var!
Allah, İslamı Müslümanlardan korusun.
Karikatürler ne kadar çirkinse bu olaylara verilen tepki de o kadar çirkin.
Birileri bağırsaklarını temizleyecek diye Müslümanları pislik süpürgesi olarak kullanamaz, kullanmamalı. Müslüman’da kendini kullandırmamalı. Uyanık olmalı, akıllı olmalı, çünkü müslümanın cahil olmak gibi bir lüksü yok!
saygımla
İçimizden alet olanlara üzüntümüz,
Yoksa onların işi bu..
Tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Hocam hırantın öldürüldüğünde ermeni olanlar şimdide hebdo cu oldular bunlar zaten islama düşman kesimler onlardan farklı bir şey beklenmesi ne kadar doğru olur Geçen yazınızda da belirttiğim gibi onların değerlerini de böyle aşşalayıcı karikatürler yayınlayacaksın ki o zaman görürdük fikir özgürlüğünü kaleminize sağlık saygılarımla
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Papa bile ne diyor: '' benim anneme küfreden bir arkadaşım benden bir yumruk beklemeli. Bunda şaşıracak bir şey yok.'' Mesele Papanın bile kabul ettiği bu gerçeği herkese kabul ettirmek.
Selam ve sevgilerimle.
Kıymetli Hocam
Her şerde bir hayır vardır denilir ya geçekten de öyle Charlie Hebdo olayının ertesi günü gerek edebiyat defterindeki farklı siyasi düşünceden olan dostların, gerekse sosyal hayatımdan tanıdığım her siyasi görüşten olan dostlarımın hepsindeki ortak kanı bu olayın İslam dinine ve Müslümanlara dönük kurgulanmış sabotaj olduğu yönündeki düşüncelerdi. bu yönüyle bu işin birinci güzel tarafı.
ikinci güzel tarafı da. acizane yazılarımızda ve yorumlarımız da hep söylediğimiz, Atatürk’ün arkasına saklanan aslında Atatürk zerre kadar umurlarında olmayan o bir avuç Siyonizm’in uşağı olmuş dinsiz imansız kesimin gerçek yüzünün görülmesi için iyi bir fırsat olmuştur.
İslam dinin yüce peygamberine yapılan bu saldırılar peygamberimizin asaletinden bir şey eksilmez ve üstelikte her siyasi görüşten ve her etnik kökenden gelen ülke insanlarının kenetlenmesine de vesile olmuştur.
Ama o seviyesiz karikatürler üzerinden peygamber efendimize yapılan saldırıları hoş gören sözde özgürlükler çerçevesinde değerlendiren(!) bu kesimler aynı zamanda, ‘’ordu göreve’’ diye popolarını yırtan kesimleridir.sevsinle onların özgürlük anlayışlarını ülkemizdeki o şerefsizlerin gerçekte ne kadar cahil ne kadar, alçak ve ne kadar vatan millet din düşmanı kalitesiz insanlar olduklarını çok açık göstermiştir bu tavırları. yani her şerde bir hayır vardır…
Kaleminize emeğinize sağlık
Saygı sevgilerimle
sami biberoğulları
En kötü bir olayda bile hayra vesile olabilecek bir taraf bulunabiliyor. Aynen dediğin gibi aslına bizim gibi biraz hayat tecrübesi olanlar için çok da yabancısı olmadığımız bu malum şahısların asıl yüzlerini yetişen yeni nesil de görme fırsatını buluyor.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Özellikle benim yazımda yazmayı unuttuğum çok çok önemli bir noktayı hatırlattığın için ayrıca bir kez daha teşekkür ederim.
Evet...Kendi ülkesinde '' Ermeni soykırımı diye bir şey olmamıştır'' demeyi bir fikir ve düşünce özgürlüğü olarak kabul etmeyip buna hapis cezası veren Fransa'nın ( Ki başka Avrupa ülkeleri de var maalesef) Şimdi kalkıp fikir ve düşünce özgürlüğünden bahsetmesi komikten de öte iğrençtir.
Tabii ki şunu söylüyorlar: Yahu adamlar hristiyanlığa, yahudiliğe de hakaret ediyorlar ama onlar kalkıp da öldürmüyor. Biz de diyoruz ki '' biz de öldürmüyoruz. Aslında ölümü hakkettikleri halde öldürmüyoruz'' Bu bir...İkincisi milletin hâla anlayamadığı hususlardan birisi de Avrupa'yı hâla hristiyan sanmasıdır. Oysa Avrupa'da bu gün ateizm hristiyanlıktan çok daha yaygındır.
Selam ve sevgilerimle.
Terör üreten bataklığı yaratan Amerika ve Avrupa öz eleştiri yapıp terörün kaynağını
görmelidir.Terörü besleyen kimdir.? Teröristler hangi devletlerden yardım alıyor,hangi
devletlerin silahlarını kullanıyorlar.? Başta Amerika olmak üzere Almanya,Fransa,İtalya
v.s. çıkarcılığı ve ikiyüzlülüğü bırakmak zorundadırlar.Terörü şiddetle ve nefretle kınıyoruz.
Terör bundan daha keskin anlatılamazdı.Derin yazınızı kutlarım.Saygı ve selamlarımla.
sami biberoğulları
Reva arkadaşın da çok güzel bir şekilde ifade ettiği gibi, kendi ülkelerinde ''Ermeni soykırımı diye bir şey olmamıştır'' demeyi fikir ve düşünce özgürlüğü olarak görmeyip bunu hapis cezasıyla cezalandıran Avrupa ülkelerinin ( Özellikle Fransa'nın ) Şimdi fikir ve düşünce hürriyetinden bahsetmesi iğrençtir. Öte yanda bu terörist dedikleri insanlar Fransız vatandaşı olup daha önce hapis yatmış sabıkalı insanlar. yani devamlı polisin takibindeler. Hal böyleyken roket atar da dahil bir sürü silah temin edebiliyorlar?
Kısacası içinde o kadar bit yeniği var ki ayıklama ile bitecek gibi değil
Selam ve sevgilerimle